Yüzde yüz zam istiyoruz!

MESS grup toplu iş sözleşmesi görüşmeleri eylül ayında başlayacak. Sözleşme kapsamındaki Arçelik işçileri artan kârlara dikkat çekerek, sözleşmede en az yüzde 100 zam istediklerini dile getirdi

MESS sözleşmesi kapsamında 35.7 milyar liralık üretimden satışla en büyük 8. şirket olan Arçelik, 13 işletmesi 10 bini aşkın işçisi ile sömürü oranını son 15 senede yüzde 640’dan yüzde 722’ye çıkarmayı başardı. Arçelik büyürken, işçilerin ücretleri ise enflasyonun altında ezildi. Arçelik Bulaşık Makinesi İşletmesi’nde çalışan işçilerin sözleşmeden beklentisi zam oranının en az yüzde 100 olması. “Sözleşme nasıl sona erer?” diye sorduğumuzda ise işçiler sözleşmenin beklentilerinin altına biteceğini söylüyor: “Yüzde 100’ün altındaki zam da yetmez, bir şeyler yapmamız gerekir.”

Bulaşık makinesi bile alamıyoruz

Uzun yıllardır Arçelik’te çalışan işçiler eski ve yeni işçiler arasında bir fark kalmadığından yakınırken bir Arçelik işçisi de aldığı ücreti kabul edemediğini, Türk Traktör’de işçilere harçlık olarak verilen 10 bin lirayı kendilerinin de hak ettiğini dile getirdi. Arçelik gibi Koç ortaklığında olan Türk Traktör fabrikasında işçilerin tepkisinden çekinmelerinin nedeninin de Arçelik ve Türk Traktör arasındaki farkı yarattığını dile getirdi. Bir başka Arçelik işçisi yıllar geçtikçe yaşanan değişimi şöyle anlattı: “Önceden Arçelik’te çalışanlar parmakla gösteriliyordu, şimdi neredeyse herkes bizden fazla alıyor. Bizim durumumuz kötüleşiyor. Bizim fabrikada günde 16 bin bulaşık makinesi üretiliyor. Ben önceden Arçelik’ten aylık maaşımla 2-3 tane bulaşık makinesi alabiliyordum, şimdi bir taneyi zor alıyorum.” Bu duruma karşı çıkmak gerektiğini konuşurken, Renault’da çalışan işçilerin TİS sürecine yemekhanede ses çıkarma eylemiyle girdiğini söylüyor: “Ama bizim fabrikada böyle şeyler yok. Taslak da işçilere onaylatılmalı ama sendikaya kim bunu söyleyecek? Kim birlik olacak, kim ses çıkaracak?”

İşçiler daha önce birlik olmuştu

Başka bir işçi de aldığı ücreti yeterli bulmadığını belirterek, “Asgari ücret 8 bin lirayken 15 bin lira elime para geçiyordu. Şimdi asgari ücret arttı ama maaşla zam gelmediği gibi paranın da değeri kalmadı. Arçelik fabrikaları arasında duyduğumuza göre işçilerin birlik beraberliğini sağladıkları örnekler var ama Ankara’da müdürlerin kulaklarına bir şey gitse işten çıkartmak için saniye düşünmezler. Bu ekonomide işten çıkarma korkusuyla düşük ücretlere çalışmaya mecbur bırakıyorlar” diye konuştu.

Vergilerin düzenlenmesi gerek

Bir diğer Arçelik işçisi şunları söyledi: “Sözleşmeden ücret olarak elime ne geçse vergi olarak alınıyor. O yüzden elimize ne geçeceğini de bilmiyoruz, ücretler konusunda son sözü Erdoğan söylüyor. Geçim kaygılarımız da onun iki dudağının arasında, anca o giderse bir şeyler değişir.” Uzun yıllar çalışan kalifiye bir işçi ücretinin yetersiz olduğunu, sene sonu geldiğinde fabrikada ücretlerin yüzde 30’lardan yüzde 40’lara kadar vergi dilimine girdiğini aktardı. Aldıkları net ücretin sene sonunda 3’te 1’e kadar düştüğüne dikkat çeken işçi, “Bizde ücret yeterli bulunmasa da bunu değiştirebilecek kadar tepki göstermiyorlar. Harekete geçen Renault gibi yerler ücretlerin değişmesinin temel ölçütü olacak” dedi. Uzun seneler çalışan bir Arçelik işçisinden “Sözleşme döneminde sendika elinden geleni yapsa da esas sorunun kaynağı devlet. Çünkü asgari ücrete senede iki kere zam geliyor, oraya zam gelmese biz bunları yaşamayız” cümlesini duyuyoruz. Sözleşme öncesinde artan ek zam taleplerini hatırlattığımızda ise şunları dile getirdi: “Fabrikanın neredeyse yarısı Kırıkkaleli, onlar birbirini tutunca diğer işçiler birlik olamıyor. Ayrıca bugünlerde fabrika içerisinde ek zam istersek sözleşme zamanı sıkıntı çıkacağından bahsediyorlar o yüzden de gündemimizde yok.”

Kar ederken zam vermeyecek mi?

Konuştuğumuz bir Arçelik işçisi de uzun yıllardır çalıştığını söyleyerek, “Ben yarın emekli olsam, dışarıda ek bir işte çalışsam, şu an aldığımdan daha fazla ücret alırım” dedi. Aldığı ücretin zaten az olduğunu, üstüne vergiler de eklenince elinde hiçbir şey kalmadığını anlatan işçi, şöyle devam etti: “Koç’tan, Sabancı’dan, Turkcell’den vergi almayan devlet, bizim ücretimizin önemli bir kısmını vergi olarak alıyor. Bu durumun sonlanması için iyi bir zamma imza atılması lazım. Daha önce Arçelik’teki sömürü oranının yüzde 722 olduğunu okumuştum. Benim üzerimden bu kadar kazananlar bana yüzde 100 zam mı veremeyecek?” Sendikanın “Yüzyılın sözleşmesine imza atacağız” sözünü hatırlatan işçi, “Bir önceki sözleşme için de bunu söylemişlerdi, yüzde 38’e imza attılar. Şimdi de yüzde 70’e razı olurlar. Biz sendikanın verdiği ankette şıkları çizip yüzde 100 üstünde zam istediğimizi yazdık ama bunu vermezler. Arçelik içinde sendika dediğin işçinin değil, işverenin dostudur. Biz eski işçiler olarak yaşadıklarımızdan dolayı bunun farkındayız” diye konuştu.

İşçiler birbirine güvenmeli

Fabrikanın 16 gün duruşa girdiğini belirten işçi, bunun normal şartlarda sendika tarafından işçilere sorulması gerektiğini belirtti. Bu duruş için fabrikanın bin 500 lira verdiğini anlatan işçi, “Ben bin 500 liraya anca gideceğim yere kadar benzin parasını karşılayabilirim. Aynı sendikanın örgütlü olduğu Türk Traktör’de işçilere 10 bin lira veriyorlar ama bize bin 500 veriliyor. Bu farkı dile getirdiğimizde de onların yabancı ortağı olmasını bahane ediyorlar. Sendika ve işveren aynı dilden konuşuyor” dedi. Tüm bu yaşananlar karşısında neler yapabileceğimizi konuştuğumuzda ise şu çağrıyı yaptı: “İşçilerin birlik olması lazım ama bizim fabrikada bunu sağlamak çok zor. Kendi aramızda bir şey konuşsak bile diğer gün sendikanın bundan haberi oluyor. Öncelikle işçiler arasında güveni sağlamak ve birlik olmak gerekiyor.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İlgili Haberler

Dışişleri Bakanı Fidan, IKBY Başkanı Barzani ile Erbil'de bir araya geldi

İstanbul Haberleri Haberleri