Sen uyursan, o ölür!

Nefes adlı filmde, Mete yüzbaşının o unutulmaz sahnesinde kullandığı bu söz çok anlamlı ve içi çok dolu bir sözdü.

Vatan nöbetini tutarken, uyunmaması gerektiğini, bu çok anlamlı sözle bizlere anlatmıştı:

“Sen uyursan, herkes ölür.”

Sen uyursan, arkadaşların ölür; sen uyursan, annen ölür, baban ölür, tüm sevdiklerin ölür.

Evet, nöbette uyursan, ölürsün ve seninle birlikte tüm sevdiklerin de ölür.

Ben de bu anlayış ile yola çıkarak, siz değerli okuyucularıma, bazı uyarılarda bulunacağım.

Yazımın ve sözlerimin büyük bir bölümü, halihazırda seçmen olan ve seçmen adayı vatandaşlarımızadır.

budur.jpg

Dertleri zenginleşmek

“Söz konusu vatan ise, gerisi teferruattır” anlayışından esinlenerek, bu yazımı yazıyorum.

Son 15 yıldır ülkemizde yaşananlara baktığımızda, sanki, başıboş bırakılmış bir vatan görüntümüz var.

İstediği her şeyi yapmakta ve uygulamayı, kendinde hak gören bir hükümetin, aldığı her kararda, uyguladığı her politikada, toplum daha da yoksullaşıyor ve maalesef daha da çok gayrimeşru işlere yöneliyor.

Adaletin ne kadar doğru işlediği hükümet tarafından söylense de toplum nezdinde, adaletin işlemediği, haklının değil, güçlünün haklı çıktığı bir zaman dilimi içinde olduğumuz, yaşadıklarımızla çok net görülmektedir.

Değerli ve kıymetli olanları tenzih ederek söylemek isterim ki, bu ülkede siyaset yapmak isteyen politikacıların ve diğer insanların büyük bir çoğunluğu bunu zenginleşmek ve itibar kazanmak için yapıyor.

Vatan, millet, adalet ve ekonomi, birçoğunun umurunda bile değil, ҫünkü tek dertleri daha çok zenginleşmek, daha çok koltuklarında oturmak, hatta sen izin verirsen, ölene kadar da o oturdukları koltuklardan kalkmamaktır.

Kendi isteğiyle de asla kalkmazlar.

5 yıl vekillik yapıp, ömür boyu emekli maaşı almak, ne kadar avantajlı bir şey değil mi? Gerҫek vatansever bir vekil, böylesi bir yasanın onayına el kaldırır mı?

Sen uyursan kaldırır!

Onu oralarda tutan sensin.

Eğer şikâyet ettiğin, rahatsız olduğun bir durum varsa, bunun sebebi sensin, evet, sensin sayın seçmen; hiç suçlu arama, aynaya bak, suçluyu göreceksin.

Peki şimdi ne oldu?

Bir parti düşünün ki seçilmek için, üç Y sloganı ile yola çıkıp,

“Yoksulluğu biz yeneceğiz;

Yasakları biz kaldıracağız;

Yolsuzluğu biz bitireceğiz” dedi.

Sizler de güvendiniz onlara ve oylarınızı verdiniz ve neticede bunlar da hükümet oldu.

Peki şimdi ne oldu?

Bu ülkede yolsuzluk varsa, bunun sebebi sensin.

Bu ülkede yoksulluk varsa, bunun sebebi sensin.

Bu ülkede yasaklar varsa, bunun sebebi sensin.

Adaletin işlemediğine inanıyorsan, bunun sebebi sensin.

Göçmen politikasından rahatsızsan, bunun sebebi sensin.

Tarlaya ektiğin mahsulünü değerinde satamıyorsan, bunun sebebi sensin.

Aldığın asgari ücretle geçinemiyorsan, bunun sebebi sensin.

Emekli maaşınla yaşayamıyorsan bunun sebebi sensin.

Aldığın ücretle kiranı dahi ödyemiyorsan, bunun sebebi sensin.

Sen uyursa, herkes ölür, vatan gider, toprak gider.

Sen uyursan geleceğin gider, umutların gider, yarınların gider.

Medyaya yansıyan kanunsuz olaylar karşısında adaletin ne hallere düştüğünü hep beraber okuyor ve yaşıyoruz.

Sen de okuyor musun?

Çok değerli gazeteci arkadaşlarımızın Timur Soykan, Murat Ağırel, İsmail Saymaz Şule Aydın, Fatih Altaylı, Yılmaz Özdil, Cüneyt Özdemir, İsmail Arı, Barış Pehlivan ve Levent Gültekin gibi araştırmalarını, haberlerini, belgelerini, yorumlarını hem okuyup hem izleyince ve diğerlerini de okuyunca ne görüyoruz?

Güçlü olan her zaman haklı!

Adalet yok!

Doğru seçim tercihi yaparsan, sen ben bizler kazanırız; Hep beraber kazanırız.

Senin elinde tek bir kozun var: o da seçme hakkın;

Bu hakkı da sana verenin kim olduğunu çok iyi biliyorsun, ama sen ona saygısızlık yapan siyasilere oy vererek, kendi çukurunu, kendin kazıyorsun!

Çünkü Cumhuriyet ile vatandaş olmuşken, sen ısrarla, vatandaş değil, kul olmaya meyillisin!

Aslında, belki de haklısın;

Sen esaretin işgalin bedelini ödedin, bu doğru.

Ama sana altın tepside sunulan, ama hiçbir bedel ödemediğin, Cumhuriyet için de bir bedel ödemedin.

Ödemelisin, çünkü bedeli ödenmeyen bir kazanımın, hiçbir hükmü ve değeri yoktur!

Sen de bunu Cumhuriyete olan davranışın ile zaten gösteriyorsun.

Cumhuriyeti kuranlar için “iki ayyaş” diyenlere oy veriyorsun, tarikatları kapatıp laikliği getiren zihniyeti savunan partilere oy vermiyorsun!

Tarikat ve cemaat yaşamını destekleyenlere oy veriyorsun!

Ülkenin bu duruma düşmesinin sebebi sensin, sayın seçmen; Aynaya bak, evet işte, suçlu, o aynada gördüğün kişi!

Tarikatları kapatan zihniyetlere değil, ona göz yuman, ona yol veren zihniyetlere oy veren sensin;

Bu nedenle de suçlu sensin!

Fettullah cemaatinin bu ülkeye ne kötülükler yaptığı ortadayken, verdiğin oylarla desteklediğin hükümetler, peki, şimdi hangi tarikata ya da tarikatlara yol veriyor biliyor musun?

Okursan, çabuk anlarsın da!

Buna, tercihlerinle, sen yol veriyorsun!

Seçmeyi bilmiyorsun ve daha sonrasında ise “Verdiğim elim kırılaydı da vermeseydim” diyorsun!

NAMERDE MUHTAÇ OLUNCA ÖLÜYORLAR

Ama sen uyursan, tüm sevdiklerimiz ölür.

Ölüyorlar da...

Umutlarını kaybederek ölüyorlar...

Çaresiz kalınca ölüyorlar...

Namerde muhtaç olunca ölüyorlar...

Adalet tecelli etmeyince ölüyorlar...

Zenginden değil yoksuldan daha çok vergi alınınca ölüyorlar...

Diyeceksin ki, “Tamam, iyi güzel dedin de peki, oyumu, kime vereyim ki, başka kim var?”

Sayın seçmen: oyunu kime vereceğine, değil, ama sana ancak, kime vermemen gerektiğini söyleyebilirim.

Sıralayalım o zaman:

Sana aşağıda sıraladığım vaatlerle değil, medeniyet ve adalet üzerine yaşamayı vaat edenlere prim vermelisin

Dini kullanarak siyaset yapanlara oy verme...

Milliyetçiliği kullanarak, siyaset yapanlara oy verme...

Atatürkçülüğü kullanarak, siyaset yapanlara oy verme...

Kim gelirse gelsin, senin dinini, kimse senin yüreğinden çıkaramaz...

Kim gelirse gelsin, senin milliyetçiliğini, senin yüreğinden kimse çıkaramaz...

Kim gelirse gelsin, senin Atatürk sevgini, senin yüreğinden çıkaramaz...

Yeter ki sen uyuma uyanık ol ve sana gerçekten hizmet edecek olanı seç;

Sen uyursan o ölür...

Daha kimlere oy vermemeliyiz, devam edelim:

Kendisini, ailesini, yakın akrabalarını, eşini dostunu arkadaşlarını kimler zengin ederse ve liyakatsiz tanıdıklarını, kimler makam sahibi yapıyorsa, bir daha bunları asla oy vermemelisin!

Hırsıza, yalancıya, utanmaza, devletin malını mülkünü korumayanlara, dışarıda devleti doğru temsil edemeyenlere, Türkiye’nin çıkarlarını ve yönettiği makamları iyi yönetemeyen, yanlış kararları ile ülkeye zarar veren siyasetçilere ikinci bir şansı asla vermemelisiniz!

Bu yukarıda saydıklarımı hangi parti yaparsa, bir daha o partiye oy vermemelisiniz!

“Bu giderse, başka seçecek insan mı var, filanca gelirse, daha da kötü olur” demeyin!

Zira, bu anlayış, vatanını seven bir insan için, sahip olunabilecek, en kötü anlayıştır.

Bu sabit fikrinizden vazgeçmez seniz, sonuçta hem kendiniz hem de tüm sevdikleriniz, bundan büyük zarar görür.

AKLIMIZI HEP AÇIK TUTALIM

Kısaca, sayın seҫmen kardeşim:

Oyunu sık değiştir

Futbol takımı tutar gibi, ebediyen aynı partiyi tutma!

Uzun süre hiçbir siyasetçiye, sürekli taviz verme; partiler arası hizmet yarışına bir fırsat ver!

O makama gelenleri, senin oyunun belirlediğini göster ki, bütün siyasetçiler gözünde, bir kıymetin, bir değerin olsun!

Nasıl iyi çalışmayan bir işҫi, patronu tarafından rahatҫa kapının önüne koyulabiliyorsa, aynı şeyi sen de başarısız bulduğun politikacılar iҫin yapmalısın!

Burada, bu kez patron sensin! Bunu sakın unutma!

Ve fakirliğin bir kader olduğunu düşünme, bu fikri unut çünkü

Fakirliğin “KADER” olduğu sadece ve sadece kocaman bir yalandır!

Allah; insanları, açlık ve yoksulluk ile imtihan etmek isteseydi ne denizde balık ne ağaçta meyve ne de tarlada buğday vermezdi!

Fakirliğin sebebi, siyasi iktidarlar ve onun doymak bilmeyen yandaşlarıdır!

Lütfen, bu vatan nöbetinde uyuma artık, kardeşim!

Birbirimize her daim sahip çıkalım!

Biz sana, sen de bize emanetsin. Bunu hiҫbir zaman aklından çıkarma, canım kardeşim!

Aklımızı açık tutalım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kanun Göçer Arşivi