Zaten kör olan gözler

Zaten kör olan gözler
Başında bulunduğum stk'nın Kadın Komisyonu üyelerinin üniversite öğrencilerine burs katkısı sağlamak amacıyla düzenlediği gecenin yorgunluğu ile sabah uyandığımda göz attığım sanal ortamda beni de ilgilendirdiğini düşündüğüm bir mesajın devamını okuyunca insanlık adına, ülke ve memleket için verilen mücadeleyi ve bu mücadeleyi gölgelemek, engellemek için ortaya konan alçakça girişimleri de çok güzel anlatan bir yazı okumuş oldum.

Başında bulunduğum stk'nın Kadın Komisyonu üyelerinin üniversite öğrencilerine burs katkısı sağlamak amacıyla düzenlediği gecenin yorgunluğu ile sabah uyandığımda göz attığım sanal ortamda beni de ilgilendirdiğini düşündüğüm bir mesajın devamını okuyunca insanlık adına, ülke ve memleket için verilen mücadeleyi ve bu mücadeleyi gölgelemek, engellemek için ortaya konan alçakça girişimleri de çok güzel anlatan bir yazı okumuş oldum.
Sevgili dostum ve siyasi bakışta aynı yere bakmadığımız ama benim kadar memleket sevdalısı olduğuna inandığım İş insanı Ali Rıza Nasıroğlu'nun yine memleket sevdalısı bir ailenin çocuğu olan Murat Bozkır'ın paylaştığı bir mesajı kendi sayfasında paylaştığını görürken aynı mesajın devamında, 'Memleketi için çalışan ve çaba gösteren, elindeki imkansızlığa rağmen bir şeyler yapmaya çalışan aynı zamanda imkanlarını zorlayarak memleketi için kullanmaya çalışan herkesten Allah razı olsun.' diyerek şöyle devam etmiş.
'İki kitap okumamış, facebooktan duyduğu sözlerle kendini alim sananlar, kimi cami avlusunda, kimi rakı şişelerinde ve meyhane köşelerinde edebiyat yapanlar,  kendine bile faydası olmayanlar ; "Ya Bir Yol Bul - Ya Bir Yol Aç - Ya Da Yoldan Çekil" demiş..
Sayın Nasıroğlu'nun kendi mesajını da ekleyerek özel sanal sayfasında yeniden paylaştığı hasetlik hikayesini bende alıp, siz okurlarımın da okuması ve biraz düşünmesi için bugün kü köşeme taşıdım.
Çünkü, 'çiğ süt emmiş' denen insanoğlunun açık bildiği iki gözünün, bastıramadığı hasetlik ve kıskançlık duyguları dolaysıyla aslında kör olduğunu anlatıyordu aşağıda ki, 'Hasetlik Hikayesi'
Evet, 'Bu hikayenin gerçekliği var mıdır yok mudur bilinmez. Ama gerçek olan şudur ki; haset ve kıskançlık çok pis bir şeydir. İnsanı içten içe yer bitirir.' şeklinde yine Nasıroğlu'nun cevaplayarak, bitirip, sanal sayfasında yayınladığı o yazının anlattıklarını uzatmadan okumanıza ve siz okurlarımın yorumlarına bıraktığım o hikaye, benim olduğu gibi bir çoğumuzun yaşadığı asıl hikaye olduğunu da belirtip, değerlendirmenize bırakıyorum aşağıda ki hasetlik hikayesini..
*HASETLİK HİKAYESİ
Bir gün Hz. Musa'ya bir komşusu gelir ve der ki;-Ya Musa, sen Tuva vadisinde Allah'la konuşuyorsun. Benim Allah'tan bazı dileklerim var, iletir misin? der.Hz. Musa, tamam der. Ve bir gün yine Allah'la konuşurken durumu izah eder.Bunun üzerine Allah şöyle der:- Ya Musa, söyle o komşuna ben onun dileklerini kabul edeceğim ama onun dileklerinden ona ne verirsem onun komşusuna da iki katını vereceğim.Hz. Musa komşusuna durumu aktarır:-Allah, dileklerini komşuna da iki katını Nasib etmek suretiyle kabul edeceğini söyledi.Hz. Musa'nın komşusunun cevabı şudur:- Ya Musa, söyle Allah'a benim bir gözümü kör etsin o zaman..
Hayat denen yolda ve bu süreçte yaşadıklarımız da budur.. Nokta..

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.