Kürem-Der Genel Başkanı Faruk Çebi: 'Orman yangınlarıyla mücadele sistemi sil baştan değiştirilmeli'

Türkiye orman yangınlarıyla mücadele ederken Kürem-Der Genel Başkanı Faruk Çebi konuya dair dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bugün Türkiye genelinde 72 yangın çıktığı, 45'inin söndürüldüğünü açıklamıştı. Son günlerde İzmir, Aydın, Bolu, Muğla ve Manisa'da baş gösteren ve rüzgarın etkisiyle hızla yayılarak yerleşim yerlerini tehdit eden yangında havadan ve karadan müdahale sürüyor.

Kürem-Der Genel Başkanı Faruk Çebi, orman yangınlarına ilişkin çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Çebi "Orman yangınlarıyla mücadele vatan savunmasına benzer!" başlıklı yazısında ekstrem iklim koşullarında ormancılığın tüm işleri askıya alınarak koruyucu önlemler için alarma geçilmesi gerektiğine dikkat çekti.

"Toplumu yanlış bilinçlendirmek en hafif tabiriyle ahlaksızlıktır"

Yangın uzmanı olmayan üst düzey yöneticilerin orman yangınlarını söndürme çalışmalarına doğrudan müdahale etmesini doğru bulmadığını belirten Çebi, "Üniversitelerde ormancılık eğitimi almış, arazide de yıllardır yangınlarla mücadele etmiş tecrübeli mühendislerimiz ve bilim insanlarımız varken orman yangınları konusunda ilgisiz insanları konuşturmak ve toplumu yanlış bilinçlendirmek en hafif tabiriyle ahlaksızlıktır." dedi.

"15 yıl geçti, hiçbir şey değişmedi"

2009 yılında Orman Mühendisliği Dergisi'nde yayınlanan "Türk Ormancısının Ateşle Sınavı" başlığındaki makalesini hatırlatan Çebi, orman yangınlarıyla mücadelede sorunların çözümü için bugüne kadar gerekli adımlar atılmadığını ifade ederek "Aradan 15 yıl geçti, hiçbir şey değişmedi!" dedi.

Orman yangınlarıyla mücadele sisteminin sil baştan değiştirmenin gerekli olduğunu vurgulayan Çebi, önleyici tedbirlerin alınmasında ve yangınların söndürülmesinde yerel yönetimlerde sisteme doğrudan dahil edilmesi gerektiğini savundu.

Çebi'nin söz konusu yazısı şöyle:

Orman yangınlarıyla ilgili ağzı olan herkes konuşu yor. En doğruyu yangın olmadığı zamanlarda da konuşabilen uzmanlar söylüyor. Orman yangınlarıyla mücadelede aya, mevsime ya da ağaç türüne bakılmaksızın meteorolojik veriler anlık takip edilmelidir. Ekstrem iklim koşullarında (yüksek sıcaklık, düşük bağıl nem, şiddetli rüzgar) ormancılığın tüm işleri askıya alınarak koruyucu önlemler için alarma geçilmelidir. Yangın uzmanı olmayan üst düzey yöneticilerin orman yangınlarını söndürme çalışmalarına doğrudan müdahale etmesi kesinlikle doğru değildir. Kaş yapayım derken, göz çıkarmaya benzer. Makam güçlerini yangın mahallinden gelen taleplerin hızla karşılanması için kullanmalıdırlar.

Köz üzerinde ter akıtanların hakkı verilmelidir.

Orman yangınlarıyla mücadelenin kahramanları köz üzerinde ter akıtan orman işçilerimizdir. Orman yangınlarıyla mücadele onlarsız düşünülemez. Umarım ve dilerim ki yangınlarda olduğu gibi yangın sonrasında da kıymetleri bilinsin. Yıllardır verilmeyen haklan bir an önce verilsin. Zira takdir edersiniz ki demode olmuş sistemlerden ve sorumluluk üstlenmeyen anlayışlardan dolayı her yangın sezonunda Türk ormancısı ateşle Sınava tabi tutuluyor. Köz üzerinde ter akıtan isimsiz kahramanların dünyada başka örneği olmayan destansı mücadelesi bürokratik oligarşiye heba ediliyor. Yazık!

Değişen hiçbir şey yok...

2009 yılında Orman Mühendisliği Dergisi'nde yayınlanan "Türk Ormancısının Ateşle Sınavı" başlığındaki makalemde orman yangınlarıyla mücadelede yaşadığımız sorunları dile getirmiştim. Sorunların çözümü için bugüne kadar gerekli adımlar atılmadı. Bedelini çok ağır ödüyoruz. 2008’de yaşadığımız büyük Antalya yangınından sonra orman yangınlarıyla ilgili makale yazdım. 2009'da Orman Mühendisliği Dergisi'nde de yayınlanan makalemde orman yangınlarında yaşadığımız sorunları ayrıntılarıyla dile getirdim. Aradan 15 yıl geçti, hiçbir şey değişmedi!

Sen, ben, o yok kamu gücü var

Orman yangınlarıyla mücadele vatan savunması gibidir. Hattı müdafaa yoktur, sathi müdafaa vardır.O satih, tüm canlılar ve onların yaşam alanlarıdır. Hiçbirinin zarar görmemesi için verilen mücadelede sen, ben ve o yoktur. Devlet ve milletle bütünleşmiş sadece kamu gücü vardır. Orman yangınları konusunda bilmeden konuşanlar veya bilmeyenleri konuşturanlar en az yangınlar kadar ülkemize zarar veriyorlar. Üniversitelerde ormancılık eğitimi almış, arazide de yıllardır yangınlarla mücadele etmiş tecrübeli mühendislerimiz ve bilim insanlarımız varken orman yangınları konusunda ilgisiz insanları konuşturmak ve toplumu yanlış bilinçlendirmek en hafif tabiriyle ahlaksızlıktır.

Ormanlar neden yanıyor?

Ekstrem iklim koşullarında ormana sıçrayan en ufak bir ateş parçasının süratle büyük bir faciaya dönüşme olasılığı çok yüksektir. Bu durumda teyakkuza geçilerek en ufak bir kıvılcıma anında müdahale edilmektedir. Elimizdeki tüm olanaklar ne yazık ki bazen yeterli olamamaktadır. Bundan dolayı aynı zaman diliminde geniş alanlarda ve çok sayıda orman yangını yaşanabilmektedir. Kandan, kaostan ve acıdan beslenen PKK terörünün ormanları da yakar realitesinin etkisinde kalınarak oluşturulan sabotaj algısı gerçek sorunların tartışılmasını zorlaştırabiliyor.
Kuraklığın da etkisiyle orman yangınlarının büyüme istidadı çok artmıştır. Orman yangınlarıyla mücadele sistemini sil baştan değiştirmek zaruri olmuştur. Önleyici tedbirlerin alınmasında ve yangınların söndürülmesinde yerel yönetimlerde sisteme doğrudan dahil edilmelidir. Orman yangınlarının nedenini otelle de ilişkilendirmek asla doğru değildir. Yangınlar otel de dahil her türlü yapılaşmayı kolaylaştırmaz, bilakis daha da zorlaştırır. Gerçekleri bilmeden konuşmak ormanlarımıza yapılabilecek en büyük kötülüktür. Unutmayalım ki ormanlar hepimizindir. Yanan ormanların yapılaşmaya açılması mevzuata göre mümkün değildir. Yangından önce verilmiş bazı otel izinleri bu gerçeğe inanmayı zorlaştırıyor. Yangından önce verilen otel izinlerini yangından sonra iptal edecek yeni mevzuata acilen ihtiyaç vardır.

Hava filomuzun güçlendirilmesi gerek

Orman yangınlarından sonra başlatılan ağaçlandırma kampanyalarının uygulamada önemli bir karşılığı yoktur. Yangından zarar gören çam ormanlarının yenilenme kabiliyeti çok yüksektir. Yanan sahanın yangına dayanıklı ve yöreye ait olan ağaç türleriyle takviye edilmesi yeterlidir. Yangınların söndürülmesinde çok büyük önemi olan hava filomuzun oluşturulması için "Ülkemin Ormanları Yanmasın" adı altında bağış kampanyası başlatılmasını öneriyorum.

Can kaybı yok demeyin!

İnsan kaybı yaşanmayan orman yangınlarını "can kaybı yok" diye sunmamalıyız. Yanan ormanların canlı olduğunu ve yüz binlerce canın da yuvası olduğunu unutmamalıyız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İlgili Haberler

Parmağına metal parça sıkışan çocuğun imdadına itfaiye ekibi yetişti
Bakan Yumaklı: Muğla'nın Milas ilçesindeki orman yangını kontrol altına alındı
George Clooney ile bir akşam yemeğinin bedeli

Gündem Haberleri