Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

Türkiye ve Ekoloji

Sevgili Okuyucularımız. Bu hafta beni çok mutlu eden bir haber arkasından hediyesini aldım. Tabi yine okuduklarımı sizinle paylaşacağım. Çalışma hayatımın son 25 yılını yaşadığım çok severek hizmet verdiğim İTÜ’nün Çevre Mühendisliği Kulübünün diğer üniversiteleri de davet ederek 3. Ulusal Ekoloji Ve Çevre Öğrenci Kongresi yapılmış ve varılan sonuçlar bir bildiri kitabı ile yayınlanmış.

O kitap hediyem oldu. Çok çok güzel konular var bu hafta sizinle paylaşmaya başlıyorum. Bu haftaki konumuz HES’ler. (Hidroelektrik Santralleri) Hes’ler barajları (biriktirmeli) ve nehir tipi olmak üzere iki türdür. Ülkemiz bu barajlardan da zararlar gördü. Yıllar önce Türkiye’nin sulak alanları olan vilayetlerden birer kişi çevre bakanlığınca Rize İkizdere de toplanmış yurtta durum çalıştayı yapılmıştı İstanbul’dan 5 kişi idik gördüklerim korkunçtu. Çok engebeli bir yapısı olan Karadeniz’de derelerin önü kesiliyor dere borulara alınıyor boru içindeki dere bir başka dereye götürülüp birleştiriliyor önüne baraj yapılıyor orada biriktiriliyor. O boruya alınmış derenin yanından geçtiği köyler susuz kalıyor hayvanları bitkileri su sıkıntısı yaşıyorlardı. “Akan su kir tutmaz” diye bir atasözümüz vardır. Bu söz bilimsel açıdan yanlıştır.

Baraj içinde biriktirilen veya borulanan su, güneş ışığından, oksijenden ve hareketten uzak kalacağı için zamanla mikrobiyel kirlenmeye maruz kalacaktır ve canlılığını kaybedecektir. Ayrıca küresel ısınma sebebiyle son yıllarda bölgedeki yağış rejimi bozulmuş ve kuraklık baş göstermiştir. Küresel ısınmanın günbegün artışının kaçınılmaz sonu olarak bu nehir tipi HES’ler zamanla düşmesi olası debilerle enerji üretemez hale gelecektir. Özellikle baraj tipi HES’lerle HES’lerle ilgili çarpıcı bir süreç’de bugün ABD’de yaşanmaktadır. Bu süreci ele almadan önce barajların bu ülkedeki geçmişine bir bakalım.1800’lerin sonunda başlayan büyük barajlar yapmak konusunda ABD’li yöneticilerin hemen hepsinin görüşü de aynıdır.

ABD Jeolojik Tetkik Dairesinin, 1881-1889 yılları arasındaki başkanı, Wesley Powell’in nehirler denize israf ediliyor sözü. 1902’de Başkan Roosevelt’e de ilham verir ve büyük baraj ve sulama projelerinin temeli atılır. Yüzyılın başında doğayı terbiye etmek kibriyle devasa barajlar ve HES’ler inşa eden Amerikalılar, bu gün son kullanma tarihi gelmiş binlerce barajı büyük maliyetler karşılığında sökmenin derdinler. Buradan ben ce alınacak ders ne yapacaksan doğayı tahrip etmeden yap. Mesela Türkiye’de Deniz dalgalarından, akıntılardan. Rüzgar ve güneşten yararlanarak enerji üretilebilinir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Utku Kızıltan Arşivi