Dövize zirve dayanmıyor

İktidar ekonomiyi sil baştan düzenlemeye kalktı. Ortalık toz dumana karıştı. 21 yıllık iktidar boyunca ekonomide gerekli adımları atmak yerine ağır aksak ama kısmen düzgün işleyen Türkiye ekonomisini yap boz tahtasına çevirdi. Çevirmekle kalmadı. Ekonomik düzen ters yüz edildi.21 yıllık bu açmazda gelinen son noktada Erdoğan çark ederek ekonomide "Faiz sebep, enflasyon sonuç”inadına kısa bir mola verdi. Verdi vermesine ama ortalık daha da kötü oldu.Döviz kurunda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) beklentilerin altında kalan faiz artışı ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in serbest kambiyo rejimi vurgusunun ardından başlayan yükseliş ivmesi bu haftada da devam etti.

Ev almak yalan oldu

Ekonomide yaklaşan yeni dönemin hiç de parlak olmadığını gösteren pek çok veri daha şimdiden ortaya çıkmaya başladı. Sanayi üretiminde düşüş sürüyor. Bu ülkenin vatandaşları için bir ev, bir araba almak hayal oldu. Türkiye’de konut satışları üst üste 4 aydır düşüyor. Ama bazı şanslı vatandaşlarımız sayesinde İngiltere’de yabancılara konut satışında Türk’ler üçüncü sıraya kadar yükselmiş durumda. Erdoğan’ın yandaş kayıran politikalarının sebep olduğu büyük gelir ve servet adaletsizliğinin, Erdoğan zenginlerinin Erdoğan ekonomisine ne kadar güvendiklerinin en güzel göstergesi bu. Dolar/TL'de haftanın ilk işlem gününde yeni zirve seviye kaydedilirken, Prof. Dr. Özgür Demirtaş, dolar/TL'deki yeni beklentisini sosyal medyadan paylaştı Demirtaş doların varacağı yeri açıkladı. Dolar/TL geçen hafta yeni tarihi zirve olan 25.73 seviyesine kadar yükselmişti. Pazartesi günü en yüksek 26.04 seviyesinde zirveyi gördü. Euro ise gün içi 28.38'i görerek zirve tazeledi. Altın ise 1604 liraya yükseldi. Prof. Dr. Özgür Demirtaş, dolar/TL kurunun rekor kırmasının ardından yeni tahminini paylaştı. Demirtaş, “Dolar: Gideceği yer 28. Sonrasını sonra konuşalım…” dedi. Demirtaş kendisine yöneltilen eleştirilere “Hani ülke batacaktı diyorlar. Ülkeler bakkal dükkanı gibi batmaz! Ülkeler züccaciye dükkanı gibi kapısına ‘zararına satışlar’ yazmaz!" dedi. Demirtaş "Ama: Halkları fakirleşir.Orta direk çöker.Alım gücü düşer…Bunların olması ülkelerin batmasına eşdeğerdir.”yanıtını verdi.

6 günde 45 dolar eridi!

Geçen hafta açıklandığında 482 dolara denk gelen asgari ücret, dolar kurunun artmasıyla yaklaşık 45 dolar eridi. Asgari ücret doların 26'yı görmesiyle birlikte yaklaşık 437 dolar oldu. Son oranlara göre asgari ücret yaklaşık 437 dolara denk geliyor. Asgari ücret ilk açıklandığında 482 dolardı. Buna göre asgari ücret bir haftada yaklaşık 45 dolar eridi.

Öte yandan katıldığı bir televiyon programında asgari ücrete gelen zammı değerlendiren Türk-İş Başkanı Ergün Atalay şu açıkmalarda bulunmuştu: "Bakan 500 dolara karşılık gelecek rakam olsun demişti. Bugün 16-17 dolar eksik bir tablo oldu. Geldiğimiz noktada 483 dolar oldu. Yarın faiz indiği zaman 500 dolar olacak." Asgari ücrete yapılan artış 1 Temmuz tarihinden itibaren geçerli olacak. İşçilerde genellikle çalıştıktan sonra maaşını alıyor. Buna göre mevcut yeni asgari ücret 1 Temmuz tarihinden geçerli olacağı için ilk maaşları banka hesaplarında en erken 31 Temmuz tarihinde görecekler. Asgari ücret belirlenirken işçinin geçim şartları da göz önünde bulundurulmadı. Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından Mayıs 2023 dönemi için açıklanan yoksulluk sınırı 35 bin TL’ye dayanmış durumda. Belirlenen asgari ücret yoksulluk sınırının yüzde 67,3 altındadır. Diğer bir ifadeyle bir eve iki asgari ücret girse bile yoksulluk sınırı aşılmamaktadır. Asgari ücret belirlenirken bir kez daha işçinin sadece kendisinin değil ailesiyle beraber geçiminin sağlanması gerektiğini söyleyen uluslararası standartlar göz önüne alınmamıştır. "Enflasyonla mücadele" programı uygulayacağını iddia eden iktidarın asıl amacının bu olmadığı son faiz artışının ardından kurda yaşanan patlama ile görünür oldu. Enflasyonun daha da artacağını belirten Prof. Günçavdı, “Faizde asıl değişim yerel seçim sonrasında” diye konuştu.

Enflasyon yükseliyor

Ekonomi yönetiminin aldığı her karar söylenilenin aksine enflasyonun öncelik olmadığını gösteriyor. Merkez Bankası’nın son faiz artışı hamlesi bunu bir kez daha gözler önüne serdi. Faiz kararının ardından kurda yaşanan sıçrama enflasyonu daha da yukarı çekecek.

Her yeni politika öncesi enflasyonun önceliklendiği, ‘tek haneye’ düşürülmek için mücadele edildiği ifade edilse de ortaya çıkan tabloda enflasyonun rekor kırdığı, hayat pahalılığının daha da arttığı bir döneme giriliyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Nas ile ilişkilendirdiği “Faiz sebep, enflasyon sonuç” iddiası ile başlayan faiz indirimlerinde de aynısı yaşandı. Eylül 2021’de başlayan faiz indirimleri sonucunda 8,50 TL olan dolar kuru, Aralık ayında 13,55 TL’ye çıktı. Kurda yaşanan 5 TL’lik artış enflasyonu yukarı çekti. Ocak 2022’de tüketici fiyat endeksi yüzde 11,1 artarak rekor kırdı. Yıllık enflasyon ise yüzde 48,6’ya çıktı, daha sonra Ekim’de yüzde 85,5 ile zirve yaptı.

Asgari ücret yetersiz kaldı

2023’ün ikinci yarısından itibaren geçerli olacak asgari ücret tutarı 20 Haziran 2023 tarihinde belirlendi. 2023 Temmuz’da asgari ücret net 2.896 TL artırılarak 11.402 TL’ye yükseldi. Böylece asgari ücrette yüzde 34’lük bir artış gerçekleşti. Asgari ücretin brütü ise 13.414,5 TL oldu. Asgari ücret, bir kez daha işçilerin derdine deva olamadı, asgari ücret artışı yetersiz kaldı. Asgari ücret tespitinde, asgari ücretin ülkemizde en düşük ücret olmadığı, ortalama ücret haline geldiği gerçeği göz ardı edildi. AB ülkelerinde yüzde 4 civarında olan asgari ücret kapsamı ülkemizde yüzde 50 civarında. Asgari ücret, milyonların meselesidir. Asgari ücret tespitinde bu gerçek dikkate alınmamıştır.

Özel-kamu işçisi farkı

Öte yandan kamu işçisi ile özel sektör işçileri arasındaki uçurum devam etmektedir. Kamu işçilerinin mevcut en düşük brüt ücreti 21.750 TL’dir. Çerçeve sözleşmede öngörülen altı aylık enflasyon farkı hesaba katılmadan bile, Temmuz ayındaki yüzde 15’lik artış ile kamu işçisinin en düşük çıplak brüt ücreti 25.012,5 TL olacaktır. Böylece kamu işçilerinin en düşük brüt ücreti ile özel sektör için belirlenen brüt asgari ücret arasında 11.598 TL’lik makas olacak. Bir kez daha söylemek isteriz ki devlette ve özel sektörde farklı asgari ücret eşitlik ilkesine aykırıdır. Yüksek enflasyon döneminde asgari ücret yılda 4 kez belirlenmelidir. Ücretler toplu sözleşmelerle belirlenmelidir. İşçi sınıfının asgari ücret cenderesinden kurtulması için sendikalaşma ve grev hakkı önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Acilen atılması gereken adım ise teşmil yoluyla toplu iş sözleşmelerinin kapsamının genişletilmesidir. Teşmil, yasalarımızda olan bir düzenlemedir ve işçilerin işkollarındaki toplu iş sözleşmelerinden faydalanmalarını sağlamak oldukça kolaydır. İşçilerin asgari ücret mahkûmiyetine son vermek istiyorsak, teşmil derhal gündeme alınmalıdır Asgari ücretin tespitinde TÜİK’in inandırıcılıktan uzak enflasyon verileri değil, gerçek enflasyon ve ekonomik büyüme ile geçim şartları, işçinin sadece kendisinin değil ailesiyle beraber geçiminin sağlanması gerektiğini söyleyen uluslararası standartlar göz önüne alınmalıdır. En düşük emekli aylığı da asgari ücret düzeyinde belirlenmelidir.

İktidar revizyona girdi

İktidarın düşük faiz politikası seçim sonrası kısmen rafa kalktı. Faizleri düşük tutarak çarkları döndüren iktidar, gidilecek yol kalmayınca seçim sonrası faiz artırmak zorunda kaldı. Ancak beklentinin altında kalan faiz artışı nedeniyle yine kur patladı. Seçim öncesi müdahalelerle 20 TL altında tutulan dolar/TL, faiz kararının ardından 25,80 TL’ye kadar çıktı. Kurdaki yükseliş yine enflasyonu yukarı çekecek.

Enflasyon 50'yi geçecek

Ekonomi yönetiminin söylemlerinde ise yine enflasyon mücadelesine başlanıldığı yer alıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve MB Başkanı Hafize Gaye Erkan ise "Enflasyonla mücadele edeceğiz" dedi. Ancak kurdaki sıçramanın etkisiyle enflasyonun yeniden yüzde 50’ler seviyesine çıkması bekleniyor. Yeni ekonomi yönetiminin politikalarını değerlendiren Prof. Dr. Öner Günçavdı, “Bu dönem içerisinde dışardan istenildiği kadar para gelirse faiz artışlarını geciktirmeye çalışacaklardır. Şu andaki politikanın amacı Türkiye’deki ekonomik sorunları çözmek değildir. Tek amaç var o da AKP’nin iktidar tekelini kaçırmamasıdır” ifadelerini kullandı. Enflasyonu durdurmaya yönelik bir adım atılmadığını kaydeden Günçavdı, “Enflasyonu azaltmak iktidar açısından risk yaratacak bir takım iktisadi sonuçlar doğuracaktır onunla yüzleşmek istemedi. İlgili Bakan ve MB Başkanı'nın enflasyonla ilgili söyleminin bir anlamı yoktur” dedi. Düşük faiz politikasının yeniden dağıtım mekanizması olduğunu kaydeden Günçavdı, “Kamu bankaları yandaşa ucuz faizli kredilerle kaynak aktarıyor. Devlet, düşük faizi kendi kontrolündeki sermaye gruplarına kaynak aktarmanın ve alternatif sermaye birikim modelinin aracı olarak kullanıyor. O kesimin harcamasıyla ekonomik büyümeyi yüksek tutmaya çalışıyor, aynı zamanda o sermaye grupları istihdamın da kaynağı olmaya başlıyor” diye konuştu. Kurdaki artışın enflasyonu artacağını vurgulayan Günçavdı, öngörülerini şöyle sıraladı: “Enflasyondaki artış faiz artışlarına ihtiyaç duyulmasına neden olacak. Ancak bu ihtiyaç ne kadar geciktirilirse iktidar için kârdır. AKP bunu seçimlere kadar geciktirmek ister. O nedenle dışarıdan gelecek para iktidarın lehine olacaktır. Faizle ilgili asıl değişim yerel seçimlerden sonra olacaktır.”

Operayonlar sürüyor

Yetmiyor, ‘Hazine ve Maliye Bakanı’mızın şu andaki düşüncesi noktasında, atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası’yla beraber atmasını kabullendik’ diyor. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyerek ekonomiyi berbat eden Erdoğan, ‘Rasyonel politikalar uygulayacağım’ diyen, faizleri artırma sinyali veren Şimşek ve ekibine ‘razı’ oluyor. Ekonomiyi batıran, ülkeyi döviz krizine sokan Erdoğan, ülkemizi, ‘Ben yapmıyorum, Mehmet yapıyor’ diyerek faiz lobilerine teslim ediyor. Bunu yaparken de ‘Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor' gibi bir yanılgının içine düşmeyin. Ben, burada aynıyım’ diyerek de hâlâ afra tafrayla milleti kandırmaya uğraşıyor. Halep oradaysa arşın burada. Kim millete doğruyu söylüyor? ‘Rasyonel politikalara döneceğim, enflasyonu düşürmek için faizi artırmak lazım’ diyen Şimşek mi, yoksa ‘Ben değişmedim, faiz düşerse enflasyon düşer’ diyen Erdoğan mı? Bunu hep beraber göreceğiz.

TÜRK LİRASI PUL OLDU

Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın hükümet programını hazırlayacağını söylüyor. Cevdet Yılmaz da yeni Orta Vadeli Programla ilgili değerlendirmelerde bulunuyor. Hepsi tamam da ülkemize Cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik krizlerinden birini yaşatan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin keyfi ve kural tanımaz yönetim anlayışının sebep olduğu sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlar her geçen gün artarken bu gidişi durduracak acil eylem planı nerede? Diğer taraftan, ekonomi yönetiminin başında kim var? Mehmet Bey mi? Cevdet Bey mi? Gaye Hanım mı? Yoksa Saray’ın gölgesi Şahap Bey mi? Anlaşılan bazı isimler, yerel seçimlere kadar ekonomide teker patlamasın, dışarıdan finansman bulsun, döviz krizine pansuman olsun diye vitrinin süsü olarak konmuş. Sizin dışarıdan finansman bulma stratejiniz, Türk lirasını yeterince pul ettiğinizi düşündüğünüz yerde sabitleyip faizleri hızla yükselterek seçimler öncesinde Londra’daki tefecileri, sıcak paracıları ülkeye çekmek ve onlara fiilen dolar karşılığı yüzde 30-40 faiz ödemekse bu tutmaz. Bu ekonomi bunu taşımaz. Bu denendi. Sonu hep çok daha büyük hüsran oldu. Yerel yönetim seçimlerine kadar pansumanla, aspirin tedavisiyle Erdoğan’ın berbat ettiği ekonomiyi toparlamak mümkün değildir.

İŞSİZLİK VE AÇLIK ARTIYOR

İşsizlik hızla artıyor. Bilhassa genç işsizliği evleri vuruyor. TÜİK verilerine göre ülkemizde her beş gençten biri işsiz. 3 milyona yakın genç ne okuyor ne de çalışıyor. Ev genci olmuş, anasının babasının eline bakıp evde oturuyor. Gider çok, gelir yok. Millet borca batmış durumda. Vatandaşların bankalara kredi ve kredi kartı borcu, son bir yılda neredeyse ikiye katlanarak 2 trilyon 106 milyar lira oldu. Ekonomisi bize benzeyen ülkelerin para birimlerinin çoğu, son dönemde dolara karşı değer kazandı. Ama Türk lirası, bu dönemde dolar karşısında yüzde 17’den fazla değer yitirdi. Daha dün bizi Londra tefecileriyle iş birliği yapmakla suçlayan Erdoğan, bugün Saray uçağında, ‘Kaynak arayışlarımız sürüyor’ diyor. Zamanında Halk Bankası’nı dolandırmakla suçladığı Mehmet Şimşek’i Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getiriyor. ABD’den Merkez Bankası Başkanı ithal ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Barış Önal Arşivi