İmamoğlu Adalar'daki elektrikli minibüslerle ilgili ilk kez konuştu: Toplu taşıma olmazsa olmaz!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Büyükada’da hizmete giren elektrikli minibüslere yönelikeylemler hakkında ilk kez açıklama yaptı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 101’i kadın, 99’u erkek; toplam 200 tren sürücüsünün brövelerini aldığı törenin ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Büyükada’da hizmete giren elektrikli minibüslere yönelik eylemler hakkında konuşan İmamoğlu, İBB’nin toplu taşıma hizmeti sunma mecburiyeti olduğunu söyledi. İmamoğlu, “Onları duyuyorum, hissediyorum ve anlıyorum” dedi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Metro İstanbul’un düzenlediği Tren Sürücüleri Eğitim Programı’na katılan ve başarıyla tamamlayan 101 kadın, 99 erkek; toplam 200 tren sürücüsü, Prof. Dr. Adem Baştürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle brövelerini aldı. Program sonrasına basın mensupları ile bir araya gelen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisine yönetilen soruları yanıtladı. İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, “İmamoğlu ve Mansur Yavaş aday olsaydı şu anda cumhurbaşkanlığı koltuğunda Erdoğan değil, bu iki isimden biri oturacaktı” açıklamasının sorulması üzerine, “10-11 gün, bayram ve Almanya seyahatimle ilgili süreçte açıkçası ülkemizin içinde mevcut olunan bu tür muhabbetleri ya da röportajları, siyasi münazaraları pek duyamaz, ilgilenemez oldum. Bu kapsamda Sayın Genel Başkanımızın değerlendirmeleri elbette kendi şahsi düşünceleri ve fikirleridir. Muhtemelen benden ziyade kendisine sorulması daha doğru olabilir” ifadelerini kullandı.

Gülerek izliyorum!

İBB tarafından Adalar’da hizmete sunulan minibüslerin bir haftadan beri eylemlere neden olmasının hatırlatılması üzerine İmamoğlu, “Adalar halkıyla olan üst seviyede samimi diyaloğumuza zarar getirecek hiçbir davranışta ne ben, ne bir çalışma arkadaşım bulunmaz, bulunamaz. Adalar halkıyla, Adalar'ı çok düşünen ve karşılıklı diyaloğunda hep şeffaf, onların ne hissettiğini anlamaya çalışan bir süreci işlettik. Hatırlarsınız, atların görmüş olduğu fayton zulmünü gidermek adına Adalar'daki faytonların kaldırılma sürecinde ne kadar halkçı, katılımcı ve aynı zamanda emekçisinden, oradaki insanların ne düşündüğüne kadar fikirlerini alan katılımcı bir model yönettiğimizi en iyi adalar halkı biliyor. O bağlamda bizim bu ilişkimizin üzerinden bir işte bu gelişen olayları kötü yorumlayan veya başka türlü yorumlamaya çalışan bir kısım halkın bu duygularını sömürmeye diyeceğim, çalışan bir kısım yayınları da buradan gülerek izliyorum. Zira bizim siyaset anlayışımızda tepkiyi gösteren insanları duymak en önemli şeyimizdir, fıtratımızdır, tavrımızdır. Ben Adalar halkının ya da orada bir kısım vatandaşımızın tepkisini elbette duyuyorum ve hissediyorum ve anlıyorum” dedi.

Toplu taşımasız olmaz

“Adalarda faytonları kaldırdıktan sonra buradaki toplu taşımayı sağlama mecburiyetimizin olduğunu bilmek lazım” diyen İmamoğlu, “Toplu taşımasız olmaz. Bakınız Adalar'ın neredeyse yüzde 70 küsuru orta yaş ve orta yaş üstü vatandaşlarımızdan oluşuyor ve insanlarımızın toplu taşımadan faydalanma mecburiyeti var. Artı, Adalar epeyce ciddi bir alandır. Başta Büyükada olmak üzere Heybeliada da bunlardan birisi. Buralarda mezarlıklara erişim, hastaneye erişim, sağlık ve kamu kurumlarına erişim gibi mecburiyet var. Tatil günlerinde bazen 60 bini aşan Adalara giden misafirimiz var. Dolayısıyla Adalar'da bir toplu taşıma zarureti var. Değerli hemşehrilerime buradan seslenmek istiyorum. Toplu taşımada tanımlı araçlar var. Bu tanımlı araçların dışında bir aracı siz lisanslayamıyorsunuz ya da ruhsatlandıramıyorsunuz. Biz o dönemde geçici bir ruhsatla, daha doğrusu geçici bir izinle ki ben hatırlar hemşerilerimiz, ben o dönemin İçişleri Bakanı'yla gidip buluştum. Saatlerce toplantı yaptım. Hatta o dönem bu izinin çıkmasıyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanının onayına bile ihtiyaç duyuldu o masada. Sayın Cumhurbaşkanı'nın da katılımıyla peki buna geçici izin verildi. Çünkü araç yok henüz ortada. Faytonu kaldırdık araç yok. Ve L tipi araçlarla orada hizmet etmeye başladık. Bakın L tipi araçlar şu anda ülkemizde ruhsatlanabilen araçlar değil. Geçici izinle bize hizmet eden araçlar” açıklamasını yaptı.

Geçici süre doldu

İBB'nin araç dizaynıyla ve Adalar'a uygun bir araç üretimiyle ilgili yoğun bir çaba içerisinde olduğunu sözlerine ekleyen İmamoğlu, “O gün de masada söz verdiğimiz üzere yerli üretimle bu işi ayarlamaya dönük adımlar attık. Ve en nihayetinde şunu söyleyeyim. Biz ülkemizde yeni tip bir aracın, ruhsatlı bir aracın dizaynıyla ilgili farklı ihalelere çıkmamıza rağmen farklı birtakım sistemleri devreye sokarak buna katılımı teşvik etmemize rağmen ne yazık ki biraz ekonomik zorluklar, dönemsel bir takım zorluklar ve de buna hazır olduğunu görmediğimiz birtakım kurum ve kuruluşlardan ötürü katılım olmadı. En nihayetinde bizim 30 Nisan 2024, yani bundan iki ay önce taşımayla ilgili o verilen geçici iznin süresi doldu” bilgisini verdi.

Saygıyla karşılıyoruz

"Bizim bir an önce araç almamız gerekiyordu ve tek lisanslı araç olan M tipi araç dediğimiz ama çevreye duyarlı, elektrikle çalışan, sessiz ve güvenlik koşullarını sağlayan ve lisanslanabilen tek araç tipi buydu” diyerek açıklamasını sürdüren İmamoğlu, “Hızlıca bu araç ihalesini yaparak bu araç ki bu da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destekli ASELSAN lisanslı ve KARSAN ortak imalatıyla yapılmış yerli üründür. Biz bu araçları satın aldık. Çünkü biz orada lisanslı bir biçimde toplu taşıma sağlama mecburiyetimiz var. Bakın toplu taşıma mecburiyetimiz var diyorum. Bazı alanlarda toplu taşıma mecburiyeti vardı. Yani İstanbul'da ben toplu taşıma yapmıyorum diyemezsiniz. Adalar'da da diyemezsiniz ve yapmak zorundasınız. Halka sunmak zorundasınız. Ve şu anda o araçlarımızla orada hizmetimizi sunuyoruz. Elbette ki bizim daha farklı, daha farklı bir dizaynla daha farklı bir sistemle lisanslanabilir bir aracın üretimiyle ilgili ARGE çalışmalarımız sürüyor. Ama şu anda böyle bir imkan yok. Artı bizim orada bu toplu taşımayı sunmayla ilgili çabamız olmak zorunda. Yasal zorunluluğumuz var. Yani biri şikayet etse bu konuda biz yargılanırız. Bu bağlamda oradaki mevcut araçların ne şekilde oluştuğu, ne şekilde olgunlaştığıyla ilgili başta Adalar Belediye Başkanımız Sayın Ercan Akpolat olmak üzere İETT Genel Müdürümüz halka şeffaf bilgilendirme toplantıları yapıyor. Büyük oranda aslında halkla uyumlu bir şekilde bu süreci karşılıyorlar ama ha dizayn hassasiyeti, efendime söyleyeyim estetik hassasiyeti olan bir kısım vatandaşlarımızın tepkileri var. Bunu da saygıyla karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Fırsatçılar türedi!

Yapılan eylemlere herhangi bir tepkisinin olmadığını dile getiren İmamoğlu, “Bayram tatiliyle yoğunlaşan bu tepkileri uzaktan da olsa takip ettim. Adalar halkına dönüp de bir açıklamam, bir beyanım olacak. Kendilerine bütün bu bilgileri aktaran bir sunumum da olacak. Bu bağlamda çalışmalarımız sürüyor ama orada toplu taşıma olmak zorunda. Fakat farklı bir yere dikkat çekmek isterim. Bu konuda mülki amir noktalarını başta emniyet olmak üzere de katkılarını en üst seviyede talep ediyoruz. O da şu; şu anda toplu taşımanın eksikliğinin var olduğunu düşünen ya da bunu fırsat bilenler, ruhsatsız taşımacılık yapan ve Adaları esas çirkin gösteren bir kısım elektrikli araçlar var. Yani böyle küçük, minik yani farklı tipolojideki elektrikli araçlar, şarjlı cihazlar; iki tekerlekli, üç tekerlekli, dört tekerlekli şarjlı cihazlarla orada asla ve asla ulaşım hizmeti veremeyecek bir kısım araçlar iş görür durumda ve acayip sayısı artmış. Bunların tümünün toplatılması şart” çağrısında bulundu. İmamoğlu, son oloarak, “Mevcut toplu taşımamızın belli hassasiyetler ve belli zaman dilimleri gözetilerek hizmet edilmesinin sağlanması lazım. Buna lütfen hemşehrilerim engel olmasınlar. Seslerini duyuyoruz ve bu hassasiyeti de takip ediyoruz. Dediğim gibi inşallah ilerleyen zaman diliminde ruhsatlanabilir birtakım çalışmalarla elde edeceğimiz bir yeni dizaynla ruhsatlanabilir bir araçlar olduğu takdirde hızlıca da o aracın teminine ya da üretimine geçmek istiyoruz. Bu arada şunu da söyleyeyim. Şu anda bizim orada hizmete sunduğumuz M tipi araçlar, Floransa'da, Roma'da, Bordeaux ve bunun gibi bir kısım tarihi şehirlerin tarihi bölgelerinde kullanılan araçlardır. Yani bu araç öylesine hani sadece Adalar için getirilmiş bir araç değil. Özellikle dünyanın tarihi alanlarda taşımayla ilgili, toplu taşımayla ilgili. hizmetine sunulan Avrupa'nın çok önemli tarihi şehirlerinde kullanılan araçlardır. Bizim de bu konuda hassasiyetimizin olduğunu hemşehrilerimiz bilsinler” dedi.

ZAM YAPMAYA MECBUR KALDIK!

Halk Ekmek fiyatlarının yüzde 60’a varan oranda zam yapılmasının değerlendiren Ekrem İmamoğlu, “Ülke olarak etkilendiğimiz maliyet koşullarından vatandaşlarımız etkilenmesin diye eski fiyattan satışa devam ettik. O da bugüne kadar sürdü. Ama dehşet bir buğday unu fiyatı var. Yani şu anda belki de tarifsiz, yani enflasyonla kıyaslanmayacak derecede yüzde 100’ün, yüzde 120-130’ları bulan yıllık artışlara sahip. Maya vesaire gibi süreçleri yine en minimumda hareket ediyoruz. Bizim gönlümüz elbette zammı arzu etmiyor. Uzun süredir dayandık ve dayanacağımızı duyuralı neredeyse sanıyorum 9-10 ay oldu. Yani geçen sene eylül, ekimden beri yani zam yapmayacağız, kış koşullarına giriyoruz diyerek o koşullarda zam yapmadan yanında olma gayretinde olduk. Ramazan ayında zam yapmadık. Ki yani Ramazan ayı öncesi fiyatı düzenlemeyle ilgili çok yoğun baskıdaydık zarar ediyoruz diye. Mevcutta geçmişte aldıkları unun bir fiyat olarak içeriye sokulmuş bu unu kendimize bir avantaj olarak kabul ettik. Yani geçmişte ödenen paranın para maliyetini hesaba katmadan bugüne geldik. Bugünden itibaren sürdürülebilir bir işletme sürecini devreye almamız gerekiyor. Yapılan hesaplamalar ve ortaya konan zam fiyatı bir kar hedefiyle konan değil, uzun süreli bugünden itibaren etmeden işletmenin insanlarımıza sağlıklı ekmek sunabilme fırsatını yakalayabilme gayretidir. İBB her konuda sürdürülebilir hizmet verme ama bir yanıyla da vatandaşını koruma mecburiyeti vardır. 250 gram piyasadaki fiyatları kıyaslandığında ki bence ekmek sektörü yani fırıncılar belki de yaz bitmeden bir daha zam yapmak zorunda kalacaklar. Yapılan zammın gerekçesi budur. Türkiye'deki ekonomik koşulların var olduğu bir ortamda ne yazık ki bizlerin hizmet verebilmesi için mecbur zam yaptık” diye konuştu.

ÇATIR ÇUTUR YAZIYORLAR!

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret edece yönündeki haberlerin sorulması üzerine Ekrem İmamoğlu, “Önceki dönem Genel Başkanımızı Kurban Bayramı'nda arayarak bayramlaştık. Bayramlaştığımız esnada da 'Ben artık Ankara'ya da geliyorum. Muhtemelen daha sık geleceğim. Türkiye Belediyeler Birliği görevinden ötürü ve geldiğimiz bu esnada olabilirse bir yemekte sohbet etmeyi arzu ederim' dedim kendisine. O da memnuniyetle dedi. Ama net olarak şu tarih bu tarih yok. Bunun farklı şekillerde basına yansıması, tarihin hatta gündemin içeriğinin aktarılması ya da birilerinin bunu bir şekilde çatır çutur farklı anlamlara çekerek yazılmasını hayretle izliyorum. Yani benim tek arzum var, önceki dönem Genel Başkanımızla aramızdaki münasebetin yanlış anlaşılmalardan uzak samimi bir ilişkide yürüdüğünü ve bunu da bir yemek yiyerek gayet samimi bir ortamda toparlama girişimiydi. Bu hafta müsait olur muyuz bilmiyorum. Yani olursam zaten ararım. Haftaya da olabilir. Bir sonraki hafta da olabilir. Yani bu bir iki ülke cumhurbaşkanının görüşme muhabbeti değil. Bir arada görev yapmış olan önceki dönem Genel Başkanı ile İstanbul Belediye başkanı arasındaki bir dost muhabbeti. Bu kadar merak edilmesini de hayretle izliyorum. Bunun bu şekilde basına yansıtan aklı da şaşarak izliyorum. Zaten bu tür kurulan diyaloglar ve yapılan perdelemeler bazen parti içi muhabbetlerin de kötü şekliyle deşifre edilmesini sağlıyor, kamuoyuna dönük. Yazık ediyorlar” tepkisini gösterdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Manşet Haber Haberleri