İnsanlar ne ister? Anlaşılmak, doymak, rahat yaşamak, mutlu olmak ister. Huzur, mutluluk, sağlık ister. Önemsenmek, onaylanmak, takdir edilmek ister.
Yerel yönetimlerden de istedikleri neredeyse aynıdır.
Aslında çok şey istemez halk yerel yönetimlerden.
Çözülmesi istenilen sorunlar kategorisinde ilk sırayı çevre
temizlik hizmetleri, ikinci sırayı altyapı hizmeti sorunları, sağlık hizmeti sorunları alır.
İnsanlar, evimin önü temiz olsun, çöpler zamanında alınsın, suyum aksın, alt yapım sağlam olsun, başım sıkıştığında bir ambulansa ulaşabileyim der. Evde yaşlı hasta engelli varsa sağlık problemleri çözülsün ister.
Belediye evimin önüne asfalt döksün, kaldırımlar kırık olmasın. Trafik, otopark, ulaşım sorununu, su sorununu çözsün.
Halka ucuz kaliteli ürün sağlayacak pazarların kurulması sağlasın. İhtiyaç sahipleri için aşevleri açsın, işçinin, emeklinin, memurun, öğrencinin uygun fiyata karnını doyurması için lokantalar açsın! İster.
Kent Lokantası, düşük gelirli kişilerin yemek ihtiyacını karşılamak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen restoranlardır. İlk lokanta 2022 yılında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yönetimi altında Çapa'da açıldı.
İstanbul’da İBB’nin açtığı ve binlerce kişiye her gün düzenli olarak üç çeşit yemek sunan Kent Lokantaları’na ilgi her geçen gün artıyor. Önünde uzun kuyruklar oluşan lokantalara olan ilgiyi yerinde inceledim. Çatalca kent Lokantası önünde yemek sırasına giren Çatalcalılarla konuştum. Uzun kuyruklarda yemek sırası bekleyenler arasında çok sayıda emeklinin yanı sıra, öğrenciler, memurlar, esnaf, orta ve dar gelirliler de vardı. Kısacası toplumun her kesime hizmet veriliyordu. İnsanların Kent Lokantaları’nın sayılarının artması yönünde talepleri vardı.
Dışarıda yemek yemenin maliyeti 250 – 300 TL civarında iken, kent lokantasında ise bir menü sadece ama sadece 40 TL. İstanbul kart ile 35 TL. Tatlı yemek isteyenler ise sadece 15 TL daha ücret ödeyerek yiyebiliyor.
Başta öğrencilerimiz ve düşük ücretli çalışanlar olmak üzere tüm Çatalcalılar ekonomik, sağlıklı ve lezzetli yemeklerin sunulduğu bu mekanlara kavuşturulduğuna göre geçim sıkıntısı yaşayanlar, gençler, üniversiteliler, emekliler, tüm halkın bu lokantayı tercih etmesi de normal.
O gün orada bulunanlar lokantanın akşam da hizmet vermesini istediklerini dile getirdiler.
Şu ana kadar Çatalca’mıza hangi güzel hizmet geldi diye baktığımızda, yapılan en güzel hizmet kent lokantasıdır diyebiliriz.
Günlerden cuma idi ve dışarıya kadar kuyruk oluştu arkamda… Menü de çorba, döner, pilav, ayran, meyve vardı. İsteyenler on beş tl gibi bir fiyata tatlısını da yiyebiliyordu. Lezzeti iyiydi ayrıca yemekler sıcaktı ve hijyene önem veriliyordu. Yeterli çalışanı vardı, çalışanlar kadındı. Herkes belli bir disiplin içinde yiyip içip çöpünü çöp sepetine atıp, tepsisini geri iade edip, sessizce lokantadan çıkıyordu. Çatalca’da , sağlıklı, lezzetli ve uygun fiyatlı yemek hizmeti veren kent lokantalarını vatandaşın ayağına götürmek üzere Gezici Kent Lokantası da olmalı. Bildiğiniz üzere Çatalca en büyük yüz ölçümüne sahip ilçemiz. Mesafeler birbirine çok uzak. Binkılıç, Çiftlikköy, Karacaköy gibi mahalleler için en azından haftada birer gün gezici kent lokantası hizmet vermeli diye düşünüyorum.
Dahası var emekli lokali de açıldı. Henüz emekliler kategorisinde değilim ama oraya da gittim gördüm. Fevkalade güzel.
Emekliler mutlaka gidip uğramalı… Günlük gazetelerini okurken millet bahçesi kafeteryasının üst katında güzel manzara eşliğinde muhabbet ederlerken çok uygun fiyata kahve ve çaylarını yudumlamalılar, emekliliğin keyfini çıkarmalılar.
Böyle halkçı bir büyükşehir belediye başkanımız ve halkçı belediye başkanımız varken;
Ah vah ben niye İmamoğlu’na oy vermedim’ ben niye Güzel’e oy vermedim diye üzülmek istemiyorsanız önümüzdeki seçimlerde oyunuzu gerçek hizmet verene verin. Tabi ki takdire şayan güzel bir hizmet yapılan ama bir yanıyla da üzülüyor insan.
Bizi mutsuz eden şey, ülkemizin yoksulluğu…
Ülkeyi yoksulluğa düşüren zihniyet utansın. Bu ülke yoksulluğu hak etmiyor.