Kaset operasyonları ve siyaset…

Cumhuriyet Halk Partisi Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, sosyal medyada kendisine ait olduğu iddiasıyla yayımlanan seks videosuyla ilgili Ulusal Kriminal Büro adlı özel bir şirketin inceleme yaptığını ve videonun montaj olduğuyla ilgili bir rapor hazırladığını duyurdu.

Kamuoyunda ilk olarak 2010 yılında dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın seks kasetiyle gündeme gelen Ulusal Kriminal Büro, Baykal’ın seks kasetinin de montaj olduğunu iddia etmişti.
Ulusal Kriminal Büro’nun sahibi elektronik mühendisi Uğur Kurtulan, Baykal’ın avukatlarıyla birlikte basın toplantısı yaparak şunları söylemişti:

“Bir cinsel olaya giriştiği iddia edilen sayın Deniz Baykal’ın vücudunun morfolojik izleriyle, sayın avukatı tarafından bize ulaştırılan Baykal’ın mayolu resimleri önden, arkadan, yandan, aşağıdan, yukarıdan karşılaştırıldı. Ayrıca Nesrin Baytok’un, Sayın Baykal’la TBMM’deki yan yana oldukları resimler ve videolardan alınan resimler tarafımızdan incelendi. Bu olayda Sayın Deniz Baykal’ın, sayın Nesrin Baytok’la asla ilişkinin olmadığı düşüncesindeyiz. Burada montaj kullanılmak suretiyle, bu görüntünün modifikasyonla değiştirildiği kanaatindeyiz.”

Gerçek olsa ya da olmasa ne fark eder?

Bu bilgileri aslında yazma nedenim nedir biliyor musunuz?
Böyle bir kaset gerçek olsa ne olmasa ne fak eder.
İnsanlar Cumhuriyet Halk Partisi Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül’e ait olduğu söylenen videonun gerçek tarafına bakmıyor ki.
Neye bakıyorlar biliyor musunuz?
Böyle bir video operasyonu neden başkasına değil de Sarıgül’e oluyor.
Böyle bir video operasyonu neden başkasına değil Baykal’a oldu.
Demek ki burada başka şeyler de var.
Nedir derseniz onlar, hemen aklıma gelenlerden bahsetmeye çalışayım.
*
Birincisi Sarıgül belli ki birilerinin canını çok sıkmış.
Tamam video sahte veya gerçek.
Önemli olan ortada ciddi bir saldırı, ciddi bir kumpas, ciddi bir operasyon var.
Bunları göze alanlar belli ki Sarıgül’ü acayip kafaya takmışlar.
Hani ‘hırsızın hiç mi suçu yok’ Atasözümüzdeki gibi Sarıgül gibi siyasetçilerimizin hiç mi kusuru yok dersek sanırım bana fazla kızmazsınız.
İlk defa 30 yaşında milletvekili oluyor, 3 dönem Şişli belediye başkanlığı yapıyor, CHP genel başkanlığına oynuyor, İBB başkan adayı oluyor, yetmiyor tekrar milletvekili oluyor, tekrar İBB başkan adaylığına göz dikiyor.
Tekrar bir siyasi parti kuruyor.
Yetmiyor sosyal medyadan herkese akıl veriyor, herkese ahkam kesiyor.
*
Sadece Sarıgül yapmıyor bunu.
Birçok siyaset adamı yapıyor.
Makamlarını zorluyorlar da zorluyorlar.
Yedi dönem belediye başkanlığı nedir Allah aşkına.
Sanırsın o kentte başka adam yok.
Anayasamızın emrettiği yasaları yok saymalar.
Koltuk uğruna her yapılanı mübah saymalar.
Ve bütün bunları siz uzun yıllar yaparsanız, gençlerin önünü açmazsanız, hep bana Rabbena derseniz olacağı bu.
Musluğun başını tutup kimseye su vermezseniz olacağı bu.
Can yakıp acı çektirirseniz olacağı bu.
*
Tabi ki bu yapılanı doğru bulmuyorum.
Tabi ki kaset operasyonu ile ülke siyasetini yönlendirmek rezalet.
Tabi ki herkesin özel hayatı kendisini ilgilendirir.
Ama maalesef topluma mal olmuş siyasetçilerin, spor adamlarının, sanatçıların, basın mensuplarının da daha dikkatli olması gerekiyor.
Hak yememeleri gerekiyor.
Adil olmaları gerekiyor.
Gözlerinin doyması gerekiyor.
*
Ne diyelim, herekse vicdan, akıl, ahlak, adalet diliyorum.
Unutmayalım.
Bu dünyanın en kıymetli varlığı, akıl sağlığı, ruh sağlığı ve huzurdur.
Huzur bozanların huzuru bozulur.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Müge Sezer Arşivi