Kemal Deniz Bozkurt: Borcu bile 6 ay sonra öğrendim

Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, Damga'ya özel açıklamalarda bulundu. Belediye başkanlığından, ilçe gündemine ve yaklaşan genel seçimlere ilişkin birçok konuda sorularımıza cevap veren Bozkurt, “Yaşantımı insan olarak tamamlamak istiyorum. Öldüğümde hiçbir şey götüremeyeceğimi babamı annemi defnederken gördüm. Ama insanların yüreğinde bıraktığı sızı ve gözünde düştüğü bir damla yaşın senin yaşam kalitenin ölçü birimi olduğunu da hem yaşadıklarımdan hem de sahip olduğum felsefeden biliyorum. Uzun yıllar yönetici olarak çalıştım. Sonrasında serbest ticaret yaptım. Anladım ki; insanlık, insanlık, insanlık” ifadelerini kullandı. 

Bugün Türkiye'ye baktığınız zaman ne görüyorsunuz?

Türkiye’nin bugün birçok sorunu var. Birikerek katlanarak artıyor. Bunların çözülmemesinin tek nedeni çoğunlukla beceriksiz siyasetçilerin siyaset yapma yöntemleriyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Vatandaşların da öngörüsüz ve bireysel çıkarları üzerinden tercih yaptığı için sorunlar çözülmüyor, katlanarak devam ediyor. Depremde gördük, başka alanlarda, zamanlarda gördük. Ben de bu yüzden hep topluma hizmet etmek için en iyi ne yapabilirim diye düşündüm. 

Bu anlamda da Esenyurt'ta önemli çalışmalar yapıyorsunuz diyebilir miyiz?

Evet. Bulunduğumuz çöplüğü temizledim. Esenyurt’ta hem çok sayıda, derinlemesine sorunlar olduğu için ve Türkiye’nin en büyük ilçesi. Burada olan sorunu çözersem Türkiye’ye en büyük katkıyı böyle sağlarım diye düşündüğüm için buradan girdim. Esenyurt’un yönetim şeklini ve sorunlarını görünce aslından düşündüğümün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anladım. 

Esenyurt'un ne tür sorunları var?

30 yıllık belediye imar planı yok. Bütçesinin 4 buçuk katı borçlu bir belediye, aleyhinde 14 bin dava açılmış, insan kaynakları yönetim mantığı felsefesi olmayan, iki tane ilkokul mezunu psikoloğu olan, hiçbir konuda envanteri olmayan bir belediye ve bu bilgilerin tamamını seçildikten sonra öğrendim. Belediyenin borcunun ne kadar olduğunu göreve geldikten 6 ay sonra öğrenebildim. Yüzlerce, binlerce sorun. Bunların çözümünün de adil, ahlaklı, hukuka saygılı olmaktan geçtiğini biliyordum ve yaşayarak, öğrenerek, uygulayarak sonuç aldığım için de teyit ettim. Bizim dönemimizde bir tane bile hukuksuz işlem yok, olmaması lazım. Zaman zaman kendi işledikleri suçları bizim üstümüze atmaya çalışıyorlar. 2017 'de verilen ruhsatların hesabını bize soruyorlar. 

Esenyurt Belediyesi'nin medya ile ilişkileri nasıl?

Bizim miktarı az olan en büyük katkıyı vermemizin sebebi şu elimizdeki kaynakları basın yayın kuruluşlarına da adil bir şekilde dağıtmaya, destek olmaya da çalışıyoruz. Basın yayın kuruluşları ayakta kalmalı ki toplum doğru haberi alabilsin.  

Meclis grup başkanvekillerine gündem dışı söz vermemeniz büyük tartışmalara neden oldu. Öyle ki ittifak ortağınız İYİ Parti Grup Başkanvekili bu duruma tepki göstererek Meclis'i terk etti... 

Söz vermiyorum değil. Başlangıçta söz vermeseydim bugün o pişmanlığı hissederdim. Demokrasi samimiyetle bütünleştiğinde bir anlamı vardır. Demokraside eğer samimi olmayan insanlar kendini ifade etmeye başlarlarsa bu sefer bu insanlar kendini ifade etmekten çıkıp başkalarının söz haklarını gasp etmeye girer. Nedensiz bir yere altyapısız bir sebeple iki saat konuşursanız gerçekten konuşmak isteyen insanların söz haklarını gasp etmiş olursunuz. Ben yaklaşık 3 yıl boyunca demokratik zemininde tartışma kültürünü oturtmaya çalıştım. Beni, ait olduğum değerleri, yaptıklarımı acımasızca eleştirmelerine müsaade ettim. Bununla da ilgili çok eleştiri aldım. Ben demokratik zeminde insanların tartışması gerektiğine inanıyorum. Sonra gördüm ki bu samimiyet yok. Bir insana samimiyeti sonradan ekleyemezsiniz. Birtakım becerileriniz olmayabilir kendinizi eksik ifade edebilir olabilirsiniz ama samimi değilseniz bunun benim size ya da sizin bana katmanız mümkün değil. Ben ikna oldum ki samimi bir zeminde kimse konuşmak istemiyor. Saygı çerçevesinde konuşmak istemiyor. Kanun meclis başkanlarına bu tür durumlarda uygulaması için birtakım yetkiler veriyor. Bir kişi hangi konuda neyi söyleyecekse daha önce dilekçeyle başvursun, meclis başkanı da baksın gerekli görüyorsa söz versin gerekli görmüyorsa söz vermesin. Ben kanundan kaynaklanan o hakkımı kullanarak hukuksuz bir şey yapmıyorum. Biz eleştirilmeyi de seviyoruz çünkü kendimizi ifade etmeyi oradan elde ediyoruz. 

4 yıllık belediye başkanlığında geriye döndüğünüzde kendinize nasıl eleştirilerde bulunurdunuz? 

Keşke siyasete daha önceden girseydim. Türkiye’nin hakikaten ne kadar kötü yönetildiğini seçildikten sonra daha iyi anladım. En büyük belediye bu durumdaysa diğer yerleri tahmin edemiyorum. Bizim dönemimizde biz bir TL bile borçlanmadık tam aksi 500 milyon civarında borç ödedik. 1 metrekare arsa satmadık tam aksi arsa satın alıyoruz. Şunu şöyle yapsaydım dediğim bir şey aklıma gelmiyor. Mükemmel biri olduğum için söylemiyorum ama öyle olmadığımı da düşünüyorum. Yaptıklarınızı anlatın diyorlar anlatsak iyi olurdu ama zaman bulamıyoruz.

Esenyurt'ta birçok eleştiri alıyorsunuz, HDP'liler dahi kendilerine hak tanımadığınızı ima ediyor...

Esenyurt'ta 30 yıl boyunca genel seçimlerde yaklaşık yüzde 23-25 bandında oy aldık. Yerel seçimlerde yüzde 34 üzerinde hiç oy almadık. 1989’da yüzde 34-35 civarı oy aldık. Sonraki dönemlerde yüzde 28'i geçmedik. Ben yüzde 51.55 ile seçildim. Her zaman sorumluluğu üzerimde taşıdım. Ben bana inanan güvenen destek veren herkese sorumluluğumu her bir nefesimde taşıdım. Seçilirken iddia ettiğim şeyler şuydu: Asla ahlaksızlık, tembellik, korkaklık yapmayacağım. Bana oy verenler arasında çok farklı siyasi eğilimlerden insanlar vardı. Bazen insanlar kendini bir partinin görüşün temsilcisi olarak ifade ederler ve o temsil ettiğini iddia ettiği gruba dahil de görüş bildirirler. Bu bazen siyasi parti, inanç, köken olur. Benim ölçümlemem Esenyurt'taki vatandaşlarımız şu anda bize 2019 Mart’tan daha çok güveniyor. Bizim her şeyimiz hacizli. Benim koltuğumda hacizliydi. Kendi paramla koltuk aldım. Şimdi haciz koyamıyorlar. Bu ülkedeki en büyük beka sorununun insanları kökenine, inancına, sahip olduğu değerlere, kıyafet tercihine, tüketim alışkanlıklarına göre ayrıştırılması. Bunun o ülkeye verilebilecek en büyük zarar olduğunu düşünüyorum. Ben de bütün bunları unutarak görevimi yapıyorum. Benim yaptıklarımdan mutsuz olan bir kitle var. Geçmişteki alışkanlıklarla belediye hizmetlerinin yapılmamış olmasından rahatsız olan bir kitle var. Bu kitlenin elinde olsa bana ciddi zararda verecek. Benim seçilme nedenim bu sistemin hizmet veriliş şeklini değiştirmekten geçtiğini düşündüğüm için geldim. 

Genel seçimden ne bekliyorsunuz?

Genel başkanın yüzde 54-56 bandında seçileceğini düşünüyorum. Onun seçilmesiyle yüreği yaralı vatandaşların birçoğunun yüreğinin serinleyeceğini biliyorum. Daha eşit vatandaş göreceğini düşünüyorum.türkiyenin ihtiyacı bu kadar parçalanmışlık, ayrışma varken en büyük ihtiyacın buluşma birleşme olduğunu düşünüyorum.

AK PARTİ GRUBU 
KAOS ÇIKARDI!

Meclis toplantılarına gazetecilerin girmesine neden engel oluyorsunuz?

Başlangıçta pandemiden dolayı almadık. Öncesinde ve o süreçte en sonda bir toplantıda AK Parti meclisi üyeleri tarafından kaos yaratılmaya çalışıldı. Polis meclise geldi. Ben bunun çok  samimi bir şekilde yapıldığını düşünmüyorum. Orada bir arbede varmış gibi göstermeye çalışıp acaba buradan Kemal Deniz Bozkurt’a bir yara verebilir miyiz diye düşündüler. Esenyurt Belediye Meclisi'nin fiziki yapısı sataşmaya ve konuşmaya çok açık bir alan. Kontrol edilebilir bir yer değil. Maalesef internetten Facebook sayfası açıp kendini gazeteciyim diyen birçok arkadaş var kimi nasıl ayırt edeceksiniz? Resmi basın kartı sahipleri Meclis toplantısını takip edebilir. Ayrıca bizim toplantılarımız bütün sosyal medya hesaplarımızdan canlı olarak yayımlanıyor. 

2019'DA BATMIŞ BİR BELEDİYE DEVRALDIM

Seçmenin karşısına nasıl çıkacaksınız 2024'te?

Bana ne görev verirler bilmem. Değişmeyecek olan şey ülkeme hizmet etmek. Eğer 2024'te aday olursam söyleyeceğim şey ilk olarak neyi teslim aldığımı anlatacağım. Batmış bir belediye aldım. Göreve geldikten sonra Türkiye nin en büyük belediye kütüphanesini yaptık. Mahalle konakları yapıyoruz. Birçok spor salonu, otopark, cami, cemevi yaşamın gerçek ihtiyacı olan şeyleri yapıyorum. Türkiye'nin en büyük amfi tiyatrosunu yapıyoruz. Satılmaya çalışan 68 dönümlük yerin satılmasını engelledik. 3 buçuk yılın sonunda vaatlerimizin yüzde 74-75 ini gerçekleştirmiş olduk. Süremizin sonunda 2019 yılı martından önce broşürümüzdeki vaatlerin tamamına yakınını da bitirmiş olacağız. Üzerine birçok şey koyacağız.

SÖYLEŞİ: ANIL BODUÇ