Yeni trend bir kasım

Hadi bakalım, şimdi bir süre yeni trend 1 Kasım.
Aylarca 7 Haziran yazdık çizdik.
Şimdi sıra 1 Kasım'da.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçimin 1 Kasım'da yapılmasını öngören seçim takvimi taslağını siyasi partilerin görüşüne sundu.
Milletvekili genel seçiminin 1 Kasım'da yapılmasının planlandığı takvimde seçmen listelerine itirazlar, adaylık başvuru süreci gibi bazı konulardaki süreler kısaltıldı.
Taslak, YSK'daki 4 siyasi parti temsilcisinin görüşüne sunuldu. Temsilcilerin taslak üzerinde parti yetkilileriyle yapacağı çalışmanın ardından, varsa öneri ve görüşleri YSK'ya bildirilecek.
YSK, görüşler doğrultusunda taslağa son şeklini vererek kesin seçim tarihini belirleyecek.

*

Dün gazete mutfağında yemekteyken arkadaşlardan birisi 'peki ya erken seçimde de bir parti tek başına iktidar olamazsa ne olacak' diye sordu.
Aslında bu soru bütün Türkiye'nin sorusu.
Gerçekten de AKP 276 milletvekilini bulabilecek mi veya bulamazsa yine erken seçime mi gidilecek.
Doğrusunu isterseniz hani burası Türkiye her an her şey olabilir diye bir tabirimiz var ya.
İşte o tabir galiba her şartta her konuya gidecek bir tabir.
Ve en çok da bu seçimler için kullanılacak bir tabir.

*

Gerçekten de her an her şey olabilir.
Yeniden erken seçime de gidilebilinir.
Türkiye halkı bir sürpriz yaparak AKP'yi yeniden tek başına iktidar da yapabilir.
Yine Türkiye halkı bir sürpriz yaparak başka bir siyasi partiyi de daha üst oranlara taşıyabilir.

*

Hadi çok fazla uçuk tahminde bulunmadan bu durumu yorumlayalım.
Yani, 'bu seçimde de bir parti tek başına iktidar olamazsa ne olacak' sorusunu cevaplayalım.
Öncelikle CHP ve MHP'nin önümüzdeki yapılması muhtemel erken seçimlerde çok fazla oy değişikliğine uğrayacaklarını düşünmüyorum.
Her iki partide de belki bir kaç isim değişikliğine gidilir.
Milletvekilleri sayısı ve oy oranlarında en fazla yüzde bir oranında değişiklik yaşanır.

*

Ancak AKP ve HDP'yi büyük sürpriz beklediğini söyleyebiliriz.
AKP milletvekili ve oy oranını artırmayı başarabilir mi.
HDP oy oranını koruyabilir mi.
HDP'den AKP'ye veya AKP'den HDP'ye oy kayması yaşanabilir mi.
Özellikle doğu ve güneydoğu bölgesinde bu iki siyasi parti seçmenini zor karar bekliyor.
7 Haziran sonrası yeniden tırmanan PKK terör olayları hangi partiye en çok zararı verecektir.

*

Yine bu soruyu da cevaplamaya kalkarsak.
Tırmanan terör AKP'ye zarar verecek diye düşünenler; sırf erken seçim olsun, AKP yeniden tek başına iktidar olsun, terör olayları HDP'yi kötü göstersin diye çatışmaların ve operasyonların bir kurgu olduğunu söylerlerken.
Tırmanan terör AKP'nin oyunu artıracak HDP'ye zarar verecek diye düşünenler ise; barış süreci veya çözüm sürecinin rafa kalkma sebebi PKK ile HDP'nin tutum değişmesinden kaynaklandığını, Abdullah Öcalan'ın örgüte ve partiye fazla söz geçiremediğini, Kandil'in her zaman çatışmadan ve terörden yana tavır aldığını, ülkenin yeniden huzur ortamına kavuşmasının AKP'nin tekrar tek başına iktidar olmasına bağlı olduğunu söylemekteler.

*

Bu iki görüşün hangisi daha fazla doğru, hangisi daha az doğru kestirmek güç.
Bir anlamda bu durumun cevabını da erken seçimde almış olacağız.
Şayet AKP oy kaybederse terörün yeniden hortlamasına kurgu diyeceğiz.
AKP oylarını artırırsa daha çok HDP ve PKK'yı suçlayacak ve bu halkın, demokrasi-özgürlük-adalet istediğini ama bunun, çatışarak, savaşarak değil insani ortamlarda, sağlıklı zeminlerde görüşülerek gerçekleşmesi gerektiğini istediklerini anlamış olacağız.

*

Daha aylarca yorumlayacağız erken seçimi.
Kısaca Demirel'in dediği gibi siyasette bir gün bazen çok uzun bir süre bir yıl çok kısa bir süre.
Bu günlerde bu sözün anlamını daha bir net anlıyoruz.

Kafama takılanlar kafamı bozanlar!

Yapılan bir araştırmada Avusturalya'da her doğan üç çocuktan ikisi kız birisi erkek çocuk olarak dünyaya geliyor.
Böylece ülkede kadınların sayısı erkeklere oranla her geçen gün artmakta.
Anlayacağınız ülkede erkek kıtlığı varmış.

*

Peki gelelim ülkemize.
Fazla araştırma yapmaya gerek yok.
Hemen hemen her ortamda gözlemlemekteyiz.
Gittiğiniz her ortamda erkek sayısı kadınlara göre daha fazla olarak göze çarpmakta.
Rakamsal olarak bu kadar fazla olmasına rağmen sizce kadınlarımızın yüzde kaçı erkeklerimizden memnun.
Veya bu kadar erkek çokluğu olmasına rağmen Avusturalya'da mı yalnız yaşayan kadınlar daha fazladır yoksa Türkiye'de mi.
Hiç fazla düşünmeden ben Türkiye'de oransal olarak daha fazla yalnız kadın olduğunu düşünüyorum.

*

O halde hal böyle iken.
Neymiş Avusturalya'da erkek kıtlığı varmış da Avusturalya'lı kadınlar ağzını açmış ülkesinde doğru dürüst bir baltaya sap olamamış bizim dangalakları bekliyormuşçasına ağızları sulananlara sesleniyorum.
Değil bir erkeğe üç kadın, adam ol(a)madıktan sonra bir erkeğe bin kadın düşse de kusura bakmayın yine avucunuzu yalarsınız.
Boşuna Avusturalya hayali kurmayın derim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi