Canan Murtezaoğlu: Nutuk bir panzehirdir!

Gazetemizin yazarlarından Canan Murtezaoğlu tarihkitap.com sitesine verdiği söyleşide önemli açıklamalarda bulundu.

“Neden Ulu Türk Ulu Kağan” isimli kitabı ile dikkatleri üzerine çeken Canan Murtezaoğlu, Atatürk tarafından 3 ay içerisinde hazırlanan ve TBMM kürsüsünden okunan Nutuk'un genç kuşaklar tarafından okunması ve anlaşılmasının Türkiye'nin geleceği açısından çok önemli olduğunu söyledi. Murtezaoğlu, “Ülkemizin ve genç kuşakların geleceği çalınmak isteniyor. Nutuk, tüm bunlar için panzehirdir; gerekli reçeteyi verir ve yol gösterir” dedi

Gazetemizin yazarlarından Canan Murtezaoğlu tarihkitap.com sitesine verdiği söyleşide önemli açıklamalarda bulundu. Kısa bir süre önce yayımlanan “Neden Ulu Türk Ulu Kağan” isimli kitabını değerlendiren Murtezaoğlu, “Halkımıza ve gençlerimize düşündüğüm anlamda ulaşmayı başarabilirsem, 'Nutuk’un okunması hiç bu kadar kolay olmamıştı' diyeceklerdir, diye ummaktayım” dedi. Murtezaoğlu bu kitabı yazma gayesini de “Başarmak istediğim tek gaye var: Genç kuşaklarımızın Nutuk okumalarını sağlayarak Cumhuriyet tarihimiz hakkında bilinçlenmelerine katkı sunabilmek” şeklinde özetledi.

Öncelikle böyle bir eseri tarih literatürüne kazandırdığınız için çok teşekkür ederiz. Sizi bu alanda eser vermeye iten şey neydi?

İlgi ve desteğiniz için çok teşekkür ediyorum. Nutuk, okunması ve takibi zor, gerçek bir dev eserdir; ancak genç kuşaklarımız tarafından okunması ve anlaşılması, laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından yaşamsaldır. Hareket noktam budur. Şöyle de ifade etmek isterim: Önceki yüzyılda doğdum, 21. yüzyıl içinde de günü geldiğinde sonsuzlukla bağ kurmak için yola çıkacağım. Emaneti teslim etmeden önce ninnileriyle, şiirleriyle, andıyla, yaşam tarzıyla, eğitimiyle, törenleriyle, bayramlarıyla ötekileştirilmeden büyüdüğüm Atatürk Cumhuriyeti’ni, çok yönlü olarak anlayabilme ve anlatabilme çabası içine girdim, elbette aklımın ve bilgi dağarcığımın sınırları içinde. Sorularımın cevapları, çağlar üstü bir Deha tarafından bizzat yazılan ve okunan bir kitapta; Nutuk’ta vardı. Ben de bu çok özel kitabı -günümüzle de bağ kurarak-anlam bütünlüğüne azami dikkat göstererek, çeviri metinlerinden birebir alıntılarla özetleyerek toplumumuza aktarmak istedim.

Eserinizi okuyan insanlar üzerinde kitabınız nasıl bir tesir bıraktı? Çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? Halk, özellikle de gençler bu kitabı okuduğunda ne düşünecektir?

Bugüne kadar hep olumlu dönüşler aldım. “Başlarken” bölümü etkileyici bulundu, duygulandıklarını, göz yaşı döktüklerini söyleyenler oldu. Kitabın düzenlenme biçimi-ki bana aittir-çarpıcı bulundu, yormadan okunabileceği belirtildi. Hatta bir okuyucumun ifadesiyle bu düzenleme “iç açıcı” idi ve bölümlerin takibini kolaylaştırmıştı. Özet cümlelerdeki yalın ifade tarzının da okumayı rahatlatan bir etken olduğu ifade edildi. Halkımıza ve gençlerimize düşündüğüm anlamda ulaşmayı başarabilirsem, Nutuk’un okunması hiç bu kadar kolay olmamıştı, diyeceklerdir, diye ummaktayım.

Seçmiş olduğunuz konunun sadece akademik değil, aynı zamanda popüler manada da ses getirebileceğini açık olarak görüyoruz. Eseri yazarken nasıl bir çizgi belirlediniz? Kimlere ulaşmak ve neyi başarmak istediniz?

Belli-belirsiz bir nokta bile olsa onu tarihe açıklıkla not düşmek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk için çok önemlidir hatta öz benliğinin bir yansımasıdır. Bu düşünce titizliğine Nutuk boyunca sık sık rastlarsınız. Erzurum Kongresi’nde “tarihin, bir milletin varlığını ve hakkını hiçbir zaman inkâr edemeyeceğini” ifade eden Mustafa Kemal Paşa’nın: “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” sözünü burada genç kuşaklara hatırlatalım. Özellikle İstiklal Harbi ile ilgili belge ve anı yazılarında görülen ve siyasî kaygılar nedeniyle yapılan çarpıtmalar bu sözün değerini kat be kat artırmaktadır. Bugün millet olarak hem varlığımız hem haklarımız sürekli örseleniyor, yapılan birçok görüşmenin içeriğini öğrenemiyor, yabancı devlet başkanlarının: “Ne konuştuğumuzu ben açıklamam, onu Türklere sorun.” alaycı ifadeleriyle yetinmek zorunda kalıyoruz. Başarmak istediğim tek gaye var: Genç kuşaklarımızın Nutuk okumalarını sağlayarak Cumhuriyet tarihimiz hakkında bilinçlenmelerine katkı sunabilmek.

Nutuk’un dilinin ağır bir anlatımda olduğunu ve o dönem şartlarının yalnızca Nutuk’ta bahsedilen kadarını biliyoruz. Nutuk’ta anlatılan harici farklı araştırmalarla o dönemin havasını anlatmaya çalışma araştırmanız nasıl geçti? O dönemde yaşanan hangi olayda en çok şaşırdınız?

Hesap vermenin ve hesap sormanın çok özel bir anlatımı olan Nutuk; ana metnin dışında 266 Belge, Trakya Teşkilatına Ait Vesikalar ve toplam on adet harita ve kroki içerir. Nutuk okuyanlar bilirler ki her sayfası ayrıntılarla doludur; çünkü Atatürk, Türk milletine ve özellikle de Türk gençliğine, Cumhuriyet’in hangi bedeller ödenerek kazanıldığını âdeta bir vasiyet olarak bırakmak istemiştir.

Nutuk haricinde o dönemin havasını anlatan, örneğin ülkemizi işgal edenlerin, özellikle de İngilizlerin raporları çok ilginçti. Mustafa Kemal Paşa’nın kararlılığını ve üstünlüğünü açıklıkla ifade etmek zorunda kalmışlardı. İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Amiral J. de Robeck’in, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği gizli rapordaki; “Anadolu’daki Millî Hareketin baskısıyla Ferit Paşa Hükûmetinin istifa ettiği. Mustafa Kemal’in karşısında İngiliz Arslanı’nın prestijinin sarsıldığı. Mütarekeyi imzalayan Türkiye’nin yerine bugün bambaşka bir Türkiye’nin doğduğu ve bu yeni Türkiye’ye barış şartlarını zorla kabul ettirmenin kolay olmayacağı” ifadeleri beni şaşırtmıştır.

Özeti hazırladığım üç yıl boyunca çok değerli eserlerden aldığım notlar da yol gösterici oldu. Yazdıkları eserlerle, verdikleri bilgilerle benim gibi sıradan bir okur-yazarın da yürümesini sağlayan Utkan Kocatürk, Niyazi Ahmet Banoğlu, Şevket Süreyya Aydemir, Turgut Gürer, İlber Ortaylı, Erol Mütercimler ve Ergün Aybars’ı saygıyla selamlıyorum.

Nutuk’ta, o dönemle ilgili beni en çok şaşırtan olay ise “Amerika mandası için propagandalar” başlığı altında yer alan 11 adet telgraf metnidir. İtiraf etmeliyim ki özetlemede beni zorlayan birkaç bölümden biridir buradaki içerik. O günlerin bazı önemli isimlerinin Amerika mandasının kabulü için eğilip bükülmeleri, yaptıkları tutarsız ve kendi milletinin varlığını reddeden açıklamaları ve bunlara karşı Mustafa Kemal Paşa’nın akıl ve sabrının aynası yanıtları, Osmanlı sarhoşluğundan ayılamayanların dikkatine tekrar tekrar sunulmalıdır.

Eserinizde pek çok çeviride bulunmaktadır. Bu çeviriler ile günümüzdeki Nutuk arasında bir fark mevcut mudur? Nutuk’ta mevcut olmasa da çevirilerde başka bilgilerde yer almakta mıdır?

Çalışmamı hazırlarken yararlandığım temel Nutuk metni, Bedi Yazıcı’nın çevirisidir. Kendisini saygı ve şükranla anıyorum. Çeviri olarak başvurduğum diğer bir kaynak, veciz anlatım tarzı ile dikkat çeken; Dr. Birol Emir, Melin Has-Er ve Mehmet Ali Aydın tarafından baskıya hazırlanan ve Kültür Bakanlığı (1975) tarafından yayınlanan eserdir. Her iki çalışma da bire bir çeviridir; başka bir bilgi içermez ancak Bedi Yazıcı çevirisinin şöyle bir özelliği vardır: Kitabın sol tarafında özgün Nutuk metni yer alırken, sağ tarafta da kendi çevirisi bulunmaktadır; böylece takip olanağınız kolaylaşır. Bunların yanı sıra Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından çıkarılan Nutuk da Türkçeleştirilen ifadeleri doğrulama amaçlı kullandığım bir kaynak eser olmuştur; emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

GENÇLERİN GELECEĞİ ÇALINIYOR!

Eserinizde hem Nutuk’tan faydalanmış hem yeniden Nutuk çevirisi yapmış hem de o dönemi Nutuk’ta bahsedilen harici anlatmış olduğunuzu görüyoruz. Kitabınızda yalın bir anlatım kullanarak, Nutuk’u ve o dönemi gençlerin anlamasını istediğinizi görüyoruz. Sizce ortaya çıkarmış olduğunuz bu eserle birlikte, gençlerin Nutuk’a bakış açısı değişmiş midir?

Yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi amacım genç kuşaklarımız arasında Nutuk’un yaygın olarak okunmasını sağlamak; ancak kitap çıkalı henüz çok az bir zaman oldu. Sıkıntımız şu: Bizler, tanınmış kişiler değiliz; basında sık sık yer alan isimler değiliz, halkın bildiği tanıdığı ekran yüzleri değiliz ve arkamızda herhangi bir kuruluş da yok. Kendi kısıtlı imkânlarımızla çaba gösterdiğimizden yol almamız kolay olmuyor ve belli ki bir süreç gerektirecek. Şimdilik ulaşabildiğimiz kitle, yakın çevremiz ile sosyal medyadaki dostlarımız, takipçilerimiz. Destekleri için onlara teşekkür ediyorum. “Gençlerin Nutuk’a bakış açısı değişmiş midir” sorunuzu yanıtlayabilmem için biraz daha yol almam gerektiğini düşünüyorum. Bu kısa süre içinde yapabildiğim; Atatürk Cumhuriyeti için çaba verdiklerine inandığım bazı kuruluşların kütüphanelerine “Neden Ulu Türk Ulu Kağan” adlı Nutuk özetini ve çağı yakalayabilmek için önceki yüzyıl ile bağ kurulması gerektiğine inanarak hazırladığımız “Bize Ne Diyemedik Kaleme Sarıldık” (on kalem kardeşi tarafından yazılmıştır) ve “Hiçbir Şey Bitmedi” (Tülay Hergünlü-Canan Murtezaoğlu ekip çalışmasıdır) adlı kitaplarımızı hediye etmek olabildi. Dilerim bu Sivil Toplum Kuruluşlarına gelen gençler bu kitaplardan haberdar edilir ve okumaları sağlanır.

Ülkemizin ve genç kuşakların geleceği çalınmak isteniyor. Nutuk, tüm bunlar için panzehirdir; gerekli reçeteyi verir ve yol gösterir ancak ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar nedeniyle her kalemde olduğu gibi kitap fiyatlarındaki yükseliş de yeni kitaplar edinmek isteyen okuyucuyu zorluyor. Bu bağlamda, şu bilgiyi de değerli okurlarımıza hatırlatmak isterim: “Neden Ulu Türk Ulu kağan” adlı çalışmam, profesyonel bir font ve punto uygulamasıyla yenilenerek satış fiyatında önemli bir düşüş sağlandı.

KADERİNİ YAZABİLEN BİR TÜRKİYE

Önümüzdeki süreçte eserlerinize devam edeceğinize inanıyoruz. Hangi alanda bir eser üretme planı güdüyorsunuz?

1952 doğumluyum. Sağlığım elverdiğince çalışmalarım sürecek. Tek ilgi alanım var: Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Örneğin 28 Aralık’ta Ziraat Mektebi’nde Ankaralılara verdiği uzun, ayrıntılı, çok yönlü ve ders niteliğindeki konferansın Türk insanı tarafından okunmasını istiyorum. Atatürk; Türkün en karanlık devirlerinden birinde yaşamış, çöken bir İmparatorluğun Saltanat, Hilafet ve Hükûmetlerinin içyüzünü görmüş, ordunun ve halkın içindeki gelişmeleri yakından izlemiştir. Her türlü olumsuzluk karşısında umudu koruyan, azimli ve kararlı bu Deha Lider’in, Ankaralılara yaptığı sadece bu konuşma bile Türk Kurtuluş Savaşı’nı nedenleriyle anlamak isteyenler için yeterlidir. Maliyetler çok yükseldiği için yeni çalışmalarımı kitapçıklar olarak hazırlamayı ya da “Vatandaş Okuması” adlı sitemde ücretsiz olarak yayına açmayı düşünmekteyim. Kendi kaderini tayin edebilen bir Türkiye’de yaşayabilmek için ne gerekiyorsa yapmalıyız.

İlginiz, desteğiniz ve beni onurlandırdığınız için bir kez daha teşekkür ediyorum. Sizin gibi, sesimizi duyurmada yardımcı olan kuruluşların sayısının artması dileğimizdir ve halkımıza, gençlerimize ulaşmada önemli rol oynayacaktır.

“Tarih Kitap” adlı kuruluşunuzun emekçilerini kutluyorum. Saygılarımla.

(Kaynak: tarihkitap.com)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İlgili Haberler

Amasya’da facia: İşçi asansörle duvar arasında sıkışarak can verdi
Borç alacak kavgasında kiracısını öldürmüştü: Eski İYİ Partili başkan 12 gün sonra teslim oldu
Feci kaza...Ambulans ile hafif ticari araç çarpıştı: Ölü ve yaralılar var

Kültür Sanat Haberleri