Kanal İstanbul 25 yılda kazılır!

İYİ Parti Büyükçekmece İlçe Başkanlığı'nın düzenlediği 'Kanal İstanbul'un Ekolojik Etkileri' konulu konferansta konuşan Prof Dr. Doğan Kantarcı, "Kanal İstanbul'un kazısı ancak 22 senede yapılabilir. Araya bayram seyran girince 25 sene. Acaba çarpım tablosunu biliyorlar mı diye sormak lazım"dedi.

İYİ Parti Büyükçekmece İlçe Başkanlığı 'Kanal İstanbul'un Ekolojik Etkileri' konulu bir konferans gerçekleştirdi. Güzelce Hukukçular Sitesi'nde bulunan Çatı Restoran'da gerçekleştirilen etkinlik saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Konferensın açılış konuşmasını yapan İYİ Parti Büyükçekmece İlçe Başkanı Avukat Gülay Ezibay, "Kanal İstanbul konusunun önemli olduğunu biliyoruz. Türkiye'de son zamanlarda katılımcı demokrasi dediğimiz, toplum ne istiyor noktasında yapılan yanlışlar var. Müşterek toplum bilinci ile müşterek paydada buluşmak gerekiyor. Kanal İstanbul'u yapalım sonradan da kamuoyu bunun arkasında olur düşüncesinin karşısındayız. Bu projenin, trafik, çevre, ekolojik denge, uluslararası sözleşmeler ve çarpık kentleşme açısından ele alınıp irdelenmesi gerekmektedir. Ben bir hukuçu olarak şunu merak ediyorum. Montrö Sözleşmesi nereye konulacak? Bu kanaldan kimler geçecek? İnsanoğlu için bu güzel İstanbul katledilmeye çalışılıyor. İstanbul hala direniyor, dimdik ayakta. Ama biz varız asla müsaade etmiyoruz, İstanbul bizim" dedi.  

Orman bir yaşam birlikteliğidir
Konferansta konuşan Büyükçekmece Çevre Koruma ve Güzelleştrime Derneği eski Başkanı Ömer Sert, Anayasa'nın ormanla ilgili hükümlerini hatırlattı. "1071 yılından bu yana ormanlarımız ve kamu alanlarımız bu kadar baskı altına alınmadı" diyen Sert, "Anayasa'da ormanlara zarar verecek faaliyet ve eylemlere müsaade edilemez hükmü var. Orman dediğimiz ise bir yaşam birlikteliği. Ormanda yaşayan canlıları düşünmüyoruz. Gel paranı kazan ormanı kurut diyoruz. Biz maalesef paraya saygı gösteriyoruz. Dünyanın üçüncü büyük havalimanında Kuzey İstanbul Ormanları'nın kepaze edildiği, yok edildiği ortada. 78 bin dönümlük alandan 68 bin dönümü ormanlık alandan alınıyor. 3. Köprü'de öyle. Bunlar bizleri çok üzüyor" diye konuştu.

 

Çarpım tablosunu biliyorlar mı?
Kanal İstanbul Projesi'ni ekrana yansıtılan görsellerle anlatan ve çarpıcı bilgiler veren Prof. Dr. Doğan Kantarcı ise "Bu kanaldan materyaller çıkarılırken Karadeniz ellerini kollarını bağlayıp bekleyecek, bizi seyredecek. Marmara'da hiç lodos esmeyecek. Çamuru koyduğunuz denizi dağıtmayacak. Uslu, uslu bekleyecekler bu işi yapmanızı. Bu olur bir iş değil. Kanalın üst kenarı 250 metre, alt kenarı 125 metre, 25 metre de derinliği olacak. İstanbul Boğazı'nın en dar yeri 600 metredir. Kanalın hacmini hesap etmişler 1,5 milyar metreküp malzeme kazacağız deniliyor. Bu kanalın hacminin karşılığında 2 onda 1 milyar metreküp kazı malzemesi çıkıyor. Bunun yüzde 40 hacminin gevşediğini düşünürseniz 3 milyar metreküp kadar ediyor. Bunun yoğunluğu 1,5 olsa 4,5 milyar ton ediyor. Bunu kamyonla nakledicekler zannediyorum. Ben bunun için maden vagonlarını tavsiye ettim. Bunun ne kadar zamanda kazılabileceğini düşündüm; Ancak 22 senede kazılabilir. Araya bayram seyran koyunca 25 sene. Acaba çarpım tablosunu biliyorlar mı diye sormak lazım" açıklamasını yaptı.



Hamsinin nesli tükenir
Kanalın çevresinde 824 bin kişinin yerleşik vaziyette olduğunu belirten Kantarcı, "Buraya 1 milyon kişi daha getirilmesi düşünülüyor. Kanal çevresinde ve kanalın geçeceği arazi 13 bin hektar. 3. Havalimanı yapılırken üstteki materyal kazındı ve o materyal denize yığıldı. Kazı ile oluşan kir denizde yüzer çökmez. Denize dökülen her kepçe çamur Marmara'ya inecek. Karadeniz'de iki tür hamsi var. Karadeniz ve Azak hamsisi. İkisinin göç yolu birbirine karışmaz. Bu hamsiler denizin içindeki oksijenle yaşıyor. Bu toprağı denize dökerseniz bu balıklar yaşamaz" dedi.

Çamur balıkları öldürür
Kanalın 5 senede kazılacağının açıklandığını belirten Kantarcı, "Kazamazsınız; hesapladım 25 senede olur. 25 sene sonra da hamsi mi kalır? Çamur balıkları öldürür. Balıkların göç yolu tıkanacak. Böyle bir kepazelik de var ama hesap edilmemiş. İstanbul'un su kaynakları var. Biz Trakyalılar su içmeyecek miyiz? Bu suya herkesin ihtiyacı var. Dolayısıyla bizim İstanbul'a verecek suyumuz yok. Mevcut ormanlar yok olacak. İçtiğimiz su temiz oksijen yok edilecek. Tarım alanları yok edilecek. Bunun karşılığında göç olacak. Gecekondulaşma ve işsizlik artacak" açıklamasını yaptı.



Aynen iade ettim
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan kendisine gönderilen ve içinde tohum bulunan zarfı iade ettiğini söyleyer Orman Yüksek Mühendisi Ömer Sert, "Geçen hafta eve bir zarf geldi üzerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yazıyor. Altta da 'Orman varsa, su varsa hayat vardır' diye yazıyor. Tabbi ki bu doğru. Tamam da yeşil bir Türkiye'nin tüm ormanlık alanlarını madencilere, HES'çilere tahsis ediyorsunuz. Anayasa'ya aykırı  davranıyorsunuz. İyi de Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü'nü kapattınız. O zarfı aldıktan sonra ben sizin bu zarfınızı kabul etmiyorum ve açmadan iade ediyorum diyerek geri gönderdim" şeklinde konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Manşet Haber Haberleri