Doğum günleri kişiye özeldir. Mesela yeni yıl, sevgililer günü vs. gibi herkes için özel olan günlerden değildir. Yılda bir gündür zaten ve size özeldir. Bazı insanlar hiç önem vermezken, kimisi de çok fazla önem verir. Ben kişiye özel olduğu için önem veriyorum.

Aslında doğum günleri insanı bazen mutlu eder, bazen de hüzünlendirir. Mutlu eder çünkü ilgi görüp, hiç beklemediğiniz mesajlarla karşılaşabilirsiniz. Hüzünlendirir, çünkü bir yıl daha yaşınıza yaş eklenir. Büyürsünüz, olgunlaşırsınız, artık eskisi gibi olmazsınız. Her yıl pek çok şeyi geride bırakırsınız. Sabit kalan insanlar da vardır ama her yıl hayatınızdaki insanlar da çoğunlukla değişir. Hayatın tuhaflığı da burada başlıyor zaten. Bir de doğum günlerinde hem verilen değeri, hem de verilmeyen değeri görürsünüz.

Doğum günlerini yalnız geçirmek bence insana çok da iyi gelmez. Yalnızlık güzeldir, ama özel günde sevdiklerinizin yanınızda olması da çok kıymetlidir. Size değer verenler zaten yanınızda olmak ister veya varlığını bir şekilde hissettirir.

Hayatta özel ve mutlu eden anlar vardır. Bence bunun ilk sırasında sevgi yer alır. Sonrası ise minik mutluluklarla gelir. Size özel olan günde pasta üflemek, pasta yemek, eğlenmek, şarkılar söylemek bunlar da minik mutluluklardandır. Ama şöyle de bir ayrıntı var ki: hayat, mutlu olmayı bileni mutlu eder.

Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anlatabilmem mümkün değil. Geride bir ton anıyı ardımızda bırakıp, yolumuza yeni hikayeler yazarak devam etmekle geçiyor ömrümüz. Bazen gülümseyerek, bazen de öfkelenerek bakıyoruz ardımızda bıraktığımız anılara. Sonuçta ne de olsa anıların da iyisi kötüsü, güzeli çirkini var.

Peki doğum günü kutlama olayı tarihte ilk nasıl ortaya çıktı, hiç merak ettiniz mi? Doğum günü kutlamanın insanlık tarihinde bilinen ilk örneği Eski Mısır döneminde Mısır Firavunları tarafından yapılmasıdır. Firavunların taç giyme törenlerinden sonra tanrıya dönüştüklerine dair inanış, bu törenlerin de doğum günü olarak kabul edilmesine neden olmuştur. Tarihte doğum günü kutlaması yapan ilk kadın ise Antik Mısır’ın ilk Helenistik kraliçesi Kleopatra’dır. Peki pastaya neden mum dikiyoruz? Bu nereden çıktı?

Eski Mısır’da başlatılan doğum günü kutlama geleneği, aradan yıllar geçtikten sonra Yunanlılar tarafından yapılan birkaç değişiklikle evrilmiş; daha farklı bir şekilde kutlanmaya başlanmış. Yunanlılar, Yunan mitolojisinde sembolü ay olan Avcılık ve Kır Tanrıçası Artemis’in doğum günü kutlamalarında, ay şeklinde hazırladıkları keklere ay ışığını hatırlatması nedeniyle mum eklemiştir. Zamanla diğer Tanrı ve Tanrıçaların, soyluların ve halk kahramanlarının doğum günleri de bu şekilde kutlanır hale gelmiş. Yunanlılar, doğum günü pastasının üzerine koydukları mumların oradaki kötü ruhları uzaklaştırdıklarına; biri mumu üfledikten sonra ortaya çıkan dumanın ise tutulan dilekleri tanrıya ulaştırdığına inanılırmış.

Öyleyse, nice doğum günlerine…