Halit Çelikbudak

Halit Çelikbudak

Kolektif panik atak

Şöyle başlayalım. ‘Almanya uçurumun eşiğinde. Artık kimse güvende değil ve bunun sorumlusu elbette ilticacılar/mülteciler‘. Almanya’da son birkaç haftanın tartışması bu. 2018 yılında dönemin Alman İçişleri Bakanı göçün ‘tüm siyasi sorunların anası' olduğunu ifade etmişti. O dönemde bakanın sözleri toplumun ve birçok partinin güçlü muhalefetiyle karşılanmıştı. Ancak bugün, bazen açıkça, bazen daha az açıkça ifade edilen bu bulguda büyük ölçüde siyasi fikir birliğe varıldığı görülüyor.
* * * *
Bugün konuşulan konu durumun gerçekten ne olduğu ve Almanya'nın buna karşı ne kadar sert önlem alması gerektiği. Her şey 2015 yılında milyonlarca insanın Avrupa'ya doğru yola çıkmasıyla başladı. Özellikle Avrupa ve Almanya 2015'ten bu yana büyük bir göç yaşıyor. Bugüne kadar yalnızca Suriye'den yaklaşık bir milyon kişi Almanya'ya geldi. Afganistan'dan yüz binlerce kişiyi geldi ve yaklaşık bir milyon Ukraynalı da yaşıyor. Giderek artan küresel eşitsizliğin bir sonucu olarak yoksulluk göçü de artıyor.
* * * *
Elbette böyle bir göç akını sorunları da beraberinde getiriyor. Zorluklar getirdiği bir gerçek. Kültür çatışmaları, entegrasyon sorunları, maliyetler, her açıdan aşırı yüklenen belediyeler. Ayrıca on binlerce ilticacı/mülteci başvuruları ret edildiği için Almanya’da yasa dışı olarak bulunuyor ve sınır dışı edilmeleri/ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. Almanya’da bugünlerde genel siyasi hedef; ‘Gelen mültecilerin sayısı etkili bir şekilde sınırlandırılmalı, düzensiz göç önlenmeli, başvurusu ret edilenler hemen geri gönderilmeli.‘
* * * *
Almanya’da yaşanan ikilemi de unutmamak gerekir. Bir yandan gelecekte refahın çöküşünü önlemek için göçe bağımlı. Öte yandan istisnasız kontrolsüz göçten bunalmış durumda. Alman Şansölye Olaf Scholz, Almanya'nın bu ülkeye kimin geleceğini seçebileceğini defalarca ifade etti. Bunun kendi kaderini tayin vaadi olduğunu söyledi. Ama gerçek, Şansölyeyi yalanlıyor. Çünkü Almanya geleni seçmiyor, düzensiz göç Almanya'yı seçiyor. Aslında ekonomik refahı dünya/büyük ölçüde açık sınırlara bağlı olan Almanya için acı verici bir farkındalık olduğu da diğer bir gerçek.
* * * *
Düzensiz göç/kontrolsüz göç, halkın gözünde artık bir numaralı sorun haline geldi. Ancak tartışmalarda çok fazla kafa karışıklığı olduğu görülüyor. Güvenlik, göç, ilticacılar, mülteciler, düzensiz göç, şiddet, Mannheim kentindeki bıçaklı saldırı, Solingen'de üç kişinin ölümüne yol açan şüpheli İslamcı terör saldırısı, iki eyaletteki seçimlerde aşırı sağcı populist partinin aşırı güç kazanması gibi bir sürü kavram bazen bağlantılı bazen müstakil aynı anda tartışılıyor. Sanki kolektif bir panik atak var gibi.
* * * *
ZEIT gazetesi adına kısa süre önce yapılan bir anket şunu gösterdi: Ankete katılanların yüzde 80'inden fazlası göçün kısıtlanmasını istiyor. Alman hükümeti önce sınırlardaki kontrolleri genişletti. Ekim 2023'ün ortalarından beri Polonya, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre sınırlarında sabit kontroller yapılıyordu. Düzensiz göçe dayalı bu tür kontroller, Eylül 2015'ten bu yana Almanya-Avusturya kara sınırında da yapılıyordu. Artık buna Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Belçika ve Belçika ile Danimarka sınırları da eklendi.
* * * *
Sınır kontrollarında, başka bir AB ülkesinde sığınma başvurusu yapmış veya yapmış olabilecek kişileri reddedilecek. Muhafazakar anamuhalefet partisine göre durum açık: Almanya'daki göç ancak ülkeye daha fazla mültecinin girmesine izin verilmediği takdirde kontrol altına alınabilir. Bunun yasal olarak mümkün olduğunu, gerekirse ‘ulusal acil durum‘ ilan edilmesi gerektiğini öne sürüyor. Alman hükümeti sınır kontrollerine ilaveten düzensiz göç ve güvenlik konusunda geniş bir önlem paketi hazırladı.
* * * *
2015’te dönemin şansölyesi Angela Merkel’in‚ ‘Yapabiliriz/Başarabiliriz' dediği coşku çoktan söndü. Göçle ilgili sorunları ele almak siyasette cesur bir davranış olduğu gayet açık. Basit çözümlerinin olmadığını açıkça söylemek zaten başlı başına cesurluk. Çünkü göç tartışmasında gri tonlar çok fazla. Göç politikasında gerçek bir dönüm noktası başlatmak sanırım kolay değil. Avrupa’nın gözü Almanya’nın üzerinde. Bu sorunu nasıl çözeceğini dikkatle izliyor sanırım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halit Çelikbudak Arşivi