Yurttaş neden vergi öder?

Toplumların yönetim erkini elinde bulunduran güç, dış ve bazen de iç düşmanlara karşı



Toplumların yönetim erkini elinde bulunduran güç, dış ve bazen de iç düşmanlara karşı güvenlik için silahlı birlik, ulaşım ve iletişim için altyapı hizmetleri, yurttaşların su ve benzeri zaruri ihtiyaçları için kamusal hizmet, anlaşmazlığı çözmek ve toplum içi kuralların uygulanması için adliye ve yasalar koyarken bu hizmetlerin yapılması için geliri, malı veya mülkünün ederine göre vergi alır. Hangi biçimde olursa olsun devlet yönetimi gider ve harcamalarını karşılamak adına düzenli olarak gelire ihtiyacı olur. Bu gelirde yurttaştan çeşitli biçimlerde ayni ya da nakit biçimde topladıkları paraya vergi adı verilir.

Ülkede geçerli olan anayasada yer alması ve her yurttaşın yerine getirmesi zorunlu bir görevdir. Bu durum anayasada vatandaşlık görevi sayılmakta. Kimsenin vergi ödememe ya da vergiden kaçma gibi bir durumu olamaz. Çünkü devlet kamu harcamaları eğitim, sağlık, huzur için güvenlik ve diğer kamusal hizmetler için gelire ihtiyaç duyar. Vergi, devletin yurttaş ve kuruluşlardan kamusal hizmet için aldığı topladığı ödenektir. Ayrıca doğal afet, salgın hastalıklar ve savaş durumlarında vergiler katlanarak büyüdüğü bir gerçektir.

Teknolojinin gelişmesi, ulaşım ve iletişimin hızlanması vergi biçimlerini de çoğalttı. Yurttaştan alınan vergiler çoğaldıkça devlet de hizmetlerini bu temelde büyütmesi ve ucuzlatması gerekir. Yurttaşın huzur ve güveni yanında kamusal hizmetlerin sürekli, düzenli ve makul bir düzeyde olması gerekir. Kısacası bize okulda öğretilen “vergi vereceksin ki yol, su, eğitim ve sağlık hizmeti olarak geri alırsın” derlerdi. Yurttaş vergisini düzenli olarak veriyor ama karşılığında yol, su ve diğer hizmetleri geri alabiliyor mu?

Günümüzde vergi çeşitleri o kadar arttı ki doğrudan ve bir de dolaylı olarak vergi almakta. Yediğimiz içtiğimizden tutunda gündelik hayatta zaruri olan iletişim haberleşme yanında her evde olan buzdolabı, televizyon, kombi ve mutfak ocağı bile “özel tüketim” diyerek hala yüksek vergiler alınmakta.

Devlet yöneticileri ülke büyüyüp zenginleşmekte deyip yurttaşın üzerine dolaylı vergileri bindirmek “kalkınıyoruz” demek değildir. Yurttaşın gündelik yaşamını yaşanır hale getirmek vergi yükünü hafifletmek ve dolaylı vergileri azaltmak önemli.

Dün olduğu gibi bugünde devlet kayıtlarına bir kere giren bir daha çıkamaz. Gelirini açıklayamayan yurttaş yoktur denilse de vergiden kaçmak için beyan etmemek yolunu seçen mutlak vardır. Yine bunlara akıl veren vergi toplayıcıları yanında devletin yönetim mekanizmasında bulunan erk de döviz gelsin de nereden ve nasıl kazanılmış olursa olsun hesap sormayacağız diye genelge çıkarır. 12 Eylül askeri faşist darbe dönemi ve devamı Özal yönetimi nasıl kazanılmış diye sormayacağız diyerek yasa çıkarıp yüksek miktarda para (döviz) girişi olduğunu sağır sultan bile bilmekte. Bugünlerde yirmili kuruluş yılı kutlayan iktidar partisi nereden buldun yasasını uygulamadan kaldırarak gelirini beyan etmemeyi bir sistem haline getirdi. Oysa devlet kayıt altına aldığı milyonlarca yurttaştan küçük de olsa vergisini alırken yüksek geliri ve mülkü olan azınlığa vergi vermeme yollarını alenen göstermekte.

Sisteme uyum gösteren vergi uzmanları bir dairesi, birkaç sağmak hayvanı, ekip biçtiği bağ bahçesi, el emeği ile geçinen esnaf ve zanaatkar ile küçük üretici yanı devletin kayıt defterine yazılan yurttaştan kuruşuna kadar vergi almaya devam etmekte. Ülke nüfusunun yüzde beşi oranındaki nüfus ekonominin, mal ve mülkün yüzde yetmiş/seksen oranına sahip. Devlet bu oranı bildiği halde neden vergiyi aynı oranda onlardan almıyor?

Yurttaş inancı oranında fitre, zekât ve sadakasını verirken vergiden düşme yapılmazken yüzde beşlik kesim beyan ederek vergiden düşme yapılmakta.

Yurttaş maaş ve ücretinden vergisi kesilirken yediği içtiğinden de dolaylı olarak vergi vermekte. O zaman sormazlar mı yüzde beş oranlılar aynı oranda neden vergi vermez?

Yurttaş toplumsal yaşam sorunlarını dile getirirken karşısına asker/polisi çıkaran devlet yüzde beşlikleri kırmızı halı üzerinde beklemekte. Bu durum zengini seven bir anlayış değil mi?

Yüzde beşlik kesimden vergi alıp yol, su, güvenlik ve benzer adla “hizmet” yapılırken neden yüzde doksan beşlik kesime aynı hizmeti yapmıyorsunuz?

Beşlik kesimin vergisi hizmet olarak geri veriliyor da doksan beşlik kesim sizin için angarya mı oluyor?

Anayasanın eşitlik ilkesi nerede, hani ayrıcalıklı kesim olmayacaktı?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri