Hasan Servet Öktem

Hasan Servet Öktem

Tarihi seçim

70 milyon nüfuslu Güney Afrika'da (GA) geçen hafta seçim yapıldı. 1994‘te Nelson Mandela önderliğinde ırkçı beyaz rejimi deviren African National Congress (ANC) siyasi partiye dönüştükten sonra ülkeyi 30 yıl yönetti. ANC, bu defa yüzde 17 kayıpla yüzde 40 oy alabildi. İlk kez koalisyon hükümeti gerçeği ile karşı karşıya kalan Güney Afrika iç siyaseti bakalım önündeki demokrasi sınavını geçebilecek mi. Yoksa maksimalist talepler, ideolojik dogmalar ve kısır siyasi müzakereler neticesinde, kriz ve istikrarsızlığa mı koşacak?

Güney Afrika'nın, kıtada, eski sömürgeci güçlere ve büyük kapitalist ülkelere karşı, en dik, en omurgalı duran devlet olduğu genel kabul görür. Dış politikadaki prensipli yönelimine karşılık içerideki durum kara bir tablo. Yolsuzluklar girdabı öylesine derin ve köklü ki, bunu ortadan kaldırma sözü vererek iktidara gelen Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa döneminde hiçbir şey değişmedi desek abartmış olmayız. İkinci büyük sorun işsizlik. Çalışma çağındaki insanların üçte biri işsiz, gençler arasındaki işsizlik oranı daha da vahim. Diğer önemli sorun can güvenliği, kolluk kuvvetleri, cinayetleri, soygunları, tecavüzleri önleyemiyor. Geçtiğimiz yıl 25 bin kişi öldürülmüş.

Yıllardır elektrik kesintilerinin (günde 10 saate kadar uzayabiliyor) önü alınamıyor, suların akması tesadüflere bağlı, hayat pahalılığını da unutmayalım. Tam bir hayal kırıklığı yaşayan siyahi seçmen sandık başında ANC'ye cezayı kesti. Beyazların partisi olarak tanınan ana muhalefet partisi DA (Demokratik İttifak) oy oranını yüzde 22'den 23'e çıkardı. Bu defa ANC ile koalisyon hükümeti kurabileceği söyleniyor.

Seçimde en çarpıcı başarıyı 82 yaşındaki önceki Cumhurbaşkanı Jacob Zuma'nın seçim bölgesi KwaZulu-Natal eyaletinde kısa süre önce kurduğu MK adlı (Ulusun Mızrağı) parti yüzde 15 ile elde etti. 2009-2018 yıllarında ülkeyi yöneten ve karıştığı çeşitli yolsuzluklardan ötürü yargılanan ve neticede seçimlere katılımı mahkeme kararıyla yasaklanan Zuma'nın elde ettiği bu sonuç başarı sayılsa da, ülke açısından hiç de öyle kabul edilmemeli. Hemşehrileri/soydaşları sayesinde ve ilkel kabile/aşiret dayanışması üzerinden elde edilen bu geçici başarıyı geri kalmış bir siyasi anlayış dışında izah etmek mümkün görünmüyor.

Zuma, kendisini 2019 yılında iktidardan indiren, mahkûm ve yasaklı statüsüne sokan mevcut cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa'dan nefret ettiği için partisi MK'nın ANC ile koalisyon olasılığının pek düşük olduğu anlaşılıyor. Oyların yüzde 10 kadarını toplayan diğer parti "provokatör" veya "kızıl fenomen" namıyla maruf Julius Malema'nın kurduğu "Ekonomik Özgürlük Savaşçıları" (EFF) adlı radikal sol parti. Partinin kurucusu Julius Malema ANC Gençlik Kolları başkanlığı yaptığı dönemde adını duyurmuş, bilahare partinin asi çocuğuna dönüşmüş, sonunda ANC'den atılmış (2012) ve kendi partisini kurmuş. Gençler ve öğrenciler arasında çok rağbet görüyor.

ANC ile EFF arasında koalisyon hükümeti kurulması mümkün olur mu? Elon Musk'ın "seçilirse beyazlara soykırım yapar" dediği Malema'nın, "devrimci esneklik" sergileyerek, partisinin aşırı taleplerini buzdolabına kaldırması ve ANC ile asgari müştereklerde mutabakata varması gerçek ötesi bir senaryo değil. Yıllık tahlillerde ANC için tehlike çanlarının çaldığını, yaşanılan hezimetin son iki yıldır adeta "geliyorum" diyen bir felaket olduğunu vurguladığımı anımsıyorum. Angola'nın kurucu tarihi partisi MPLA'yı da benzer bir akıbetin beklediğini bu vesileyle hatırlatalım.

400 sandalyeli parlamentonun haziran ayında yeni cumhurbaşkanını seçmesi gerekiyor/öngörülüyor. Çoğunluğu kaybeden ANC'nin işi zor, yenilginin sorumlusu Cyril Ramaphosa'nın işi daha da zor, belki de istifa eder. Nelson Mandela'nın efsane partisi halen köşeye sıkışmış durumda. Partinin yolsuzluklardan arındırılması mutlak zorunluluk ve aciliyet arz ediyor. İş çevrelerinin rağbet ettiği DA ile ittifak kurduğu takdirde, ekonominin toparlanması, işsizliğin düşürülmesi, temel hizmetlerde yaşanan sıkıntıların aşılması gerçekçi ve mümkün gibi duruyor. Tarihi partinin 20 yıllık düşüş süreci belki de "Milli Birlik Hükümeti" kurulmasıyla son bulur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Servet Öktem Arşivi