Ahlaki enflasyonun pençesindeki ekonomi

Ahlaki enflasyonun pençesindeki ekonomi

Enflasyon ekonomik bir olgu olarak sürekli karşımıza çıkıyor. Zaman zaman düşüşe geçse de, krizler aşılabiliyor ve toplum bir şekilde toparlanıyor. Ancak, asıl tehlike bugünlerde daha fazla görünür olan başka bir enflasyonda yatıyor: Ahlak enflasyonu. Ekonomik krizlerin yol açtığı zararlar bir şekilde onarılabilirken, ahlaki değerlerdeki erozyon, toplumun tüm yapısını uzun vadede tehdit eden bir unsura dönüşüyor.

Son günlerde yaşanan bir olay bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Ziraat Bankası, konut kredisi faiz oranını 2.79’a düşürüyor. Bu iyi haber, ev sahibi olmayı hayal eden binlerce insan için umut verici bir gelişme olarak algılanıyor. Ancak aynı gün, Adana’daki bir konut, sabah 7 milyon 250 bin liradan satışa sunulmuşken, akşam saatlerinde 9 milyona yükseltiliyor. Bir gün içinde 1 milyon 750 bin liralık zam! Burada ekonomik dengelerden çok daha derin bir sorun yatıyor: fırsatçılık, açgözlülük ve ahlaki erozyon.

Ticaret Bakanlığı’nın bu fırsatçı yaklaşıma karşılık olarak ilgili emlak işletmesine 100 bin lira ceza kesmesi, önemli bir adım. Ancak toplum olarak sadece cezalar ve yaptırımlarla ahlak enflasyonunu durdurmamız mümkün değil. Bu tür önlemler, geçici çözüm sunabilir, ancak sorunun kaynağına inmek için daha kapsamlı bir toplumsal dönüşüme ihtiyaç var. Bu dönüşüm, bireylerin ve kurumların vicdani sorumluluğu ile mümkündür.

Ahlak enflasyonu, ekonomik enflasyondan çok daha yıkıcıdır. Çünkü maddi sıkıntılar zamanla aşılabilir, fiyatlar bir şekilde dengelenebilir. Ancak, toplumun temel ahlaki değerlerinin erozyona uğraması, güvensizlik ve yozlaşmanın yaygınlaşmasına neden olur. Bu durum, bireyler arasındaki ilişkileri zedeler, adaletsizlik ve eşitsizlik duygusunu derinleştirir. Krizlerin aşılabilmesi için sadece ekonomik önlemler yeterli değil; aynı zamanda insani değerlerin yeniden inşası şart.

Bu bağlamda, denetim mekanizmalarının etkin bir şekilde çalışması, fırsatçılığın önüne geçmek adına son derece önemlidir. Ancak bunun yanında, toplumsal bilinç ve etik değerlerin yeniden canlandırılması gerekmektedir. Eğitimin her kademesinde ahlaki değerlerin önemi vurgulanmalı, iş dünyasında adil ve dürüst olmanın kazançtan daha değerli olduğu bilinci yerleşmelidir.

Sonuç olarak, enflasyon bir şekilde düşer, krizler aşılır. Tarih bunun defalarca örneklerini gördü. Ancak, ahlak enflasyonunun yükselişi kontrol altına alınamazsa, toplumsal çözülme kaçınılmaz hale gelir. Ekonomik iyileşme ancak adil ve dürüst bir düzenle mümkün olabilir; bu düzenin temel taşı da insanın içindeki ahlaki pusuladır.

Bir sonraki yazımda, ekonomi ve ahlaki değerler arasındaki derin ilişkiye detaylı bir şekilde değineceğim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İlgili Haberler

Borsa haftaya nasıl başladı?
Aksaray'da öğretmenden iki öğrenciye dayak: Valilik harekete geçti, açığa alındı

Yazar Yazıları Haberleri