Başkasını gözüyle neyiz?

Başkasını gözüyle neyiz?
Her insanın kendi alanında verdiği hayat mücadelesinin içinde toplumun kendisini nasıl gördüğünü düşünmeden yaşamı boyunca verdiği mücadeleyi en iyi şekilde sonuçlandırmak çabası içinde bunu bile düşünmez bile.

Her insanın kendi alanında verdiği hayat mücadelesinin içinde toplumun kendisini nasıl gördüğünü düşünmeden yaşamı boyunca verdiği mücadeleyi en iyi şekilde sonuçlandırmak çabası içinde bunu bile düşünmez bile.
Evet hayatımız da verdiğimiz mücadelenin karşıdan nasıl göründüğünü zaman zaman yapılan olumlu, olumsuz eleştirilerle görsekte içten gelen, saf ve temiz bir yürekten geçen duyguları en iyi şekilde anlatan bir yazıya rastladım.
Tesadüfen rastladığım o yazıyı okurken hem kardeşliğin güzelliğini, hem de bir okurun, bir insanın karşıdan bana bakışın da bana verdiği karnemin de hiçte kötü olmadığını dolan gözlerim, nefes almaktan zorlanan yutkunan gırtlağımla görmenin güzelliği ve duygusu içinde adeta morgtan geri döndüğüm o ağır trafik kazası ardından Arı Spor'un başkanlığını da yapan kardeşim Dicle Yılmaz'ın ele alınmış ve benim geç gördüğüm yazıya teşekkür ederek bırakacağım.işte karşıda ki aynada görünen diğer bir halimi analatan, benimde gecikmeli olarak kendimi bir başkasının gözü ve gönlü ile gördüğüm o yazı..

Aile onurumuzun direnen sembolüdür
Dicle Yılmaz
Onun muhalif gazeteciliği, cesaret ve atılganlığı, bin bir hesapla geçen hayatlara örnek olacak mahiyettedir. Hep savunmuş, haksızlığa karşı çıkmış, genellikle de sonuç almıştır. Ancak onun karşı çıkışları nedeniyle İlimizdeki mevcut düşünce kategorileri içinde onu bütünüyle savunacak bir kesim bulamazsınız.
“Tezatların insanı” diyebileceğimiz bu sıra dışı insan, hayatı boyunca aktif siyasi faaliyetlerin içinde yer almış. Bir vekil veya bürokrat olarak değil, gazeteci, yazar ve günümüz tabiriyle “aktivist” olarak hızlı ve spontane yaşamış, düşündüklerini ve yaşadıklarını bir şekilde açıklamış ve yayınlamıştır. 
O, gazetecilik hayatında yoksulların, garip gurabanın, ezilmişlerin, haksızlığa uğrayan işçilerin, köylülerin, emekçilerin, esnafların, tacirlerin, memurların haklarını savunduğu için; Valiler, Kaymakamlar, Müdürler, Amirler onu hiç sevmezdi. Ama onlarda ilimizden ayrıldıktan ve görev sürelerini tamamladıktan sonra, ''Her İl'e gerçekleri yazan bir Fakir Yılmaz gerekli ''dediklerine binlerce defa şahit olduk.
Fakir Yılmaz, hayatı boyunca doğru bildiğini hep dillendirdi, hiç susmadı bazen liberal bir gazeteci, bazen pragmatik, gerektiğinde ise popülist olmayı başarabilen, gördüğü eksiklikleri, aksaklıkları, haksızlıkları dile getirmeyi ilke edindi. Bunun için de hemen her devirde muhalif gazeteci olarak damgalandı.
Ancak geçirdiği tahlisiz kaza sonrası geçmiş olsun dileklerini ileten on binlerce insanın olması şunu gösterdi ki, gazetecilik, halka karşı haksızlıkların, adaletsizliklerin ve eşitsizliklerin olduğu bir dünya da halktan yana taraf olmaktır.
Fakir Yılmaz'ın gazeteci kimliği bi tarafa, O, Aile onurumuzun direnen sembolüdür. Sağlığına kavuşman dileğiyle, uzun ömürler diliyorum..

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.