Müzik dünyasında Dario Moreno adıyla nam yapan David Arugete Moreno’nun hayatı sahneye taşındı. Dario Moreno “Deniz ve Mehtap” adlı şarkısıyla ünlendi ülkemizde. Bu şarkıyı müziğe meraklı olan herkes bilir. Dario Moreno Aydın’da doğdu ama müzikte Fransa’da şöhret kazandı. 1960’larda hem oyuncu hem de şarkıcı olarak Fransa’da ciddi başarılar elde etti.

Kötü bir çocukluk yaşadı. Küçükken tren istasyonunda çalışan babasını kaybetti, babası vurulunca yetim kaldı. Dört yaşına kadar yetimhanede kaldı. Zor geçen bir çocukluk sonrasında müziğe yönelen ve bu alanda başarılı olan Dario Moreno ilk 45’lik plağı “Amigo Mia / Luna” yı 1949 yılında yayınladı. Sonrasında ardı ardına plaklar yayınladı. Müthiş üretken bir müzik insanıydı yılda dört beş tane plak yayınlardı. Ölümü de çocukluğu gibi trajik oldu. 1 Aralık 1968 günü Yeşilköy Havalimanında vefat etti. Paris'te galası gerçekleşecek oyununa ve Paris'te ilk kez yapılacak "Türk Gecesi"ne gideceği uçağa geç kalması ve uçağa bindirilmemesi üzerine hava alanındaki görevliyle girdiği tartışma sırasında tansiyonu yükseldi ve hayatını kaybetti.

Türkiye’de kitap ve albümleri yayınlandı

Dario Moreno’nun 2000’li yıllarda “Dario Moreno’suz 40 Yıl” adlı derleme albümü Odeon Müzik tarafından yayınlandı. 2021 yılında Erkan Özerman Dario Moreno’nun hayatını anlatan “İzmir’li Dario” adlı kitabı yayınladı. Şimdi de sanatçının İzmir’den dünya starlığına uzanan şöhret hikayesini anlatan “Bayanlar Baylar Dario Moreno” adlı tiyatro oyununun prömiyeri Beyoğlu Atlas 1948’te gerçekleşti. Oyunu Kosta Kortidis yazıp yönetiyor. Oyunun kadrosunda Dilara Tabak, Akın Kaplan, Hazal Akyürek, Özlem Alpözü gibi oyuncular var. “Bayanlar Baylar Dario Moreno” oyunu 19-20 Ekim’de Çankaya’da, 2 Kasım’da ise Kadıköy Eğitim sahnesinde seyirci ile buluşacak. Bu oyunu ben izlemeye çalışacağım size de tavsiye ediyorum fırsatınız olursa izleyin derim.
Türkiye’de maalesef müzik adına hiçbir kültürel etkinlik yapılmıyor. Ne kitap yazılıyor ne de müzikaller var. Bu nedenle “Bayanlar Baylar Dario Moreno” oyunu çok değerli. Bu tarz müzik temalı sanat etkinliklerinin artması lazım. Ülkede kültür yerlerde sürünüyor. Bu nedenle bu tür sanat etkinliklerini desteklememiz lazım.

Milletin parasıyla millete hava atmak!

TRT öylesine başına buyruk bir şekilde yönetiliyor ki ve oradaki yöneticiler kendilerini öylesine kaf dağında görüyorlar ki adeta tarih yazıyorlar. Bu çok kamu kuruluşunda da var ama TRT’de daha fazla var. Zerre eleştiriye tahammül edemiyorlar. Eleştiriye tahammül edemedikleri gibi kendilerini eleştirenleri de tepeden bakan bir gözle aşağılar gibi yok sayıyorlar. İletişim başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı nasıl bu TRT’ye göz yumuyor bir anlam veremiyorum. Oradaki yöneticiler kamu kaynaklarından faydalanarak hayatlarını yaşıyorlar. Özel şoförler araçlar, harcırahlar havada uçuşuyor. Adeta bir müsriflik patlaması var. Buna kimse dur demiyor. Kurumun televizyonları maç yayınları sayesinde ilk kez bir reyting gördü. Radyoları yerinde sayıyor hem de yıllardır yerinde sayıyor ama buna kimse dur demiyor. Her şey kötü de diyemem arada iyi giden şeyler de var. Mesela şu an televizyonlarda dönen “Tabii” adlı TRT’nin dijital platformunun reklamları. Bu reklamları ilk gördüğümde çok şaşırdım ve içimden “gerçekten yaratıcı ve espritüel bir reklam olmuş, TRT tarihinin en iyi reklam kampanyası” dedim.

İyi olan şeyleri alkışlamak olduğu kadar kötü giden şeyleri de yazmak bizim görevimiz. Ama TRT daire başkanları buna tahammül edemiyor. TRT genel müdürü tüm eleştirilere açık olgun bir tutum sergilerken onun altında çalışan liyakat ile seçilip seçilmediği muamma olan daire başkanları onları eleştirenleri adeta aşağılıyor. Örnek mi? Hayatında bir tane bile ne radyo ne de televizyon programı yapmadan tapu dairesindeki görevinden ışın hızıyla TRT daire başkanlığına terfi eden babası AK Parti milletvekili olan Sayın Hamit Yaz. Onu eleştirenlere zerre tahammülü olmayan ve koltuğunun derdine düşen bu daire başkanı başarısız çalışmalarını kaleme alanları hemen sosyal medyadan engelliyor. Görünce güldüm. Ne koltuk sevdasıymış bu sevda dedim kendi kendime.
Bunlar kamuda çalışmanın ne anlama geldiğini bilmiyorlar. Kamusal sorumluluklarını bilmeden güzel paralar kazanıyor ve kamuyu da rezil ediyorlar. Kamu çalışanı devleti temsil eder. Kamu çalışanı halka tepeden bakamaz. Kamu çalışanı branşı ile ilgili olan eleştirilere olgun davranır, ergenler gibi ‘küstüm’ deyip sosyal medyada onu eleştiren gazeteciyi engelleyemez. Basını susturmaya çalışamaz. Bunları birilerinin TRT’ye anlatması lazım.

BAYHAN’IN DÖNÜŞÜ MUHTEŞEM OLDU

Müzik dünyasının duygusal müzisyeni Gülden çok ilginç bir düete imza attı. Daha önce kendi seslendirdiği “Soğuk Odalar” adlı şarkısını Bayhan’la birlikte seslendirerek bir düete imza attı. Sözü ve müziği Gülden'e, aranjesi Emre Çalışkan'a ait olan bu şarkı, Bayhan'ın kendine has vokalleri ile çok farklı bir versiyona dönüştü. Bayhan Popstar yarışmasında ilk adını duyurmuştu. Çok küçük gördüler onu, çok horladılar. Bir ara müzik dünyasından uzak kaldı. En son albümünü 2008 yılında yapmıştı sonrasında bir suskunluğa girdi. 2020 yılında bir single ile müziğe geri döndü. 2024 yılında farklı şarkıları coverladı. İlk olarak “Unchained Melody” adlı dünya klasiğini single yaptı. Sonrasında Tual Grubu ile bütünleşen “Tiryakinim” adlı şarkıyı coverladı. Tiryakinim Bayhan’a ciddi bir başarı getirdi. Şarkı Spotify’da 53 milyon kez tıklandı. Radyolarda yayınlandı sosyal medyada ciddi bir rüzgâr estirdi Z kuşağı tarafından sevildi. Bu çocuk çok çekti müzik piyasasından bu başarısını görünce sevindim. Şimdi başarısını Gülden ile yaptığı bu düetle devam ettirmeye çalışacak.