Gizem Terzi: Aşk rıza lokmasıdır!

Gizem Terzi: Aşk rıza lokmasıdır!
Arka Sokaklar'daki Sinem rolü ile ekranlarda yer almayadevam eden Gizem Terzi, özel hayatı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Terzi aşk tanımlamasını ise 'aşk lokmasıdır' olarak yaptı.

Bu sezon katıldığı Arka Sokaklar kadrosunda güzelliği ile dikkat çeken ve Aylin sonrasında siber işlerle ilgilenen güçlü bir koz haline gelen Gizem Terzi adını her gçeen gün daha da fazla kişiye duyurmayı sürdürüyor. Güzel oyuncu, Evo Angels'e yaptığı önemli açıklamalarla hem hayatına dair bilgiler paylaştı hem dizideki karakterini anlattı ve bilinmeyen yönlerini ortaya çıkardı.

Gizem Terzi kısaca okurlarımıza kendinizden bahseder misiniz?

Kendimi bilmeye başladığımdan beri sanatla uğraşıyorum diyebilirim. Dokuz yıldır oyunculuk, en az bir o kadar zaman da dansla iç içe bir hayatım var. Bunlar dışında kahvesinden vazgeçemeyen, kendisi ile vakit geçirmeyi seven ve bu dem zamanlarında kimsenin onu bulmasını ummadan kaybolmak isteyip, o kaybolduğu yerlerde de yeni şeyler keşfetmeyi, öğrenmeyi seven biriyim. Bunlarla birlikte dostlarına bağlı, dostluğun emek olduğunu bilen, karşısına çıkan insanlardan ilham alan ve onlarda kendini anlamaya çalışan, hepimiz gibi bazen öyle bazen böyle, heybesi sırtında kendisi yollarda biriyim diyebiliriz.

Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?

Oyunculuk serüveni benim içimde ilk kaç yaşında başladı hatırlayamıyorum ama çok net hatırladığım, beni bu yol üzerinde hayatı anlamaya çeken anılarım var. Sanırım ilk olarak izlediğim tiyatro oyunları ile başladı. Annem beni hafta sonları tiyatroya götürürdü. Her seferinde fuayede asılı duran afişlere bakıp ben de o afişlerde olacağım, o oyunlarda oynayacağım diye kendime söz verdiğimi hatırlıyorum. Daha sonrasında ilkokul öğretmenim okulda ' GREASE' müzikali yapacağız ve bunu senin için yapıyoruz dedi. Her şey çok boyutlu anlamlar kazanmaya başlamıştı. Bir de şöyle düşünün, liseye kadar her gün çıkıp Andımız'ı okumak isteyen bir çocuk olabilir mi? Ben her gün çıkıyordum… Daha da küçükken oyuncak bebeklerimi dizip, gece lambasını kendi üstüme doğru çevirip, onlara ya bir şeyler anlatırdım ya da dans ederdim... ya da dans ederek bir şeyler anlatırdım ama elime tarak alıp şarkı söylemezdim. Ne zaman ki hayatta beni en çok eğlendiren ve heyecanlandıran oyunun işim ve yaşam biçimim olabileceğini fark ettim o andan sonraki her anımı bunu gerçek kılabilmek için yaşadım. Yani o kesişim noktası benim tutunduğum yer oldu.

“Arka Sokaklar” dizisi nasıl geçiyor? Burada Sinem karakterini canlandırıyorsunuz. Okurlarımız için Sinem’den biraz bahseder misiniz?

'Arka Sokaklar' kocaman bir okul ve çok güzel geçiyor. İlk günden beri her set günü benim için bir okul günü. Yolum Arka Sokaklar dizisi ile, Türk Sineması' nın duayen yönetmenlerinden Orhan Oğuz ve birbirinden değerli oyuncular ile kesiştiği için çok mutluyum. Kendimi çok şanslı hissediyorum. Sinem karakteri; bilişim ve siber suçlar üzerine eğitim almış bir komiser yardımcısı. Ne kadar gözü kara, çalışkan, köklü bir birimin içinde olduğunun farkında ve elinden geldiğince onların sahadaki ve saha dışındaki zor görevlerini hafifletmeye çalışıyor. Ekibe nasıl faydalı olabileceğini her vakada araştırıp kendini geliştiren, olduğu yeri, ekibini seven, kendi dünyasında mutlu ve hayata karşı, işine karşı hevesli bir kadın. Sinem' in nelerle sınanacağını ve hikayesinin nereye evrileceğini ben de çok merak ediyorum.

gizem terzi

Bildiğimiz üzere dans ’la çok yakından ilgilisiniz. 2014 yılında Arjantin Tango Türkiye Şampiyonluğunuz var. Dans sizin için neyi ifade ediyor?

Dans; hayatta bedenim ile zihnimin bir olduğunu hissettiğim, anda olduğum, kendimi en iyi ifade ettiğimi düşündüğüm yer. Takdir edersiniz ki 'elma' kelimesi 'elma' nın kendisi değildir... Sözler çoğu zaman yetersiz ya da eksik kalır. Hepimizin kendini ifade etme biçemi farklıdır. Kimimiz onunla tanışır kimimiz arar. Bunun daha iyisi ya da daha kötüsü yoktur. Ben kendi adıma şanslı olduğumu düşünüyorum. Benim ifade biçimim; dans. Kendi dünyamın içinde tüm dünya ile ilişkilenme biçimim. Anlatımım soyut ile somut arasında kalıyor. Şöyle örneklendireyim… Hepimizin yaşamında kendini anlatamadığı, anlaşılmadığımızı, kendimizin bile ne yaptığını ne hissettiğini anlamakta zorlandığı durumlar olmuştur. Heh' işte ben o anlarda, insanlara/kendime 'Bir saniye konuşmaya ara versek ve ben sana dans ederek anlatsam... Bak o zaman olacak!' diyebilsem. Herkes beni, herkes birbirini anlayabilecekmiş gibi geliyor.

Size göre bir oyuncuda olmazsa olmazlar nelerdir?

Aslında 'anlam arayışı' diyebilirim. Anlama arzusu; oyuncu kendini, karşındakini, olanı, olmayanı, nedeni, bazen nedensizliği ama en temelde anlamayı aramalı diye düşünüyorum. Zaten öğreti de o yolun kendisi oluyor. Neyin olup olmayacağını yol size anlatıyor.

Sizce bir oyuncu kendini dizilerde mi daha iyi ifade eder yoksa sinema ’da mı?

Ben iyi oyunun her zaman iyi oyun olduğunu düşünüyorum. O yüzden mecra benim öncelikli alanım değil. Benim önceliğim karakterle olan bağım ve bu bağı oyuna aktarma biçemim. Bunun yanında iyi beslenmiş bir karakter, iyi beslenmiş bir hikaye, iyi beslenmiş dizi, sinema. Her biri 'iyi beslenmiş' parantezinde aynı potada eritilebilir. İşin içine süre, emek, zamanlama, iş gücü gibi faktörler girdiğinde insan doğasını göz ardı edemeyiz ama derdimiz en iyi oyunu ortaya koymaksa bence 'oyun', 'iyi' den büyüktür.

gizem terzi

Kendinizle barışık mısınız? Değiştirmeye çalıştığınız bir yönünüz var mı?

Kendimle barışık bir insanım. Ama hep böyle değildim. Bunu kendime öğrettim. Hala da öğretiyorum. 'Ben kaos teorisine çok meraklı bir insanım' doğru bir cümle olur benim için. Her şeyin bozularak yeni bir düzene gittiği fikri, varlığın entropisi, tüm bunları düşünmek, öğrenmek kendime ve çevreme olan tüm kapılarımı açtı. Günün sonunda kendisi ile barışık olmayı öğrenme yolunda bir insanım. Ama insanım beşerim, şaşarım...

Gelecekte yapılacaklar listenizin ilk üç sırasında neler var?

- Bir dobermanla ev arkadaşı olmak

- Flamenko öğrenmek

- Sevmek

Hayatınız boyunca kaç farklı karakter canlandırabileceğinize inanıyorsunuz?

Dilerim çok fazla olur. İnanın bu sorunun cevabını bilmiyorum ama sınanıp öğrenmeyi çok isterim. Babaannemin bir sözü vardı; Öküzün dünyası güttüğü tarla kadardır… derdi. Ben bu sorunun cevabına içimden bakınca uçsuz bucaksız bir alan, olasılıklar denizi görüyorum. Herkes kabı kadar su alırmış ummandan... Dilerim umman kadar kabım olur...

gizem terzi

Oyunculuğun sizi besleyen tarafları neler?

Öğrenmek, empati kurmak, anlamak, yol almak, ben de olana olmayana, dönüşene tanıklık etmek, oyun kurmak, oyuna dahil olmak ve tüm bunlar olurken bütün içinde tek, kendinde bütün olmaya giden yolda hayatla ve kendinle dans etme hali beni en keyiflendiren ve besleyen kısım diyebilirim.

Gelelim özel hayata… Okurlarımız için bizlere bir gününüzün nasıl geçtiğini anlatır mısınız?

Bir günüm malumunuz pandemi şartları dahilinde hepimiz kadar değişim gösterdi. Ama değişmeyen rutinlerim; kalkar kalkmaz buz gibi suyla yüzümü yıkamak ve kahvemi yapmak ki bu ikisi kendi içinde sıralama olarak değişim gösterebiliyor. Müziğimi açıp biraz ayıldıktan sonrada son iki senedir hayatımda var etmeye çalıştığım ve bu anlamda çok yol aldığım nefes çalışmam var. Buradan sonrası her bir gün kendi içinde farklılıklar gösteriyor. Set olduğu günler bütün odağım set. Ona göre uyuyor ona göre uyanıyorum. Beslenme düzenim sete göre oluyor. Set olmadığı zamanlarda yeni kitaplar, yeni yönetmenler keşfetmeyi seviyorum. Sevdiğim yönetmenlerin diğer işlerini araştırmak, filmler hakkında yazılar, eleştiriler okumak, mutlaka pilates, balkonumda ikamet eden altı kedinin beslenmesi, temiz havada yürüyüş, fırsatım varsa dans etmek, yeni müzikler keşfetmek, okumak ve gün içi mutlaka arkadaşlarımla konuşmak günlük aktivitelerim arasında diyebiliriz. Bir de bu sene çiçek bakmayı, toprakla uğraşmayı öğrendim. Bir sürü kaktüsüm var. Bazı günlerde ise saatlerce yazmak. 13 yaşında bir kız kardeşim var, Elif, her gün onu arayıp saçmalamak da rutinlerim arasında…

Gizem Terzi’ye göre “AŞK” nedir? Hayatınızda aşk nerede?

Aşk; rıza lokmasıdır bence. Aşk aldığım her nefes, var ettiğim her eylem. Ben de bütünde olan her hal aşk bence. Aşkın bize hissettirdiği onlarca duygu içinde kayboluruz. Aşkın kendisi nasıl anlatılırsa anlatılsın her yürekte farklı bir notaya basar. Kimini hüzne bular, kimini salıncaklarda sallandırır, kimi için imkansızdır. Benim içinse hepsi...

Özellikle güzelliğinizin formülü için uyguladığınız bir kür var mı?

Özellikle uygulamaya çalıştığım tek rutin uykumu almak. Onun dışında doğal olan her şeyi denemeyi seviyorum. Doğanın şifasına, iyileştirici gücüne inanıyorum. Aktar gezmeyi, salatalıkları yüzüme sürmeyi çok severim.

Sizden bir senaryo yazmanızı istesek, bunun konusu ve içeriği ne olurdu?

Bu soruyu çok sevdim. Aslında benim de hep kafamın içinde yanıp sönen 'bir gün kitap yazmaya başlamak istiyorum' sekmesi mevcut. Daha yeni yeni hayatımda burayı besleyecek doğru soruları aramaya başladım. (Beylik bir hayal gibi gelmesin, sadece hayal... Bundan 8 sene önce bir not almışım. Yazdığım kitabın filminin repliklerinin capslerini görüyorum diye... Senaryo üzerinden değerlendirecek olursak; içinde bir sürü yolcunun ve hancının olduğu bir hikaye olur sanırım. Hancıya Yolcu Masalları ya da Yolcuya Hancı Masalları... Ben tam burada tıkanıyorum.  Hancı mıyım, yolcu muyum? karar verdiğim gün yazmaya başlayacağım sanırım.

15. Buradan sizleri seven ve takip eden severlerinize iletmek istedikleriniz?

Her biri ile yollarımız kesiştiği için çok mutluyum. Dilerim hayatta doğru sorular çıkar karşılarına, cevaplar bir şekilde bulunuyor bence. Önemli olan doğru sorular diye düşünüyorum. Doğru sorular, güzel insanlar aydınlatsın yollarını. Bana öğrettikleri ve öğretecekleri her şey için teşekkür ederim...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.