Bayram biterken...

Evet dostlar. 1 bayram daha geldi ve geçiyor. Bugün bayramın son günü. Peki ne yaptık bayram edebildik mi?

Evet dostlar. 1 bayram daha geldi ve geçiyor. Bugün bayramın son günü. Peki ne yaptık bayram edebildik mi?

Sanırım buna çoğunluk; “ne bayramı hocam” diye yanıt verecektir. Zira emeklinin bayram edecek bir hali yoktu, asgari ücretli veya işçi desen onların da pek bayram ettiğini sanmıyorum. Belki saraylarda yaşayan, bir yağda bir eli balda olan elit bir kesim bayramı bayram ederek geçirmiştir ama halkın büyük bir kısmı sefalet içinde, dedeler torunlarına harçlık veremeden, milyonlar kurban dahi kesemeden bayramı bitiriyordur...

Vatandaş ne kesecek bir kurban alabildi ne de evine bir kilo baklava alıp da misafirlerine ikram edebildi. Tencereler boş, hayatlar nahoş!

Peki ya böyle nereye kadar gidecek?

Bunun cevabı kimsede yok sanırım. Bende de yok sende de yok. Hatta öyle ki sanırım Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'da dahi yok! Bu durumda millet cevapsız kalıp, kimsesizliğe itilip, açlık ve yoksulluğa mahkum edilmişken yapılacak tek bir şey vardır. Onun adı da erken seçim, hemen seçim...

Erken seçim olacak mı?

Bunu da bilmek güç ama içinde bulunduğumuz vaziyet bunun olabileceğini ve gerçekleşmesine sanki çok çok az kaldığını gösteriyor. Öyle ki birçok komplo teorisi bile üretiliyor. Öyle ki;

Son dönemde siyaset kulislerinde dolaşan iddialara göre, Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın kamudaki MHP’li kadroları tasfiye etmeye yönelik girişimlerde bulunması halinde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin erken seçim çağrısı yapabileceği belirtiliyor
. Bu iddia, Sözcü TV'de Can Coşkun'un sunduğu "Türkiye’nin Sözü" programında hukukçu Gamze Pamuk tarafından dile getirildi.

Pamuk, MHP kulislerinden aldığı bilgileri paylaşarak, Bahçeli'ye yakın bir isimle yaptığı yaklaşık 10 dakikalık görüşmeden edindiği önemli kulis bilgilerini aktardı. Pamuk'a göre, Kurban Bayramı sonrasında AKP'nin bir kabine değişikliği yapması, özellikle İçişleri Bakanı ile Adalet Bakanı'nın değiştirilmesi ve bürokraside MHP'li kadroların tasfiye edilmesi durumunda, Bahçeli'nin erken seçim çağrısında bulunma ihtimali var.

Bu iddialar, AKP ile MHP arasındaki ittifakın geleceği konusunda soru işaretleri yaratıyor ve siyasi arenada yeni gelişmelere yol açabilecek nitelikte. Erken seçim ihtimali, siyasi dengeleri ve stratejileri yeniden şekillendirebilir.

Bir bayram günü hikayesi

Seçim meçim iyi hoş, siyaset, ekonomi şu bu ziyadesiyle tatsız. Ama bunlarla bitirip de aklınızı ve canınızı sıkmayalım. Bayramın son gününde tatlı bir öykü ile yazıyı noktalayalım;

Hayat aslında bir hayat olmaktan fazlasıdır… Bu lafı ben söylemiyordum. Sıcak ama rüzgarın tenimizi ihmal etmediği şehvet dolu bir gecede, gözlerinin içine bakarak biramı yudumladığım bir kadın söylüyordu.

Onu her seferinde dikkatle dinliyordum. Bedeni kadar zihni de aydınlatırdı dünyamı. İnsanı şaşırtmak için yaratılmıştı. Daima zıttı düşünür, savunurdu ama inatçılığı doğaldı. Bir keçi gibi tutarlı bir inatçılığı vardı.

Yine böyle bir gün.. Tom Waits “Wrong Side Of Road” isimli şarkısını söylüyor. Her seferinde barmenden bu şarkıyı ister. Nedenini hiç sormadım. Ama muhtemelen bohem ve gündelik hayatı yerden yere vuran fikirlerini destekleyen kendi marşı gibi bir şeydi bu şarkı da.

Gözlerine bakmakla göğüslerine bakmak arasında gider gelirdim. Ciddiyet ve sululuk arasındaydım çoğu zaman. Bir yandan hayatın ne kadar saçma, tutarsız olduğuna dair realist ve içi felsefe dolu eleştiriler diğer yandan da aslında tüm bu saçmalığa rağmen önümüzde biralarımızın olması ve belki az sonra sevişecek olmamız..

Bir ciddiyet şeridine giriyor gözlerine bakıyordum bir sululuk şeridine sapıyor başka türlü bakıp, düşünüyordum. Oysa o sabitti. Flu bir hayata karşı buz gibi olmaktan ve net olmaktan bahsediyordu. Kesin doğruları olmadığı müddetçe insanın daima dengesini yitireceğini ve sık sık umutsuzluğa düşeceğini savunuyordu.

Bunları dinlemek hoşuma gidiyordu. Zira ben hep tarafsızdım hem onun fikirlerine hem hayata. Küstah bir iki duble içki neyimize yetmiyordu? Ki yetiyordu da. Bizi uyuşturacak, umutsuzluğumuzu gölgede bırakacak nedensiz gülüşmelere sürükleyecek ve birbirimizin içinde özgürce kaybolma rahatlığını bahşedecekti. Bunu o da biliyordu.

Aslına bakarsanız debelenip duruyorduk. İlişkide, hayatta, barda, yatakta, hep debeleniyorduk. Belli belirsiz yaşıyorduk! Hoşnutsuz ve hayatı kendi irademizin kullanımına bırakamamış esir insanlardık.

İşimizi sevmiyorduk, dünyamızı sevmiyorduk, çevremizdeki insanları da sevmiyorduk. Sadece içmeyi seviyorduk, sadece birbirimizi öpmeyi. Anlık bir mutluluk bizi bekliyordu. Ancak o mutluluğa varırken bile mutsuzluklarımız gündemde oluyordu. Hep dert ediyorduk, hep hayatın boktan bir şey olduğunu konuşuyorduk. Adeta gecenin sonunda yaşayacağımız mutluluğu meşrulaştıracak kadar mutsuzluk çektiğimize dair kendimizi Tanrı’ya ispatlamaya çalışıyorduk. Acizdik, zavallıydık, sarhoştuk ama rahattık…

Şimdi aradan 3 sene geçti.

Artık o barda yok o kadında. Tom Waits dinlemeyeli de epey oldu. Onun bana söylediği ; “Hayat bir hayat olmaktan fazlasıdır” kaldı aklımda. Korkarım hayatım bir hayat olma mertebesine bile ulaşmış sayılmazdı.

Şimdi o yok, nerede? Ne yapıyor? Bilmiyorum. Ama o bar duruyor, Tom Waits de duruyor tabii ve bira da hala içilebiliyor. Yalnız bir akşam onu düşünüyorum. Haklıymış diyorum. Esaretim sürüyor, fazlalığa ulaşmış değilim.

Budala birçok insan, kendini zeki zanneden bir çok insan, incelikten uzak, estetik fikirlerin alay konusu edildiği ve en fenası umutsuzluğun direkt olarak mağlubiyet sayıldığı kahpe bir zaman…

Şimdi aradan 3 sene geçti evet. Belli belirsiz yaşıyorum ve seni çok özlüyorum…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İlgili Haberler

Atatürk Anıtı'na baltalı saldırıda ifadeler ortaya çıktı: 'Ben Mesih’im, pişman değilim'
Erdoğan, Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile görüştü: Hangi konular ele alındı?

Gündem Haberleri