Türkiye ve göç

Türkiye, tarih boyunca coğrafi ve stratejik konumu nedeniyle göç hareketlerinin merkezinde yer almıştır. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrası, sosyal, siyasi ve ekonomik nedenlerle artan göç dalgaları, ülkeyi hem iç göç hem de dış göç açısından etkiledi. Kırsaldan büyük şehirlere yönelen iç göçler, ülkenin sosyo-ekonomik yapısını derinden dönüştürürken, dış göçler, özellikle komşu ülkelerdeki istikrarsızlıklar nedeniyle Türkiye'yi bir sığınak haline getirdi.

1923-1989 yılları arasında çoğunluğu Balkanlardan olmak üzere Türkiye'ye 2 milyondan fazla göçmen geldi. Körfez Krizi, Irak Savaşı ve özellikle Suriye iç savaşıyla Türkiye, büyük bir dış göç dalgasıyla karşılaştı ve bugün Suriyeli sığınmacıların sayısı 3 milyonu aşmış durumda. Ancak, Türkiye'nin bu tür krizlere karşı yeterli ve sürdürülebilir bir göç politikası geliştirmekte yetersiz kaldığı görülüyor. Suriyeli sığınmacılar, eğitimsizlik, ekonomik yetersizlikler ve mevzuat eksiklikleri nedeniyle ciddi uyum sorunları yaşıyor. Bu sorunlar, sığınmacılar ile yerel halk arasında gerginliklere, sosyal dışlanmaya ve suç oranlarında artışa yol açıyor.

Türkiye, tarih boyunca Osmanlı'dan miras kalan "açık kapı" politikasını benimsemiş, ancak modern dönemde kriz anlarında geliştirilen politikalar, uzun vadeli stratejilerden yoksun kalmıştır. 2011'de başlayan Suriye krizi, Türkiye'yi göç politikalarını yeniden değerlendirmeye zorladı. Bu kapsamda, 2013 yılında yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, Türkiye'nin ilk geniş kapsamlı göç düzenlemesi oldu. Ancak bu düzenleme bile, Suriyeli sığınmacıların entegrasyonunu sağlamada yetersiz kaldı.

Türkiye, Avrupa'ya geçiş yapmak isteyen düzensiz göçmenler için bir transit ülke olarak önemli bir konumda. Bu durum, Türkiye'yi göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti gibi sorunlarla karşı karşıya bırakıyor. Türkiye, bu sorunlarla başa çıkmak için uluslararası anlaşmalara taraf olurken, AB ile imzalanan Geri Kabul Antlaşması gibi düzenlemeler yaptı. Ancak, AB'nin sıkı sınır politikaları, Türkiye'yi göçmenler için hem bir durak hem de hedef ülke haline getirdi.

Bu süreçte, Türkiye'nin acilen etkili, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir göç politikasına ihtiyaç duyduğu aşikardır. Bu politikanın, Suriyeli sığınmacıların entegrasyonunu sağlamak, uyum sorunlarını minimize etmek ve toplumsal barışı korumak için geniş kapsamlı olması gerekmektedir. Bu kapsamda, Suriyeli sığınmacılarla ilgili özel bir yasa çıkarılmalı, bağımsız bir Göç Bakanlığı kurulmalı ve sığınmacıların kaydı, denetimi ve entegrasyonu sıkı bir şekilde takip edilmelidir.

Ayrıca, göçmenlerin topluma uyumu için eğitim, sağlık ve toplumsal barış konularına öncelik verilmelidir. Göç politikasıyla uyumlu güvenlik ve diplomatik ilişkiler geliştirilerek, Suriyeli sığınmacıların geri dönüşünü kolaylaştıracak dış politika adımları atılmalıdır.

Türkiye’nin göç yönetimindeki eksiklikler, toplumda derinlemesine hissedilen sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunların çözümü, etkili ve sürdürülebilir bir göç politikası ile mümkün olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Onur Karakoç Arşivi