Bakırköy Meclis toplantısında cinayetlere siyaset arası!

Bakırköy Meclis toplantısında cinayetlere siyaset arası!
​​​​​​​Bakırköy Belediyesi ekim ayı Meclis toplantısında bütün ülkede infial yaratan Fatih'teki cinayetler konuşuldu.

Zaman zaman gerginleşen Meclis'te, CHP Grubu iktidarı suçlarken, AK Parti kanadı CHP'yi cinayetler üzerinden siyaset yapmakla eleştirdi. Belediye Başkanı Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu ise “Türkiye’de bir cinnet ortamında yaşıyoruz. Toplumsal travmalar çok yönlü olarak ele alınırsa çözüme kavuşabilir” önerisinde bulundu

Bakırköy Belediye Meclis toplantısında konuşan Belediye Başkanı Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu, derinleşen ekonomik kriz, eğitim sistemindeki gerileme, çocukların tarikatların kucağına itilmesi, umutsuzluk ve depresyon durumlarının toplumu derinden yaraladığını söyledi. Ovalıoğlu, aile içi şiddetle birlikte, cinsiyet temelli şiddetin arttığını ve psikolojik rahatsızlıklarla birlikte son 10 yılda antidepresan kullanımının yüzde 75 oranında arttığını ifade etti. Uyuşturucu kullanımının 8 yaşa indiğini verilerden görebildiklerini belirten Ovalıoğlu, “Toplum sağlığı alarm veriyor” uyarısında bulundu.

Oy hesabı yapıldı

İstanbul Sözleşmesinin feshiyle birlikte kadınların güvenliğinin risk haline geldiğini, bazı gerici siyasi gruplar üzerinden oy hesabı yapılarak bu sözleşmeden çıkıldığını, buna karşılık etkin şekilde kullanıldığında sonuç verecek olan 6284 sayılı yasanın eksiksiz uygulanmasının artık bir zorunluluk olduğunu da ifade eden Ovalıoğlu, geçtiğimiz günlerde psikolojik tedavi gören madde bağımlısı bir gencin katlettiği İkbal Uzuner ve Ayşegül Halil'in ailelerini ziyaret ettiğini anlattı. Ovalıoğlu, “Yaşanan acı karşısında kelimeler kifayetsiz kaldı. Benim gibi milyonlarca anne ve babanın bu acıyı kalbinin en derinlerinde hissetti. Söyleyecek söz bulamadım ancak bu çocukların acısının sadece onların değil, hepimizin acısı olduğunu söyledim. Bu dava hepimizin davası olmuştur. Toplumdaki çürümüşlük hepimizin ortak sorunudur. Şiddet mahalle ayırmadan her siyasi görüş ve inançtan kadınları ve çocukları mağdur ediyor. Dolayısı ile bu şiddet sarmalı ile mücadele hepimizin ortak davasıdır. Bu davanın sonuna kadar peşindeyiz. Elimizden ne geliyorsa yapacağız” dedi.İhtisasını Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yaptığını ifade eden Ovalıoğlu, tıbbi ve hukuki olarak faillerin nasıl bu kadar vahşileştiğini de değerlendirmek zorunda olduklarını ifade ederek, sorunun toplum sosyolojisi ve psikolojisi olarak ele alınması gerektiğini söyledi. Ovalıoğlu, sürdürülebilir tedavi için sağlık sisteminin eksikliklerine ve ulaşılabilirliliğinin yeniden yapılandırılması gerektiğine dikkat çekti.

gwuinrrxkaaxetb.jpeg

Kelimeden ibaret

CHP’li Meclis Üyesi Av. Tuğçe Çalık Karademir ise sürekli değişen ülke gündeminden dolayı kelimelerin kifayetsiz kaldığını belirtti. Karademir, “Hukukçular olarak hangi çığlığa koşacağımızı, hangi derde derman olacağımızı şaşırdık. Pusulalar şaşabilir, rotalar değişebilir, düzen de değişebilir ama adaletin rotası bir kez şaşarsa o zaman toplumsal yozlaşma ve çürüme başlar ve geri dönülmez sonuçları olur. Gözümüzü her açtığımızda bir kadın ölmüş, bir çocuk tecavüze uğramış oluyor. Cezasızlık ve korku iklimi ülkeye yayılmış durumda. CHP olarak adaletten bir milim şaşmadığımızı konusunda çok netiz ancak üzülerek diyorum ki, isminde adalet geçen, ancak bu ülkedeki adalet sistemini neredeyse yerle bir etmeye yemin etmiş bir parti için adalet sadece bir kelimeden ibarettir” dedi. Narin Gürhan cinayetine de değinen Çalık, “Bu ülkede doğan her çocuk anne babasının nüfusuna kaydedilir ama devletin evladıdır. Bu devlet ufacık bir köyde, 19 gün boyunca kendi çocuğunun cesedini bulamamıştır. Haftalar geçti ve neden öldürüldüğünü bilmiyoruz” eleştirisinde bulundu.

Siyasi popülizm

AK Parti Başkanvekili Özgür Polat da CHP'lilerin siyasi popülizm yaptığını söyledi. Başkan Ayşegül Ovalıoğlu’nun yaptığı konuşmanın bir çoğuna katıldığını, hiç kimsenin bir çocuğun ölmesini, hiçbir kadının saçının bir teline zarar gelmesini istemeyeceğini ve Ak Parti hükümetinin de bunu engellemek için elinden geleni yaptığını ifade eden Polat, CHP'nin bu tür olaylardan siyasi rant elde etmeye çalıştığını ifade etti. Bu tarz olayların yaşanmaması için daha fazla adım atılması konusunda hemfikir olduklarını, ancak siyaset malzemesi yapılmasına karşı olduklarını belirten Polat, kendisininde bir kız çocuğu babası olarak kimsenin çocuğunun ayağına taş değmesini istemediğini söyledi. Ak Parti döneminde hükümetin kadına yönelik yaptığı çalışmalardan da bahseden Özgür Polat, şiddetin insanlığa ihanet olduğu ilkesinin parti politikalarını belirleyen temel bir unsur olduğunu söyleyerek, ceza ve sosyal politikalara kadar pek çok kanunun bu dönemde yapıldığının altını çizdi. Polat, “2003 yılında Aile Mahkemelerini Ak Parti hükümeti kurdu. 2004 yılında da kadın ve erkek aynı kişilik haklarına sahiptir maddesi bizim zamanımızda geldi. 2005 yılında köklü bir Türlü Ceza Kanunu yaptık. Töre ve namus gerekçesiyle işlenen suçların cezasını arttırdık. Yine 2005 yılında TCK’da iki önemli düzenleme yaptık. Kadına yönelik şiddet öncesinde suç olarak dahi tanımlı değildi. 2012’de daha kapsamlı bir yasa getirdik. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) bu gün 81 ilimizde hizmet vermekte. KADES ve elektronik kelepçe uygulaması ile emniyet ve kolluk güçlerimiz bir telefon kadar kadınlarımızın yanında. Bu uygulama dünya çapında örnek uygulama seçilmiştir” bilgisini verdi.

İlgili Haberler

Kaynak:DAMGA GAZETESİ - SELVİ SARITAÇ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.