Taraftara serbest emekçiye yasak

Pazar günü yapılan müsabakaların sonunda Konyaspor’u net bir skorla yenen Galatasaray Türkiye Süper Lig şampiyonu oldu, öncelikle onu kutlamak gerek.

Doğaldır, bir yıldır bugünü bekleyen Galatasaray taraftarı yurdun dört bir yanında hatta yurt dışında coşkuyla şampiyonluğu kutladı.

En coşkulu kutlamada İstanbul’da yapıldı.

Bayrağını kapan Galatasay’lılar soluğu Taksim’de aldı.

Şampiyonluk sevinciyle büyük çoğunluğu alkollü taraftarlara en küçük bir engelleme ya da yasak söz konusu değildi.

Her türlü taşkınlığı yapmaya uygun sarhoş taraftara serbest olan Taksim Meydanı 1 Mayıs’ta işçiye, emekçiye yasak.

Gerekçe, “güvenliği sağlayamayız.”

Her biri sendikalarda, Sivil Toplum Kuruluşlarında, siyasi partilerde örgütlü insanlara güvenmeyen iktidar bu düzensiz kalabalığa güvenebiliyor.

Sonra da bu anlamsız, taraflı gerekçelere inanmamızı bekliyor.

Biz inanmıyoruz da Türkiye’nin 1.ci partisi Ana Muhalefet Partisi CHP’nin Genel Başkanı inanmaya çok istekli görünüyor.

Kuşkusuz ülkemizin bu kadar birikmiş devasa sorunlarını çözebilmek, Türkiye’yi bu uçurumun kenarından kurtarabilmek için tüm taraflarla diyalog, ikili görüşmeler gerekir. Ama geçmişte her seferinde bu tür iyi niyetli girişimlerde samimiyet testinde sınıfta kalmış birine inanmak biraz fazla safdillik oluyor.

“Yumuşama” ya da “müzakere” bahanesiyle muhalefeti kendi minderine çekmeye çalışan iktidar ve Cumhurbaşkanı yaşadığımız ekonomik, sosyal ve siyasal sorunları gizlemek, gündemi değiştirmek için sözüm ona tasarruf tedbirleriyle kendi gizli amaçlarını, politikalarını uygulama fırsatı yaratıyor.

İKTİDAR ZULMEDİYOR!

Bakanlar, yandaşları tüm seyahatlerini özel uçaklarla yaparken Ülkemizin gururu, dünya lideri Kadın Voleybol Milli takımı oyuncuları Amerika’ya tarifeli uçakla gitmek zorunda kalıyor. Bir Galatasaray taraftarı olarak söylüyorum. Filenin Sultanlarının Amerika’da alacağı başarılı sonuç beni Galatasaray’ın şampiyonluğundan daha çok sevindirir.

Dişe dokunur önemli bir başarısı olmayan erkek futbol takımına gösterilen bu aşırı ilginin yanında bu kadın düşmanlığı nedir?

Kiminin cinsel tercihini, kiminin giyim tarzını, kiminin saç şeklini bahane ederek neredeyse sosyal medyada kızlarımızı linç eden trollere dokunmayan iktidar tek bir mesajı, söylediği bir sözü, yazdığı bir makale yüzünden demokrat insanları gözaltına alıyor, tutukluyor, baskı altına alıyor.
Yüzlerce siyasi, binlerce aydın, yazar, bilim insanı haklarında iddianame bile hazırlanmadan cezaevlerinde rehin tutuluyor.

İşçinin, memurun emeklinin, çiftçinin evine ekmek götüremediği, gençlerin gelecek umudunu yitirdiği, kadın ve çocuklara şiddet, taciz, tecavüz olaylarının artarak sürdüğü ülkemizde mevcut iktidar artık yönetemez oldu, geniş halk kesimleri de bu iktidar tarafından yönetilmek istemediğini daha yüksek sesle haykırmaya başladı.

Yani demem o ki; ülkenin huzur ve refaha kavuşması ancak bu iktidardan kurtulmakla mümkün.
Bu iktidardan kurtulmanın yolu izlediği yanlış politikalara, yoksul halkı yok sayan, sermayenin çıkarlarını gözeten uygulamalarına karşın ona destek olmaktan, birlikte davranmaktan geçmiyor.
Göstermelik kimi söylemler, zorlama çıkışlarla gündemi gizlemeye, iktidarını sürdürmeye çalışan bu tek adam yönetiminden kurtulabilmek hamasi açıklamalar, basın toplantılarıyla değil, eylemli muhalefetle ancak mümkün olabilir.

Hafta sonu yapılan Emekli mitingi türü eylemlerle toplumsal muhalefeti daha duyarlı ve kararlı hale getirmek, özellikle yargı bağımsızlığı, açlık, yokluk ve yolsuzluklarla mücadele alanını genişletmek zorundayız.

Bu konuda en büyük görev ve sorumluluk da iktidara en yakın parti olarak CHP’ye düşüyor.
Aksi halde muhalefetin kazandığı belediyelere yönelik baskı ve engellemeler, demokratik kuruluşlara yönelik saldırılar, özellikle de sendika ve meslek örgütlerine yönelik hukuk dışı uygulamalar devam edecektir.

Son yerel seçimlerde yoksul, emekçi halkın CHP’ye tanıdığı bu yüksek krediyi doğru ve iktidar amaçlı kullanmak zorunda olan parti yönetiminin şu andan itibaren hata yapma lüksü yoktur.
Yoksa Cumartesi annelerin gözyaşlarında, Soma işçilerinin alın terinde boğulursunuz.

Bu tek adam yönetiminden kurtulmanın yolu en kısa zamanda yapılacak bir erken seçimden geçer. Bu yolun gerek iktidar gerekse uluslararası karanlık güçler tarafından hazırlanmış tuzaklarla döşeli olduğunu unutmadan, yönünü emekten yana çevirmiş, insan odaklı projelerle iktidarı hedefleyen bir demokrasi cephesinin oluşması yönünde güç birliği şarttır.

Şunu unutmamak gerekir, son seçimlerde alınan oylar yalnızca sosyal demokratların ya da CHP’lilerin oyları değildir. O yüzden CHP; barış, özgürlük ve demokrasiden yana olup, bu baskıcı yönetimden kurtulmak isteyen milyonlarca insanın özgür iradesine sahip çıkmak gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Ongun Arşivi