Sistem çürüdü!

Sistem çürüdü!

Türkiye geçtiğimiz 22 senede her kurumuyla oynanarak adeta bir laboratuvar deneyi gibi masaya yatırılıp hunharca, vahşice yok edilmeye çalışıldı. Ülkede sistem çürüdü. Nereye eliniz atsanız orası dağılıyor. Ülkede eğitim sağlık adalet yok edilmek istendi. Son günlerde peş peşe yaşadığımız şimdiye dek pekte görmeye alışkın olmadığımız olaylarla sarsılmaya devam ediyoruz. Aslında belki iktidarda bu durumdan hoşnutsuz ama o da biçare kalmış görünüyor. Hani eskiden derlerdi ya "karakola ön kapıdan girip arka kapıdan çıkarlar". Bugün ne acıdır ki bu olayların gerçeğini yaşıyoruz. Adalet yeterince işlemiyor. Yani öyle komedi bir ülke olduk ki tescilli sapık, tescilli katil bile bana "Sapık" dediler, "Katil" dediler diye davacı olabiliyor. Bir yanda özgürlükler ülkesiyiz güya. Diğer yanda. Her yerde sokaklara eli tabancalı, tüfekli bıçaklı saldırganlar, çeteler kol geziyor. Soru şudur ;Hastanelerin bebek öldürdüğü yerde kime güveneceğiz?

Toplum Çalışmaları Enstitüsü, Türkiye’deki toplumsal eğilimleri ölçtüğü araştırmasında "En güvenmediğiniz iki kurumu belirtir misiniz?" diye sordu. Çıkan sonuçlar artık kimsenin kimseye güveni kalmadığını açıkça ortaya koydu. Türkiye’de en güvenilmeyen kurum olarak “Siyasi partiler” yer aldı. Ankete katılanların yüzde 25,1’i bu şıkkı tercih ederken ikinci sırayı ise Diyanet İşler Başkanlığı aldı. İlk sırada bizi yöneten, yönetmeye tabip olan siyasiler var. İkinci sırada ise inanç sistemimizi yöneten kurum. Sonrakileri saymaya bile gerek yok aslında ama biz yine de sayalım. Ankete katılanların en çok güvenmediği kurumların üçüncü sırasında ise yargı var. Sonra hükümet, TÜİK, muhalefet, Meclis, RTÜK diye devam ediyor. Bu kurumlara güvenmeyen millet hastanelere, köftecilere, nasıl güvensin. Her güvendiği dağa kar yağan millet kime güvenecek? Bir kere her şeyden önce olaylara, dünyaya tersinden bakıyoruz.

Her yer suç mahalli

Türkiye artık kriminalize bir hale geldi. Her yer suç mahali oldu. Küçük yaşta çocukların bile çeteleşebildiği bir ülkeye dönüştük. Bugünler yaratanlar eserleriyle ne kadar övünseler azdır. Ancak şu da bilinmedir ki bu enkazın hesabını ere geç vereceklerdir. Son rezillik "Yenidoğan Çetesi" olayıdır. Bu öyle bir olaydır ki tüm bugüne dek yaşananların üzerine adeta tüy dikmiştir. En güvenli liman olan sağlıkta da artık çürüme son noktaya ulaşmıştır.

Büyük vicdansızlık

Yeni doğan çetesi vicdansızlığın ulaştığı noktayı ve şeytanın çırak çıkaracak noktaya gelindiğini gösteriyor ama daha büyük felaket ve aşağılıklık bu işin içinde bir sağlık bakanının hastanesinin de olması. İşte bu çürümenin zirvesidir. 22 sene boyunca beteri olmaz diye düşünürken hayal bile etmeyeceğimiz dip noktasıdır. Bu aslında çürümüşlükle de açıklanacak bir durum değil. İsim bulamıyorum bu yapılana. Şeytana pabucunu ters giydirirler. Şeytan, karşılarında Sübhaneke okumaya başlar. O kadar yani. Dünyada biz cehennemi yaşıyoruz. Kadınlar, çocuklar, sokak hayvanları ve en son bebekler. Allah belanızı versin demekten başka bir şey gelmiyor elimizden
Bir sağlık bakanının hastanesinin bile böyle bir skandalla anılması, vicdanların nasıl tükendiğini ve sistemin çürüdüğünü gözler önüne seriyor. 22 yıl boyunca kötüleşen tabloya tanık olduk, ama bu sefer sınırın da ötesine geçildi. Böylesi bir ahlaksızlığın son bulması ve sorumluların hesap vermesi şart!

Olan, işini hakkıyla yapmaya çalışan doktorlara ve çocuklarını kaybeden insanlara oldu. Cidden akıl almaz olay. Buna sebep olanların derhal cezalandırılması lazım. Bu halk kime neye güvenecek: Devleti dolandıran özel hastanelere mi? Domuz eti barındıran restoranlara mı Evlatlarını huzurla salamayan sokaklara mı? Çocuğunu halis niyetle gönderdiği medreseye mi? Vergi kaçırdığı halde, suçluları serbest bırakan yargıya mı? Neden denetim sistemi bu kadar uyuşuk?

Bugüne nasıl gelindi?

Sağlık Bakanlığı ise olayın kamuoyuna yansımasından ancak iki gün sonra açıklama yaptı. Bakanlık açıklamasında hastanelerin ve olayın bilindiği ancak bunun duyurulmadığı itiraf edildi. Yapılan açıklamada şunlar denildi: “Olay, Mayıs 2023’te İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Emniyet Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen bir operasyonla tespit edilmiş, cezai işlemler yapılmış ve konu adli makamlara iletilmiştir. İnceleme sonucu hukuki yaptırım süreçleri devreye alınmıştır” denildi.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "İnsanlıktan nasibini almamış kişiler bunlar. Gerçekten canice ve kabul edilemeyecek bir çete. Biz bunun her zaman peşinde olduk ve olacağız. Yanlış uygulamalara izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Ortalık koktu!

Konuya ilişkin TTB’den yapılan açıklamada ise yaşananların sebebinin sağlıktaki özelleştirme politikaları olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizi çürütmüştür. Halkın eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için koruyucu hekimlik ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık çalışanlarının iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sistemi hayata geçirilmelidir.”

İddianamede, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin eski Koruma Müdürü Murat Mantuş’un da sanık olarak yer aldığı ortaya çıktı. Polis Akademisi’nden mezun olduktan sonra Bahçeli’nin koruma müdürlüğünü yapan Mantuş’un, çetenin lideri olduğu öne sürülen doktor Fırat Sarı ile yaptığı telefon görüşmelerinin kayıtları da iddianameye girdi.

İddianamede Mantuş’un, görevini ihmal edip ihmalli davranışla kasten öldürme suçunu işlediği, böylelikle müdürü olduğu hastanenin yenidoğan yoğun bakım servisin de usulsüz epikriz yazımı, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamakların da oynama yaptığı ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ye fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği ifade edildi.

Özele teslim edilen sağlık

Bakanlık ve bakan olayın münferit olduğuna yönelik açıklamalar yapsa da sistemin neden böyle işlediğini istatistikler gösteriyor. Sağlık Bakanlığı’nın istatistiklerine göre toplam yenidoğan yoğun bakım yatak sayısı 13 bin 685. Bunların yüzde 53,5’i yani 7 bin 330’u özel sektörün elinde. Kalanların 4 bin 738’i Sağlık Bakanlığı, 1617’si ise üniversite hastanelerinde. Toplamda ise 48 bin 807 yoğun bakım yatağının 17 bin 645’i özel sektörün elinde. Yenidoğan çetesinin, özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine bebekleri yönlendirdiği ve kasıtlı olarak ölümlerine neden olduğu iddia edilmişti. Aralarında doktorlar, hemşireler ve ambulans şoförlerinin de bulunduğu 47 kişi hakkında bir iddianame hazırlanmış ve 22 kişi konuyla ilgili tutuklanmıştı.

'Yenidoğan çetesi' nedir?

Bebeklerin ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri belirlenen 'yenidoğan çetesi' skandala büyük tepki çekti. Hazırlanan iddianamede örgüt şemasından, telefon kayıtlarına ve işbirliği yapılan özel hastanelere kadar çok sayıda ayrıntıya yer verildi. Türkiye'de, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri belirlenen 'yenidoğan çetesi' skandalı büyük tepki çekti. Siyasilerden sanatçılara kadar çok sayıda isim, söz konusu skandala tepki gösteren açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin konuştuğu skandalın ayrıntıları, hazırlanan iddianamede ortaya çıktı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan fezlekenin gönderildiği Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 494 sayfalık iddianamesini tamamladı.

Amaçları maddi kazanç
İddianamede, şüphelilerin, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarını sağlayarak SGK'den yüksek ücret tahsil ettikleri, bazı hasta yakınlarından fazladan para alınarak maddi çıkar elde edildiği ve karın çoğunluğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi şüphelilerle paylaşıldığı belirtildi.

Hastane sahipleri ve başhekimlerin örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte yardım ederek maddi çıkar sağladıkları ifade edilen iddianamede, şüphelilerin yaptıkları bu işlemlerle yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde elde edilen kazancı 3-4 katı artırdıkları kaydedildi.
Bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı anlatılan iddianamede, bu noktada esas amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu kaydedildi.


Bebeklerin ölümlerine neden oldular

İddianamede, maktul bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatırıldığı, bu şekilde bazı bebeklerin enfeksiyon kapmasına, bazılarının da ölümüne neden olunduğu aktarılarak, şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları ilaçları hastaneden çıkarıp satarak maddi kazanç elde ettikleri vurgulandı.

Özel Hastaneler Yönetmeliğine aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında şüpheli Fırat Sarı'nın ele başısı olduğu "yenidoğan suç örgütünün" çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalıştığı belirtilen iddianamede, sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hemşire yardımcılarıyla verildiği, bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı ifade edildi.
İddianamede, tıbbi yöntemlerden uzak tek düze, bebeklerin mevcut özel sağlık durumlarıyla bağdaşmayan uygulamalar gerçekleştirildiği, hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı ve doktor olarak müdahalede bulundukları aktarılarak, bazı şüphelilerin yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşirelerin usule aykırı epikriz raporları yazdığı anlatıldı.

Şüphelilerin incelenen dijital materyallerinde "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablonlar bulunduğu dile getirilen iddianamede, şüphelilerin çoğu zaman hastaların kan değerleri ve enfeksiyon olup olmadığı gibi hususlarda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmaksızın kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize ettikleri, raporların şablon olarak tek elden hastane dışındaki merkezden yazıldığı kaydedildi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri