Türkiye cenaze evine dönüştü!

Türkiye cenaze evine dönüştü!
6 Şubat günü Türkiye'nin 10 kentinde büyük yıkıma yol açan depremin üzerinden 120 saatten fazla bir süre geçti. Ölü ve yaralı sayısı yükselirken, arama-kurtarma çalışmaları sürüyor

6 Şubat günü saat 04.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki depremin yarattığı yıkım, saat 13.24’te Elbistan ilçesinde yaşanan 7.6 büyüklüğündeki ikinci depremle katbekat arttı. Kahramanmaraş’ın yanı sıra Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’yı yerle bir eden deprem sonrası ülke genelinde yedi günlük milli yas ilan edildi, üç ay süreyle OHAL ilan edildi. Arama-kurtarma çalışmaları sürüyor. Saat 14.45 itibarıyla can kaybı  21 bin 43, yaralı sayısı 80 bin 97, yıkılan bina sayısı 6 bin 444, “yıkıldı” ihbarı gelen bina sayısı ise 11 bin 302 olarak açıklandı. Yaklaşık 76 bin kişi deprem bölgelerinden tahliye edildi. Depremin vurduğu 10 kentte 12 bin 141 bina ile 66 bin 58 bağımsız bölüm ağır hasarlı ya da yıkık. AFAD’dan yapılan açıklamada, Pazarcık ilçesindeki 7,7 ve Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından 1330 deprem meydana geldiği kaydedildi.

Cenazeler bir arada toplandı
Depremde hayatını kaybedenlerin cansız bedenleri Kahramanmaraş’ta bir spor salonunda toplandı.
Depremin büyük yıkım yarattığı Hatay’da hayatını kaybedenlerin cansız bedenleri hastane bahçesinde bekletiliyor. Adıyaman'da yıkılan binanın enkazında kalan Kazım Kaya (72), 129'uncu saatte sağ çıkarıldı. Kahramanmaraş merkezli depremlerin vurduğu Adıyaman’da, 6’ıncı günde de arama-kurtarma çalışmaları sürüyor. UMKE ile çalışan Bitlis AFAD ekipleri, Sümerevler Mahallesi’nde yıkılan Özer Apartmanının enkazında çalışma yürüttü. Ekipler, 129’uncu saatte Kazım Kaya’yı (72) enkazdan sağ çıkardı. Kaya, sedyeye alınıp, ambulansla hastaneye götürüldü. 


İmar affının affı olmadı
Türkiye’nin 10 ilinde büyük yıkıma yol açan depremin ardından bölgedeki imar affı bilançosu da ortaya çıktı. Şu ana kadar 20 bini aşkın ölüme yol açan depremle birlikte AKP hükümetleri döneminde çıkarılan imar afları tekrar gündeme geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe’nin paylaştığı verilere göre, 2018’de Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde çıkarılan imar affında Türkiye çapında 3 milyon 152 bin yapı kayıt belgesi verildi. Depremin etkilediği 10 ilde imar affı kapsamında verilen yapı kayıt belgesi sayısı tam 294 bin 166 oldu. Adana'da 59 bin 247, Adıyaman’da 10 bin 629, Diyarbakır’da 14 bin 719, Gaziantep’te 40 bin 224, Hatay'da 56 bin 464, Kahramanmaraş’ta 39 bin 58, Kilis’te 4 bin 897, Malatya’da 22 bin 299, Osmaniye’de 21 bin 107, Şanlıurfa’da 25 bin 521 yapı kayıt belgesi verildi. Gökçe, 2018 yılında çıkartılan “İmar Barışı” uygulamasının önceki imar aflarından boyut, kapsam, nitelik bakımından ayrıldığını belirterek, “Bu kanunla 2018 yılına kadar imar mevzuatına aykırı durumlar beyanla kayıt altına alındı. Bakanlıktan alınan yapı kayıt belgeleri ile sorunlu konutlar korundu” dedi.


Büyük af!
2002 yılından 2018 yılına kadar getirilen af yasaları genelde küçük çaplı düzenlemeler içerirken 2018’de kritik Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde tarihin en büyük imar affına imza atıldı.
31 Aralık 2017 ve öncesinde yapılan tüm kaçak binalar, kişilerin beyanı esas alınarak affa uğradı. Böylece örneğin iki kat izni olan binasına 2 de kaçak kat çıkana, parası alınıp imar izni verildi. 10 milyona yakın başvurunun alındığı af sayesinde 26 milyar lira para toplandı. Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Kurucu Başkanı Tekin Saraçoğlu, SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada, imar affıyla çıkılan kaçak katlarla çürük binaların çok büyük risk oluşturduğu uyarısında bulundu. Saraçoğlu, şunları söyledi: “Devletin birinci görevi vatandaşının yaşam hakkını korumaktır. Yasada ‘mal sahibinin sorumluluğundadır’ demek devleti kurtarmaz. Çünkü Anayasa’ya göre devlet vatandaşın can ve mal güvenliğini korumakla yükümlü. Aslında imar affıyla milyonlarca kaçak bina tespit edilmişti. Vatandaş kaçak yapısını adeta itiraf ve ihbar etmişti. Yapı kayıt belgesi verilmeden önce, bu binalara ilişkin teknik inceleme, mühendislik hizmeti verilmeliydi. Güvenli raporu alındıktan ya da güçlendirme gerekiyorsa bu işlem yapıldıktan sonra imar barışına izin verilmeliydi. Bunlar olmadığı için o binalar büyük tehlike taşıyor.”

Bir aile daha yok oldu
Hatay'ın Antakya ilçesinde Rana Apartmanı’nın enkazında birbirlerine sarılı halde bulunan Mehmet Okay (45), eşi Ebru Okay (45), çocukları Hayrettin Yiğit Okay (15) ile Beren Okay’ın (6) cenazeleri, İzmit’te son yolculuğuna uğurlandı. Antakya’da yaşayan inşaat mühendisi Mehmet Okay, öğretmen eşi Ebru Okay, çocukları Hayrettin Yiğit ile Beren Okay, depremde Rana Apartmanı’nın enkazında kaldı. Arama-kurtarma çalışmaları sonucu Okay ailesinin 4’üncü günde cenazelerine ulaşıldı. Antakya’da tamamlanan işlemlerin ardından cenazeler, akrabalarının burada olması nedeniyle İzmit’e getirildi. Eren Camisi’nde öğle namazı sonrası kılınan cenaze namazının ardından Okay ailesinin bireyleri İzmit Kent Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenazede ailenin yakınları, tabutların başında uzun süre gözyaşı döktü. Okay ailesinin bireyleri, enkaz altında birbirlerine sarılmış halde bulunmuşlardı.


Can kurtarmaya gitti ama...
Trabzon'dan Kahramanmaraş'a giden AKUT gönüllüsü öğretmen Umut İke, enkazdan kuzeni Pınar Palabıyık (44) ile 1 yaşındaki ikizlerinin cansız bedenini çıkardı. Büyük üzüntü yaşadığını belirten İke, "Kendi ellerimle kuzenim Pınar ve ikiz bebeklerinin cenazelerini enkazdan çıkardım" dedi.

Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremler sonrası Trabzon'dan bölgeye çok sayıda arama-kurtarma gönüllüsü de gitti. AKUT gönüllüsü öğretmen Umut İke, ekip arkadaşları ile birçok kişiyi enkaz altından sağ çıkarmayı başardı. Kahramanmaraş'taki teyzesinin kızı Pınar, eşi Mehmet ile ikiz çocukları Emine Neva ve Ali Palabıyık'ın oturduğu evin de yıkıldığını öğrenen İke, daha sonra bu bölgedeki arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Burada çalışan İke, kuzeni ile ikizlerin cansız bedenlerini enkazdan çıkardı. Mehmet Palabıyık'ın da enkazda cenazesine ulaşıldı.  Hayat kurtarmak için gittiği bölgede büyük acı yaşayan Umut İke, "Kahramanmaraş'a ulaşınca bize görev verilen enkazda çalışmaya başladık. Kuzenim ve ailesinin evlerinde de diğer ekipler çalışıyordu. Ertesi gün ben de giderek yardımcı oldum. Maalesef onları sağ olarak kurtaramadık. Kendi ellerimle kuzenim Pınar ve ikiz bebeklerinin cenazelerini enkazdan çıkardım. Üzüntüm gerçekten çok büyük. Ancak enkazdan hala bir ses gelmesi ve can kurtarmamız umuduyla görevimizi sürdürüyoruz" dedi. 

500 atom bombası gücündeydi
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, "7.7 büyüklüğündeki ilk depremin etkili olduğu süre 65 saniye. 65 saniye boyunca yıkıcı bir etki yaptığını söylüyoruz. İkinci depremin yıkıcı etkili olduğu süre ise 45 saniye. Bölge yaklaşık 2 dakika çok şiddetli sarsıldı. 7.7 büyüklüğündeki ilk depremin açığa çıkarttığı enerji 500 atom bombasının enerjisine sahip" dedi.

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, AFAD Genel Merkezi'nde Kahramanmaraş merkezli olan ve 10 ilde büyük hasara yol açan depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. Tatar, öngörülenin çok daha ötesinde afetle karşı karşıya olduklarını söyledi. Deprem İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nde, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerle ilgili analizler yaptığını kaydeden Tatar, "7.7 büyüklüğündeki ilk depremin etkili olduğu süre 65 saniye. 65 saniye boyunca yıkıcı bir etki yaptığını söylüyoruz. İkinci depremin yıkıcı etkili olduğu süre ise 45 saniye. Bölge yaklaşık 2 dakika çok şiddetli sarsıldı. 7.7 büyüklüğündeki ilk depremin açığa çıkarttığı enerji 500 atom bombasının enerjisine sahip. Şu ana kadar 2 binin üzerinde artçı sarsıntı meydana geldi ve halen de gelmeye devam ediyor. Çok büyük bir etkisi var. Her biri 4'ün üzerinde gelişen artçı sarsıntılar" dedi.


Zor bir şeydi
Sosyal medya ve diğer kanallar üzerinden ulaşan hiçbir bilgiye ve görüntüye itibar edilmemesi gerektiğini vurgulayan Tatar, Hatay'da baraj patladığı iddialarıyla ilgili Tarım ve Orman Bakanlığı'nın açıklama yaptığını, böyle bir durum olmadığını söyledi. Volkan patlaması iddialarıyla ilgili de Tatar, "Bölgeye bir Sikorsky helikopteri gönderdik. Göksun'un Büyük Kızılcık köyünün bir mevkisinde sosyal medyada ‘Volkan patlaması oluyor’ şeklinde yorumlar yapıldı. Oturduğunuz yerden lütfen yorum yapmayın. Burada her şeyi teyit etme şansınız var. Özel anlarda yaptığınız her yorumun sahadaki yansıması çok farklı oluyor. Volkanik kül, volkan patlaması ve gaz çıkışı yoktur. Gözlemlerimize göre; deprem etkisiyle basit bir kütle hareketinden başka bir şey değil. Bölgede zaten bir volkanik patlamayı oluşturacak bir jeolojik yapı da yok" diye konuştu.

Çığ tehlikesi yaratabilir
Bölgede artçı sarsıntılar olmaya devam edeceğini vurgulayan Tatar, "Çok daha uzun bir süre hissedilir boyutta yani 3.5, 4 ve üzeri büyüklükte artçı sarsıntılar bölgede olmaya devam edecektir. Bir bölümü zaman zaman 5’in ve 6'nın üzerine çıkan artçılar olabilir. Vatandaşlarımızın hasarlı binalardan kesinlikle uzak durmaları gerekiyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’mız şu anda 1300 kişilik ekiple sahada hasar tespit çalışmalarına başladılar. 1 günde 32 bin 500 civarında binanın hasar tespit çalışması yapılıyor. Binalara hasar tespit ekibi gelmeden, onların incelemesi tamamlanmadan binalardan uzak durmakta fayda var. Artçı sarsıntılarla birlikte bazı bölgelerimizde çığ tehlikesi olabilir. Buralarda biraz daha dikkatli olmakta fayda var" dedi. 


Üniversiteliler de öldü!
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) öğrencileri Gülistan Aktürk ile Ayşe Cinkılıç, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybetti. Kahramanmaraş merkezli depremlerde, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nden 2 öğrenci de enkaz altında kaldı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Ayşe Çinkılıç, memleketi Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde, Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Gülistan Aktürk ise Kahramanmaraş'ta yaşamını yitirdi. Üniversite rektörlüğü öğrencilerin hayatlarını kaybettiğini açıklayarak, başsağlığı mesajı yayınladı. 

Deprem niçin yıkıcı oldu?
Büyük yıkıma yol açan depremler sonrası bölgelerde, arama-kurtarma çalışmaları sürüyor. DEÜ DAUM Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Çağlar Özkaymak, DEÜ-DAUM’dan Öğretim Görevlisi Dr. Özkan Cevdet Özdağ ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Karabacak da deprem bölgesine giderek incelemelerde bulundu. Kendisi de Hataylı olan ve bazı uzak akrabaları göçük altında kalan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, şöyle konuştu: “Yüzyılın en büyük depremine neden olan fayların yüzey kırıklarını haritalamaya devam ediyoruz. Şu ana kadar yaptığımız çalışmalara göre, en az 5 fay segmentinin kırılarak, bu depremlere neden olduğunu söyleyebiliriz. Bu fay parçaları; 5 ilin-Hatay, Maraş, Adıyaman, Malatya, Gaziantep içinden geçiyor. Güneyden kuzeye doğru Amanos, Pazarcık, Erkenek, Sürgü ve Çardak Fayı. İlk 3 fay, 7.7 büyüklüğündeki depremi üretti. Son 2 fay ise 9 saat sonra tetikleyerek 7.6 büyüklüğündeki depremi meydana getirdi. Böylece toplam 500 kilometreye yakın uzunlukta bir kırılma gerçekleşmiş oldu.”


Her yere yapı yapılmamalı
Depremin bu kadar büyük olmasının gerekçesine de değinen Prof. Dr. Sözbilir, şöyle konuştu:
“Bu faylar, tek başına kırılmış olsalardı; bu kadar büyük deprem üretemeyeceklerdi. Ama birbirleri ile birleşerek kırıldıkları için depremin büyüklüğü ve yıkım derecesi artmış oldu. Fay aslında doğanın kendi içindeki en büyük hatasını oluşturur. İngilizce ‘fault’ kelimesinden türetilmiştir. Doğanın içindeki bu hataya hata ile karşılık vermişiz. Bu yüzden binlerce kişi, enkaz altında kaldı. Aynı hataları yapmaya devam edersek, yaşam süremiz gittikçe kısalacak. Bu nedenle yetkin mühendise, bilim insanına şiddetle ihtiyaç var. Bu depremler şunu net bir şekilde ortaya koydu; yeryüzünde istediğiniz her yere bina-yapı yapamazsınız. Kısacası ‘Fayın üzerine bina yaparım, taşıma gücü çok zayıf zemine, sıvılaşma tehlikesi olan zemine bina yaparım’ diyenler, sınıfta kaldı.”

Deprem ikizleri ayırdı
Arzu Kutlu, Kahramanmaraş merkezli depremlere, ailesiyle Hatay’ın Antakya ilçesindeki evlerinde yakalandı. Üç çocuk annesi Kutlu, depremden sağ çıktı ama canının bir yarısını enkaz altında bıraktı. Enkazda üzerine kolon düşen bacağı kangren olma riski taşıyan, bu nedenle hemen Ankara’ya getirilerek tedavi altına alınan ve bu sayede bacağı kesilmekten kurtulan 36 yaşındaki Kutlu,  deprem esnasında yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. Kutlu, yaşadıkları iki katlı evin üzerlerine olduğu gibi tek parça halinde çöktüğünü belirterek, “Bütün kolonlar 13 yaşındaki ikiz oğullarımdan Ayberk’in üzerine denk gelmiş. Bizim nefes alacak bir parça alanımız vardı ama oğlumun yoktu. Enkazda dua ettik, hep birlikte kelimeişehadet getirdik. Oğlum o esnada orada melek oldu.” dedi. Enkazdan çıkabilen ikizlerinden Arda’nın komşulara haber vermesiyle kurtulduklarını aktaran Kutlu, “Küçük oğlum ve ikizlerimden Arda kurtuldu. Son anda nefes alamayacak durumdayken küçücük bir delikten çıkabildik. Ayağım kolonların altında kaldığı için ezilmişti, kangren olma riski var diye buraya getirildik. Üç gün boyunca diğer oğlum, kuzum enkazda kaldı, çıkaramadılar.” ifadesini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.