Tarihin en politik Eurovision’undan akıllarda kalanlar

Geçtiğimiz hafta İsveç’in Malmö kentinde yapılan Eurovision Şarkı yarışmasında yaşanan gariplikler ve yarışmanın politik yönü bir kez daha dünyanın en önemli sanat organizasyonunu nasıl rezil hale geldiğini gösterdi.

Geçtiğimiz hafta İsveç’in Malmö kentinde yapılan Eurovision Şarkı yarışmasında yaşanan gariplikler ve yarışmanın politik yönü bir kez daha dünyanın en önemli sanat organizasyonunu nasıl rezil hale geldiğini gösterdi.

Yarışma her açıdan İsrail ve Gazze’nin gölgesinde kaldı. Avrupa Yayın Birliğinin (EBU) İsrail’i bütün kamuoyu baskılarına rağmen Gazze’deki katliama göz yumarak yarışmadan diskalifiye etmemesi aylar boyunca gündemde olan bir konuydu. Yarışmada iki sene önce Rusya’ya Ukrayna savaşı nedeniyle ambargo uygulayan yarışma komitesi İsrail’i adeta koruyarak çifte standardın ne kadar büyük olduğunu kanıtladı. Herkes bunu tartışırken yarışma finaline bir gün kala Hollanda’nın diskalifiye edilmesi yarışmayı rezil eden bir diğer konu oldu. Hollanda’yı temsil eden solistin basın toplantısı sırasında İsrail yüzünden yaşadığı bir polemikte yarışma komitesinin Hollanda’yı cezalandırması İsrail’in ne kadar dokunulmaz olduğunu bir kez daha kanıtladı. Hollanda’nın diskalifiye olması yarışmayı izleyen tüm izleyiciler ve kamuoyu tarafından protesto edildi.

Yarışma gecesi protestolar sadece Hollanda’nın yarışmadan diskalifiye edilmesinden dolayı yaşanmadı. İsrail’in performansı sırasında da çok ciddi protestolar da yaşandı. İsraill’i şarkıcı sahneye çıktığı anda salonda bulunan herkes ıslıklarla solisti protesto etti. Bu tarihin en protestolarla dolu yarışması oldu. Dürüst olayım bu yıl yapılan yarışma yapılan en saçma yarışması oldu da diyebilirim.

İsrail diasporası tarihe geçti

Bu yıl yarışmanın oylaması da çok ilginç geldi. Yarışmada oyların yüzde ellisini ülke delegeleri verirken diğer yüzde ellisi de halk oyu ile belli oluyor. Ülke delegeleri İsrail’e 52 puan vererek aslında bir nevi şarkıya yüz vermedi ama İsrail diasporası yarışmada öylesine müthiş bir performans sergiledi ki tarihe geçti. Tüm ülkelerdeki İsrail diasporası smslere ve yarışmanın mobil uygulamasına adeta saldırarak İsrail’i puan delisi yaptılar. Halk oylarında en yüksek oy alan ülkeler arasında yer İsrail halktan aldığı 323 puanla bir anda yarışmada birinci sıraya kadar yükseldi. Oylama sonlarına gelinirken Ukrayna, Fransa ve İsviçre İsrail’den daha yüksek oy alarak öne geçti. Yarışma sonucunda İsrail toplam 375 puan topladı ve yarışmayı beşinci sırada tamamladı. Böylece yarışmadan Gazze’deki savaş nedeniyle diskalifiye edilmesi tartışılan ülke diasposrasının verdiği destekle yarışmayı beşinci sırada tamamladı. Kim ne derse desin bu ciddi bir başarı. Bu bir ülke diasporasının o ülkeyi küresel alanda destekleyerek nasıl gündeme getirebileceğinin en somut örneği oldu.

İsviçre’nin haklı başarısı

7 ve 9 Mayıs tarihlerinde yarı finali, 11 Mayıs tarihinde ise finali yapılan Eurovision şarkı yarışmasında 37 ülke adına 37 şarkı yarıştı ve birinciliği İsviçre kazandı. Nemo adlı kontrtenor solist “The Code” adlı şarkısıyla birinci oldu. Nemo çok iyi bir vokal , özelliği kontrtenor olması yani hem erkek hem de kadın sesleri çıkartabilmesi. Bu tür sesler özel seslerdir. Nemo burada bu özelliğini mükemmel bir biçimde gösterdi ve 591 puanla birinci oldu.

Nemo birinciliği sonuna kadar hak etti. Müthiş bir sesi vardı ve çok da akılda kalıcı bir şarkı seslendirmişti. Koreografisi de mükemmeldi. Yarışmadan sonra Türkiye’den bazı sosyal medya hesaplarında Nemo ile ilgili saçma sapan yorumlar yapıldı. Onun eşcinsel olduğunu iddia edenler, onun LGTB propagandası yaptığını iddia edenler ve onun sahneye etekle çıktığını ve eşcinsellik propagandası yapığını iddia edenler oldu. Bu tür yorumları okumaktan ve duymaktan artık sıkıldım. Müziğin aynı zamanda bir show olduğunu anlamayan köhne beyinlerin bu tür yorumları ahmaklıktan ve bir paronayadan başka bir şey değil. Müzik bir showdur ve bu showda renkli kıyafetler, renkli danslar ve gösteriler yapılabilir. Her şarkıcının sahneye takım kravat elbise ile mi çıkması lazım? İnsanları müsamere çocukları gibi tek tip kıyafetlerle sahneye mi çıkartsınlar?

İsviçre Eurovision Şarkı Yarışmasını üçüncü kez kazandı. İlk galibiyeti 1956 yılında yapılan ilk yarışmada aldı. İkinci zaferini ise 1988 yılında aldı. İsviçre’nin bu ikinci zaferinde besteyi bir Türk besteci Atilla Şereftuğ yapmış şarkıyı ise Celine Dion seslendirmişti. Celine Dion’un 1988 yılında İsviçre adına kazandığı Eurovision zaferinden sonra dünyaca ünlü bir solist olmuştu.

Başarıda sadece yetenek para etmiyor

Yarışmada yarışan tüm şarkılarda bir kalite bir yetenek vardı. Özellikle kadın solistler şarkıları seslendirirken öylesine iyiydiler ki şarkıları sanki cd’den dinliyormuşuz gibiydik. Bu yarışmada yarışan vokaller öylesine iyi vokallerdi ki onları dinlerken başarılı olmak için tek başına yetenekli olmanın para etmediğini anlıyorsunuz. Bu işte yetenek + eğitim + zekanın yan yana gelmesi gerektiğini görüyorsunuz.

Oylama sırasında uzun yıllardır gördüğümüz Kıbrıs’ın Yunanistan’a 12 puan verme seramosini bu yıl görmedik. Kıbrıs jürisi Yunanistan’a 7 puan verdi. Uzun yıllardır halktan hep düşük puanlar alan İngiltere bu yılda aynı olayı yaşadı. Avrupa halkı İngiltere’ye sıfır puan verdi ve bir kez daha İngiltere’yi AB’den çıktığı için cezalandırdı. İngiltere özellikle AB’den çıktığından beri bu yarışmada halk oylarında adeta rezil oluyor bir yıl hariç tüm yıllarda sonuncu olmama mücadelesi verdi.

Yarışmada şarkılar seslendirilirken şarkıların hâkim dili İngilizceydi. Ama yarışmada 37 ülke toplamda 17 farklı dil kullanmış. Yarışmacılar şarkılarında hem İngilizce kullandı hem de yerel dillerini kullandı. Bu açıdan bakınca da yarışmanın çok kültürlü bir işlevi olduğunu görüyoruz.

Yarışma kurallarından biri ülkelerin yarışmaya göndereceği solistlerin İngilizce veya Fransızca dillerinden birini bilme zorunluluğu. Bu çok güzel bir kural. Avrupa Yayın Birliği ülkelere ‘yarışmaya solist olarak yolladığınız sanatçıların bir ikinci dil bilmesi gerekiyor ve bu dilin İngilizce veya Fransızca olması gerekiyor’ diyor. Bu kural önemli bir kural. Bu kuraldaki amaç basın toplantılarında sanatçıların İngilizce veya Fransızca konuşarak kendilerini dünyaya ifade edebilmelerine olanak tanımak. Bir yandan da kültürel anlamda yetişmiş bir şarkıcı olmak. Mesleği ne olursa olsun bir kişinin ikinci bir dil bilmesi gerekiyor. Bu kural aynı zamanda bir sanatçının sanatının yanında kendisini kültürel anlamda yetiştirmesinin önemini gösteriyor. Yarışmayı izlerken bir ara düşündüm biz bu yarışmaya katılırsak acaba ikinci bir dil bilen kaç tane popçu çıkar? Bizim müzik endüstrimiz maalesef bu kadar ofsayt.

Türkiye’nin yarışmaya dönmesi gerekiyor

Bu yıl yarışmada 31 yıl sonra yarışmaya geri dönem bir ülke de vardı: Lüksemburg. Lüksemburg yarışmaya otuz bir yıldır katılmıyordu 2024 ise bu araya son verdi. Bunu görünce aklıma Türkiye geldi. Türkiye’de yarışmaya şaka maka 12 yıldır katılmıyor. Türkiye yarışmaya en son 2012 yılında katıldı ve on iki yıldır yarışmada yok. Zaman çabuk geçiyor dün gibi aklımda ilk katılmama kararı alındığı gün, üstüne tam on iki sene geçmiş ve hala yarışmada yokuz. İnşallah bizim de geri dönüşümüz Lüksemburg gibi 31 sene olmaz diye düşündüm kendi kendime.

Bu yarışmayı istediğimiz kadar eleştirelim, yarışma istediği kadar politik olsun. Bunlar madalyonun diğer ucu. Gerçek olan bir şey var oda Türkiye’nin bu yarışmaya katılması gerektiği. Saçma sapan bahanelerle bu yarışmaya katılmıyoruz. İşin ilginç tarafı TRT yetkilileri Cumhurbaşkanının bir kapısını çalıp ona bu yarışmanın önemini anlatmıyor. Anlatmıyorlar çünkü hepsi “neme lazım şimdi riske girmeyelim koltuklarımızı kaybetmeyelim” kafasındalar. Oysa biri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gidip durumu anlatsa ben Erdoğan’ın ‘yarışmaya katılalım’ diyeceğinden eminim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İlgili Haberler

Yaklaşık 3 yıl aradan sonra: THY o ülkeye ilk seferini gerçekleştirdi
İstanbul Valiliği'nden derbi açıklaması: 5 kişi hakkında adli işlem başlatıldı
İstanbul'da patenli gençlerin tehlikeli yolculuğu: Otobüsün arkasında böyle ilerlediler

Kültür Sanat Haberleri