Gelene hoşgeldin, gidene güle güle!

Çatalca Belediyesi Temmuz Ayı Meclis Toplantısı’nın gündem maddelerinden, son gündem maddesi olan 5. Madde dikkatimi çekti. Gündem maddesi şöyle; “Belediyemiz gayrimenkullerinin 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 18. maddesinin (e) bendine göre değerlendirilmesi ile ilgili Emlak ve İstimlak Müdürlüğü’nün teklifi...” Burada belediyenin gayrimenkullerinin değerlendirilmesi diyor. Meclis'te yapılan görüşmede bu maddeye göre Çanakça ve Kabakça mahallelerindeki bazı parsellerin satışa çıkarılması oylandı. Aslında işin özeti iki mahallede bazı parseller belediye tarafından satışa çıkartılacak. Tabi Meclis gündeminde bu böyle açıkça yazılmamış, muhtemelen kamuoyunda belediye yer satıyor algısı oluşturmamak için “değerlendirme” cümlesi kullanılmış. Gündem maddesi Ak Parti ve CHP Meclis üyelerinin el kaldırmasıyla oy birliği ile kabul edildi denildi. (Ancak Ak Parti Grubundan bir meclis üyesi kabul etmeyenler denildiğinde oylamaya red verdi. Böyle olunca oylamanın oy çokluğu ile sonuçlanmış olması gerektiğini düşünüyorum. Anlaşılan Ak Partili meclis üyeleri konuya yeterince vakıf değildi.)

Gündeme geçilmeden önce Ak Parti Grubu adına söz alan A. Rasim Yücel Meclis gündem maddelerinin detaylarının yazılı olduğu metinlerin kendilerine ulaşmadığına dikkat çekmişti. Toplantı sonrası görüştüğüm Yücel, beşinci gündem maddesinin içeriğini bilmediklerini, gündem maddesi oylamaya geçildiğinde içeriğinden bilgi sahibi olduklarını söyledi. Tabi bu konuyla ilgili CHP Meclis üyelerinden de görüş almak istedim. Ancak iddiaya göre Çatalca Belediye Başkanı Erhan Güzel, CHP Gurubu’na basınla konuşma yasağı getirmiş. 'Basınla konuşmayın, bize zarar verirler' demiş. Haliyle o taraftan bilgi alamadım. Her zaman söylüyorum belediyeler yer alabilir, yer satabilir. Ancak bunu çeşitli kelime oyunu yaparak yer satılıyor gerçeğini değerlendirme kelimesiyle perdeleyemezsiniz. Keşke bu akıl oyunu yapmak için kullandığınız zekanızı fayda getirecek işler içinde kullansanız. Sonra basın size nasıl bir zarar verebilir?

“Yöneten Kent Çatalca” vizyonuyla tüm fikirleri dinleyip, birlikte yöneteceğiz diye çıktığınız yolda basına konuşmayın demek kendi söylediklerinizi yok saymak yani söylediklerimiz ile yaptıklarımız aynı olmayacak demek olmuyor mu? Ayrıca basın size bu zamana kadar nasıl bir zarar verdi de bu kadar tedirgin oluyorsunuz? Seçim dönemi olmak üzere göreve geldiğiniz zamandan bu yana hangi gazeteci size zarar verecek bir yorum bir haber yaptı da siz gurubunuza basın çalışanlarıyla konuşmamalarını tembihliyorsunuz? 10 yıl belediye başkanı yardımcısı olarak görev yaptınız bir tane başarı hikayen var mı diye soran bir gazeteci oldu mu? Ya da görev yaptığın dönemde hangi çalışmalarınızı referans gösteriyorsunuz diye soranı da görmedim. Fakat görüyorum ki seçim sürecince şeffaf yönetim diye masallar anlatıp şimdi bu kırmızı çizgim o siyah çizgim diyerek bizlerin haber alma özgürlüğümüze sınırlar çizeceksin sonrada o çok şeffaf yönetim anlayışını savunacaksın.

Nedendir bilinmez ancak o koltuğa oturanlar zamanı gelince kalkacaklarını unutuyorlar. Sen ki deneyimli bir belediye başkanı sayılırsın. Nasıl coşkuyla yönetime gelip nasıl hüsranla gidildiğini bilirsin. Bu ilçeye çok belediye başkanı geldi geçti sende bir gün o kervanda olacaksın. Ancak biz basın çalışanları aynı yerimizde gelene hoş geldin gidene güle güle diyerek, halkın haber alması için işimize aynı tutku ve azimle devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Savaş Atak Arşivi