AKP - CHP.

AKP - MHP.

AKP - HDP.

Veya.

CHP - MHP - HDP.

CHP - MHP ve dışarıdan HDP.

550 bölü iki, artı bir

Hedef  276 sayıya ulaşmak.

Bütün bu koalisyon alternatiflerini düşünebiliriz.

Ancak erken seçimi düşünmek şimdilik imkansız.

Hani seçimden önce demiştik ya Cumhurbaşkanı Erdoğan yetkisini kullanarak 45 gün içerisinde yeniden erken seçim kararı alabilir diye.

İşte tam da bunun için erken seçim imkansız.

Hem artık Erdoğan'a söz hakkı vermek istemeyen bir yapı oluştu.

Hem Erdoğan'ın istediklerini kolayca kabul ettirmeyecek bir yapı ve meclis var karşısında.

Hem de bu 550 vekil içerisinde bağımsızca hareket etmeye müsait bir anlayış var artık.

 

Meclis’in yüzde 60’tan fazlası yeni vekillerden oluştu.

Bu da yaklaşık 350 milletvekili yapar ki işte bu sayı bir anlamda ‘artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ söylemini dillendirecek orana sahip.

AKP'den yeni meclise girenler eskisi kadar biat kültüründen olmayıp, kimi Erdoğan kontenjanından kimi Davutoğlu kontenjanından meclise girmeyi başaran ancak yeri geldiğinde de bağımsız hareket etmeyi göze alan isimlerden oluşmakta.

CHP'den bu dönem meclise giren milletvekillerinin yarısı ön seçim ile bu başarıyı sağlayan isimler.

Bu isimler hem örgütün gücü ile bu göreve geldiklerinden hem zaten aslında bir anlamda CHP üst yönetimi ile bir çok konuda ters düştüklerinden ön seçim tercihi ile meclise girmeyi başardıklarından dolayı gerektiğinde bağımsız hareket etmeyi göze alacak isimlerden oluşmakta.

 

Aslında bu yazdıklarımızın bütün genel başkanlarda farkındalar.

Erdoğan da farkında.

İşte bu nedenle olası bir erken seçim çok çok zayıf ihtimal.

Üstelik yeni seçilen bir milletvekilinin ömür boyu milletvekilliği avantajlarından faydalanması için en az 2 yıl görev yapma şartı söz konusu.

Düşünün Meclis’e girmeyi başaran bir milletvekili ortalama 500 bin lira ile belki de 5 milyon lira arası maddi masraf yapıyor.

Adam zar zor Meclis’e girmiş.

Haydaaa.

Milletvekili avantajlarına sahip olmadan erken seçim kararı alacakmış.

Çok zor.

İşte o karara oy vermek her babayiğit vekilin hakkı değil.

Bu karara el kaldırmak veya oy vermek destek vermek her ne ise çok zor.

Kaldı ki erken seçim kararı alınsa ne olacak.

Olası bir erken seçimde meclis aritmetiği çok küçük oranda değişir.

Üstelik ülkeyi kaosa soktular diye, masrafa soktular diye bu defa bütün partilerin oyu düşe de bilir.

Bir bakmışsınız sürpriz bir parti oylarını yükseltmiş ama diğer partilerin yani bugün mecliste olanların tamamının oyları düşmüş.

 

Kısacası endişeye mahal bırakmadan ve yurttaşları tedirgin etmeden bir an önce koalisyon görüşmeleri başlamalı.

Bu görüşmelerde  her parti kırmızı çizgilerinden biraz taviz vermeli.

O kırmızıları biraz sarıya çevirmeli.

Kendi menfaatlerinden çok ülke menfaatlerini göz önüne getirmeli.

Aksi halde özellikle CHP, MHP ve HDP önümüzdeki ilk seçimde bundan zarar görür.

Zira AKP her şeye rağmen yine en yüksek oyu alan ve büyük farkla birinci olan partidir.

AKP'nin hala tek başına iktidar olma ihtimali diğerlerine oranla daha yüksektir.

 

Bakın seçmen bu seçimde en çok HDP'ye şans tanıdı ama HDP zaten emanet oyların farkında.

Ancak; CHP ve MHP için aynı şeyleri söylemek mümkün değil.

Her şeye rağmen CHP'ye seçmen yine şans tanıyarak bir önceki seçimde verdiği oyunu verdi.

MHP'ye ise biraz daha yetki verdi.

Şayet koalisyon görüşmelerinde bu iki parti işi yokuşa sürerse ilk seçimde en çok bu iki parti zarar görecektir.

AKP yine en çok oya ve seçmene sahip olduğundan hatası olsa bile bu seçmenler tarafından o hata çok belirgin görünmeyecektir.

Zira bizim insanımız kendi hatasından ziyade karşısındakine çok daha kolay kusur buluyor.

 

Bu yazıyı Eskişehir'den yazmış bulundum.

Harika şehir Eskişehir.

Bu şehre her gelişimde başka bir heyecan kaplıyor içimi.

Gençleşiyorum.

Heyecanlanıyorum.

Umutlanıyorum nedense.

Buyurun gelin belki sizler de bu duygulara kapılırsınız.

Zaten en çok bir İzmir bir de Eskişehir bana yakın geliyor bu ülkede.

En kısa sürede bir de Karadeniz havası almak istiyorum durun bakalım...