Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu'nu eleştirerek, “Bakırköy ne başkanın umrunda ne de CHP'nin” diyen Ertekin, “Bakırköy’ün öncelikli sorunu ketsel dönüşümdür. Ben aday olursam belediyenin önündeki boş alana seçim çadırı değil, deprem çadırı kuracağım. Dönüşüm yapılıncaya kadar da her ay bir gün o çadırda nöbet tutacağım” ifadelerini kullandı.
SELVİ SARITAÇ - 1987 Mardin doğumlu olan Faruk Ertekin, babasının 1992 yılındaki terör olaylarında şehit olmasının ardından önce Hatay’a sonrasında İstanbul’a göç ettiklerini, 1999’da yaşanan Marmara Depreminin ardından yeniden Mardin’e döndüklerini anlattı. “Üniversite eğitimine kadar, terör, ekonomi ve doğal afetlerden kaynaklı taşınmalar sebebiyle 7 farklı okul değiştirdim” diyen Ertekin, “Hem sosyal hayatımda, hem de akademik alandaki birincil hassasiyetim İnsanı Yardım konusudur. Zira herkesin insanca yaşamadığı bir ülkede ve dünyada huzur ve barışın kalıcı olmayacağını düşünüyorum. Anadolu Lisesi’nde okuduğum dönemde İngilizce öğrenmemle birlikte hayata yeni bir zaviyeden bakmaya başladım. Mardin’in zengin kültürü sayesinde de farklı din, dil ve kültürleri hem yaşayarak öğrendim hem de çocukluk dönemimde yaptığım gönüllü rehberlikle Mardin’e onlarca ülkeden gelen turistlerle dünyayı tanımaya başladım” ifadelerini kullandı.
“Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” sorusuna cevap bulamadığını belirten Ertekin, “Hem okudum hem de dünyayı gezdim. 60’a yakın ülkeye gittim. Gittiğim her ülkede önce bir kütüphane ziyaret etmeye çalıştım. ABD’den Endonezya’ya kadar dünyanın en zengin ve en fakir ülkelerinde bulundum. Bu tecrübeyle de milletlerin nasıl yükselebileceği ve nasıl kalkınabileceği gibi konuları birebir yerinde müşahede etme imkanı buldum. Gittiğim ülkelerde hem ülkemi en iyi şekilde temsil etmeye hem de o ülkelerde gördüğüm iyi ve faydalı konuları ülkemde gerçekleştirmek adına analizlerde bulundum” dedi.
Umut olmak istiyoruz
Her ne kadar çocukluğunda yaşadığı travmalar nedeniyle aktif siyasetle birebir ilişkisi olmasa da milli ve dini değerleriyle örtüştüğü için davet üzerine 2020 yılında Saadet Partisi çatısında siyasi hayatına başladığını, yakın tarihte de Bakırköy İlçe Başkanı olarak atandığını söyleyen Faruk Ertekin, dünyanın başkentinin İstanbul, İstanbul’un en önemli merkezlerinden birinin de Bakırköy olduğunu belirterek, “Gündüz nüfusu 2 milyonu geçen ilçemizde, gence, yaşlıya, çocuğa saygılı ve geleceğe dair ilham verici, hayvanlara karşı merhametli, esnafa bereketli, farklı din ve görüşlere özgürlükçü ve en önemlisi herkes için sağlıklı, güvenli ve yaşamaktan mutlu olduğu bir Bakırköy mottosuyla yola çıktık. Bu minvalde iletişime geçebildiğimiz herkese de umut olmak istiyoruz” dedi.
Önce maneviyat
İktidarın yıllardır sürdürdüğü yanlış politikalarının faturasını milletin en ağır şekilde ödediğini söyleyen Faruk Ertekin, ülkemizin maddi ve manevi kalkınmasının “Önce ahlak ve maneviyat” anlayışıyla sağlanması gerektiğinin altını çizerek, birilerinin dini, birilerinin ise Mustafa Kemal Atatürk’ü dilinden düşürmediğini ancak topluma doğru bilgiler vermediğini söyledi. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in, "Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz" hadis-i şerifini hatırlatarak, “Din, hiçbir zümre ya da partinin tekelinde değildir. Herkesin ortak değeridir. Eylem ve söylemleriyle dini hassasiyetini ortaya koyan Saadet Partisi’nin CHP ile yaptığı işbirliği üzerinden bazı AK Partili vatandaşların Saadet Partisi’ni yıpratmaya çalışmaları, 16 senedir ülkenin içine düştüğü yangından haberi olmamasından kaynaklanmaktadır. Bir aslanı, ceylanı, kurdu ve kuzuyu bir araya getirip serinliğe, esenliğe dahası hayata doğru koşturan sebep ormanda çıkan yangındır. Evet bugün ülkemizin içinde bulunduğu yangın bizi bir araya getirmiştir. Biz de CHP’nin de içinde bulunduğu blokta yer alarak devlet-millet paydasında buluşmuşuzdur” diye konuştu.
Aldatanlara kızıyorum
Bugün sokaklarda deist ve ateist gençlerin olmasının en büyük sebebinin de bugünkü iktidar olduğunu ifade eden Faruk Ertekin, din ile aldatanlara daha çok kızdığını belirterek, “Bugün CHP'li teyzelerimizin yanına gidin, 80 tanesinin en az 20 tanesi Kur'anı ezbere okur. Sadece mini etek giymeyi, açık olmayı tercih ediyor ve laik düşünceyi benimsiyor. Ama şimdi ki gençler ‘Allah’ kelimesine karşı. ‘Selamünaleyküm’ desen senden uzaklaşıyor. Mustafa Kemal’in en sevdiğim sözü, “Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz!" ifadeleriyle gençlere seslenişidir. Yani biz Cumhuriyeti bu şartlar altında kurduk ve bunu güncelleyerek ileriye götürecek olan sizlersiniz” diyerek devam etti.
Tek suçlu o çocuk mu?
Ak Parti iktidarından önce de gerek İslamiyet'in, gerekse Mustafa Kemal Atatürk’ün eleştirildiğini ancak hiçbir dönemde bu şekilde hakaret edilmediğini belirten Ertekin, şimdilerde seviyenin iyice düştüğünü söyledi. Geçtiğimiz günlerde bir öğrencinin Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafına yönelik tepki çeken hareketini hatırlatan Ertekin, “Tek suçlu 17 yaşındaki lise öğrencisi değildir. Tutuklanması da sadece toplumun gazını almak için yapılmış bir harekettir. 15-16 yaşında bir çocuk camiye gidiyor, sosyal medyada bir iki beğeni alsın diye bir şey yapıyorsa, bir diğeri Mustafa Kemal’e yönelik bir davranışta bulunuyorsa, bu gençleri sosyal medya canavarlarının, vicdansız kalemşörlerin önüne atmadan ilgili kurumların sahip çıkılması gerekir” dedi. Diyanet İşleri Bakanlığı’nın günümüzde ‘Onay Makamı’ olmaktan öte etkili bir görev yapmadığını da sözlerine ekleyen Ertekin, “Önemli olan niyet ve zihniyettir. Bizim gibi düşünenler karar mercilerine gelemediği sürece de sistemi düzeltmek çokta kolay görünmüyor” ifadelerini kullandı.
Nöbet tutacağız!
Bakırköy’e ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Saadet Partisi İlçe Başkanı Mehmet Faruk Ertekin, “Bakırköy ne başkanın umurunda ne de CHP'nin. “Eğer dünya tek bir devlet olsaydı, başkenti İstanbul olurdu” diyen Napolyon’un gözünden bakınca Bakırköy de İstanbul'un başkentidir. Bakırköy bizim için değerli. Millî Görüşün belediyecilik anlayışı 1994 yılında tüm ülke genelinde etkili olmuş ve insanımızın 94 ruhu diye adlandırmış olduğu bu dönemde seçilen kadrolar, çalmayan ve çaldırmayan, bir işi yaparken çevresinin değil halkın menfaatini gözeten yönetim anlayışını benimsemiş, toplumun her kesimine hizmet götürmüştür. Halkımızın beklediği bu belediyecilik ruhu Saadet Partisi'nin kadrolarında ve politikalarında mevcuttur." dedi.
Bakırköy’ün öncelikli sorununun ketsel dönüşüm olduğunun altını çizen Faruk Ertekin, "Güney Kore'de, Avrupa'da, Japonya'da birçok inşaat uzmanı ve kentsel dönüşüm profesörü ile görüşüp Bakırköy’ün yapısını ve dönüşümüyle ilgili neler yapılabileceğini konuştum. Ben aday olursam belediyenin önündeki boş alana seçim çadırı değil, deprem çadırı kuracağım ve kentsel dönüşüm çözülünceye kadar da her ay bir gün ben, bir günde diğer meclis üyeleri aileleriyle birlikte o çadırda nöbet tutacak” vaadinde bulundu.
BAKIRKÖY’DEN ZÜPPE ÇIKIYOR
Mehmet Faruk Ertekin, “Depremde ölüyoruz, ölmeyip sonuçlarını görünce ölüme şükrediyoruz. Sadece insanımız değil, gerek evlerimizde gerekse sokaklarımızda yaşayan kedilerimiz köpeklerimiz hepsi can. Bizim tüm bunların da istatiğini çıkararak, hangi evde kaç kişi yaşıyor, kaç yaşında, kaç tane can dostu var, hasta var mı, engelli var mı gibi datalarımızı oluşturmamız lazımdı. Bakırköy’de Kentsel Dönüşü sorunu çözülmeden yapılan hiç bir çalışmanın anlamı yok ne yazık ki” açıklamasını yaptı. “Kültürün sanatın başkenti Bakırköy diyoruz ama bu söz bile lafta kaldı” ifadelerini kullanan Ertekin, “Cem Karaca, Ayşen Gruda, Tarık Akan gibi hafızalardan silinmeyecek sanatçılarımız buradan çıktı ama ne yazık ki artık Bakırköy’den züppe çıkıyor, serseri çıkıyor. Bakırköy'de yalnız başına oturan yaşlı teyzelerimizin evinde öldüğünü 10 gün sonra öğreniyoruz. Yaşlı nüfusumuz çok. Belediyemiz bir sistem kursun, bilgi güvenliği kapsamında titizlikle takip edilsin, evlerine monte edilecek bir butonla acil durumlarda belediyeye çağrı yapabilsin” diye konuştu.