Vatandaşlığımız bitti artık hepimiz holding müşterisiyiz

Ülkemiz öyle bir hale geldi ki, devletimiz ne yapıyor, yöneticilerimiz onu tam olarak Anayasada belirtilen hükümlere göre yönetiyor mu konuları tartışılır hale geldi.

Bazı çatlak sesler, “Anayasamızın ilk dört maddesi değişebilir” deseler de değişmeyen maddeler arasında yer alan 2. Maddede belirtilen “…demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” cümlesindeki lâiklik ve sosyal devlet anlayışı ve yönetimi günümüzde tartışılıyor.

Birçok kendini bilmez çatlak ses, “Lâiklik nedir kardeşim. Kaldırılsın” derken, lâikliğin İslam dininin garantisi olduğunu ne çabuk unutuyorlar ya da beyinleri almıyor. Bu düşüncedeki çatlak seslere şunu hatırlatmak isterim.

Ülkemizde lâiklik kalkınca ülkemizin yönetimi Cumhuriyet sisteminden çıkar günümüzde dünyayı dehşete düşüren taliban kafasına döner. Ülkemizde faaliyet gösteren ve dinimizin gereği olmayan tarikatlar ve cemaatlerin ne idüğü belirsiz yönetimleri hüküm sürmeye başlar ve sonuç olarak ölenin ve öldürenin tekbir getirdiği bir ülke haline geliriz. Aklınızı başınıza alın zaten emperyalist güçlerin istediği de bu değimlidir? Başınızı iki elinizin arasına alın, düşünün ve onlara piyon olup oyunlarına alet olmayın.

Sosyal devletmiyiz?

Yine anayasamızın 5. Maddesinde Devletin temel amaç ve görevleri başlığında belirtilen, “… kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır. “ diyor.

Şimdi bu durumu beraberce inceleyelim.

Sosyal kelimesinden ne anlıyoruz?

Bunun anlamı vatandaşın durumunu, devlet ve çevresi ile ilgisini, yardımlaşmayı, gelişmeyi tarif etmiyor mu?

Evet kelimenin tam anlamı ile sosyal hukuk devletinin de anlamı budur. Anayasamız devlete neyi emrediyor?  “… Ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

O zaman ülkemizde ağlayan sızlayan insanlar neden var? İşsizlik neden hat safhada? Dövizin yükselişi neden durdurulamıyor? İnsanlarımız neden asgari ücretle geçinemiyor?

Tüm bunların cevabı bu maddenin uygulanmamasına, kısaca vatandaşlık haklarımızın elimizden alınmasından kaynaklanmıyor mu?

Vatandaş olarak devletimizi bizleri korumak kollamak durumunda değil mi? Böyle olsaydı, yoksulumuz, fakirimiz, işsizimiz olur muydu?

Esnafımız kepenk kapamaz, çiftçimiz toprağı küsmez, ürettiğini rahatlıkla satar, piyasada da pahalılık olmazdı. Sanayicimiz rahatlıkla yatırım yapar, istihdam sağlar ve işsizlik olmazdı. Sosyal devlet olmanın gereği yapılmış olsaydı, emeklimiz, memurumuz, işçimiz refah içinde olur, atama bekleyen öğretmenler başta olmak üzere ve diğer meslek sahipleri atanmış olur, çocuklarımız sınıflarında üst üste eğitim yapmazlardı.

Vatandaş değil müşteriyiz

Sosyal devlet anlayışı, vatandaşını korumak kollamak fertlerin maddi ve manevi varlığını geliştirmek olduğuna göre ve bu durum tam olarak uygulanmadığına göre; bizlerin vatandaşlığı bitmiş olmuyor mu?

Vatandaşlığımız bittiğini göre, bizler attığımız her adımda ve aldığımız her nefeste, gitmediğimiz yollara, geçmediğimiz tünel ve köprülere, uçmadığımız havaalanlarına para ödediğimize göre devletimiz bizi bu tür ödemelerden koruması gerekmiyor mu?

 O zaman bizler bu hizmetleri bizlere veren holdinglerin müşterisi değil de neyiz ki?

Devlet hastaneleri kapatılıp şehir hastanelerini yapan holdinglerin müşterisi olmadık mı?

Eletriğe, doğalgaza, tarım girdileri olan gübre ve ilaçlara zamlar yapılırken devlet vatandaşını koruyor mu? Cevabımız elbette hayırdır. O zaman neymişiz holding müşterisi.

Devlet bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların tümünü karşılıyor.. Ayrıca birçok ilacı ödemeden çıkardığına göre;  bizler ilaç firmalarının da müşterisi durumundayız.

Bu ve benzerleri çoğaltmanın pekala mümkün olduğunu hepimiz buluyoruz. O nedenledir ki, devletimiz bizlere vatandaş olarak bakıp, korumak kollamak yerine bizleri birilerine müşteri yapıyor.

Müşteri olsak ta ödeyecek durumda olmadığımızdan devletimiz bizlere ve ülkemizin kalkınması için harcayacağı kaynakları saydığımız bu hizmetleri veren lere aktarıyor.

Bu nedenle hep beraber zor günler yaşıyoruz…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri