İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: Hacıbektaş sahipsiz kalamaz

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: Hacıbektaş sahipsiz kalamaz
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’nde konuştu. İmamoğlu “Alevi-Bektaşi toplumunun her zaman yanındayız. Hacıbektaş ilçemiz de bu değerli festival de asla sahipsiz kalmaz, kalamaz” ifadelerini kullandı

BARIŞ KIŞ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “61. Ulusal, 35. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri” kapsamında Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesine geldi. Hacıbektaş Belediye önündeki meydanda düzenlenen etkinliklere katılan Özel ve İmamoğlu, önceki dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş ve coşkulu bir vatandaş topluluğuyla bir araya geldi. Hacıbektaş Gönüllü Semah Topluluğu’nun deyişler eşliğinde semah dönmesiyle başlayan etkinlikte, sırasıyla; Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Kaim, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, İmamoğlu, Kılıçdaroğlu, Baş, Bakırhan ve Özel birer konuşma yaptı.

Özel başkanlara teşekkür etti

Konuşmasına, “Seçme seçilme hakkını, kadının adı yokken, yeri yokken, ‘Bizim nazarımızda kadın-erkek farkı yok’ diyerek, kadını karar süreçlerinin içine dahil edip, kadın sözünü erkek sözüyle bir gören ve aynı değerde gören ve bunu tüm insanlığa öğütleyen hünkarın huzurundayız” sözleriyle başlayan Özel, özetle şu ifadeleri kullandı: “Yapılan son seçimlerde Belediye Başkanı seçilen çok değerli Ali Kaim, biraz önce konuşmasında, teşekkürde bulundu, ülkeyi yönetenlere de sitemlerde bulundu. Kendisi şunu ifade etti: ‘Biz, üvey evlat değiliz’ dedi. Konuşmasında itiraz ettikleriyle, razı oldukları vardı. Razı olduklarının başında adını andığı, Hacıbektaş'ı birileri üvey evlat görürken, buradakileri öz kardeş bilen, başta Ekrem İmamoğlu ve tüm belediye başkanlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Bu topraklarda çok acı dönemler, çok acı günler, çok acı aylar, yıllar hep birlikte yaşandı. Yüzyıllardır kan, gözyaşı, zulüm, bir durduysa, üç yürüdü. Kerbela'da akan kan, Çorum'da, Maraş'ta, Sivas'ta akmaya devam etti. Kerbela'nın direnci, sokak ortasında katledilen bilim insanlarının, sendikacıların, gazetecilerin, Berkin Elvanların, milyonların katıldığı cenaze törenlerinde o direnç vardı. Kerbela'nın yası; kimi zaman Berkin’in, Ali İsmail'in, Abdullah Cömert'in mezarının başına bir sis gibi kondu. Hünkar’ın yolundan gidenler nefis karanlığını marifet ışığıyla, gönül karanlığını aşk ışığıyla aydınlatmaya devam ettiler. Ellerine bir gün silah almadan, şiddete hiç başvurmadan, cahiliye döneminin araçlarına bulaşmadan mücadelelerine devam ettiler. Mazlumlar, zalimin kötülüğüne ne boyun eğdi ne ortak oldu ne onlara uydu.”

Alternatif tören tepkisi verildi

“61. Ulusal, 35. Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli'yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri için Hacıbektaş'tayız. Ancak bir soruna buradan benim de dikkat çekmem, benden önceki kıymetli hatiplere iştirak etmem, katkı vermem gerekiyor. İktidar partisinin, burada yıllardır süren bilgeliği yok sayarak, buradaki canların meşru, resmi siyasi temsilcilerini akıllarınca dışlayarak, 15 Ağustos akşamı, apar, topar alternatif bir tören tertip etmelerini, en başta Hacı Bektaş'ın mirasına yapılmış büyük bir saygısızlık olarak görüyor ve kınıyorum. Bugün Alevilerin en etkin şekilde, -değerli dernekler ve vakıflar adına konuşan Başkanımızın da ifade ettiği gibi- çözüm bekleyen, katkı bekleyen sorunları var. Türkiye, vicdanları yaralayan, bir türlü açıkça ifade edilmeyen bir ayrımcılıkla, Alevilere eşit vatandaşlık haklarını vermemiştir. Yürürlükte olan Anayasa’daki tüm ifadelere rağmen, uygulama sırasında ve kanun yaparken, kanunları uygularken, Alevi vatandaşlara eşit yurttaş muamelesi yapılmamakta, ayrımcılığa tabi tutulmakta, ötekileştirilmekte ve haklı talepleri duymazdan gelinmektedir. Cemevleri, Aleviler için ibadethanedir. Bizler için de ibadethane olacaktır. Bu yasal hak tanınına, bu anayasal hak kabul edilene kadar sizin mücadeleniz, benim mücadelemdir.”

Madımak bir utanç müzesi olacak!

“Camilerin ibadethane görülüp, cemevlerinin ibadethane sayılmadığı; ‘ÇEDES Programı’ altında laik eğitimin örselenip katledildiği, Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adıyla, Alevilerin kabul etmediği bir kurumun ve işleyişin oluşturulduğu ve maalesef, vaktiyle, ‘Cemevi, cümbüş evi’ diyen, cemle cümbüşü bir tutan bir anlayışın yönettiği bu ülkede, cümbüşün yerinin Kültür Bakanlığı olduğu kabulüyle, bir inancı Kültür Bakanlığı’na bağlayarak, bu hakareti, bu hor görmeyi kurumsallaştıran bir anlayışa itiraz ediyoruz. Haklı itirazlarınızın yanındayız. Madımak utancıyla, bu devlet hala yüzleşmemiştir. Madımak bir ‘utanç müzesi’ olana kadar mücadelemizi, mücadelemiz olarak hep birlikte sürdüreceğiz. Yolculuğumuz, ülkemiz için barışa, adalete, hoşgörüye, güzel ahlaka, erdeme, bilime ve umuda giden bir yolculuğu temsil ediyor. Yolumuzu, bu toprakların değerleriyle; Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin, Abdal Musa'nın, Mevlana'nın, Yunus Emre'nin ve nice eren ve evliyanın öğretileriyle aydınlatıyoruz.”

Vefamızı gösterecceğiz

“Biz doğru durmaya ve dost kapısını açık tutmaya devam edeceğiz. Aslan ile ceylanın bir arada yaşayabildiği, bereketin ve hoşgörünün egemen olduğu bir ülkeyi gelecek nesillere miras bırakana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Ve sözlerimin sonuna geldiğimde; vefanın başkenti Hacıbektaş'tan bir ifadeyi tekrar etmeme, benim için bir andı, bir ahdı, ifade etmeme izin veririz. Burada, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, ‘İki büyük eserimden biridir’ dediği partinin Genel Başkanı olarak bulunuyorum. Hacıbektaş'ta, vefanın başkentinden tüm Türkiye'ye söylemek isterim ki; bu partinin ilk genel başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e de tüm genel başkanlarına da benden önceki genel başkanı, çok kıymetli Kemal Kılıçdaroğlu'na da vefamızı göstermenin en önemli yolu, onların partisini iktidar yapmaktır. Hep birlikte bunu başaracağımıza ant içiyorum. Ant içiyorum. Ant içiyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

Hacı Bektaş benim ışığım

“Ben, yıllardır Hacı Bektaş-ı Veli'nin huzuruna gelmenin ve burada bu manevi huzuru yaşamanın, gerçekten heyecanını yaşayan birisiyim” diyen İmamoğlu, Hacı Bektaş felsefesini kendisine bir ışık olarak gördüğünün altını çizdi. Anadolu’dan bütün dünyaya yayılan bu felsefenin merhamet, hoşgörü ve insan sevgisinden beslendiğine vurgu yaptı. “Bugün hikmetli öğretisiyle, hak ve hakikat aşkını anlatan Hacı Bektaş-ı Veli’nin huzurundayız” diyen İmamoğlu, “Ancak üzülerek söylüyoruz ki, ne yazık ki bugünler, dünyanın dört bir yanında acıların yaşanmaya devam ettiği, açıkçası ülkemizde de farklı sıkıntıların arttığı, hatta tüm varlıkların can hakkını savunan Hacı Bektaş-ı Veli'nin huzurunda söylemeye dilim varmıyor ama, kedinin köpeğin bile öldürülmesinin yasaya dönüşme çabasının gösterildiği günlerde Hacı Bektaşi Veli'nin huzurundayız. Bugün biz insanlar, bütün canlıların vebali üstünde olan, düşünen, üreten, duygulanan ve tabii ki sorumluluğu olan varlıklarız” ifadelerini kullandı.

Yolu yolumuzdur

Bu sorumluluğun bütün yöneticilerin üzerinde olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Sevgiyle, akılla ve bilimle bütün sorunların üzerinden gelmemiz gerekir ve bu yönde en üst düzey çabayı ortaya koymamız şarttır. Ama ne yazık ki, farklı meziyetler göstererek üzmeyi, kırmayı, yok saymayı ve insanları kutuplaştırmayı, kavga etmeyi, kan dökmeyi dahi düşünecek kadar ve buna kendi hakkıymış gibi davranacak kadar ileri seviyede şiddeti savunanların olduğu bir ortamdayız. Ve ben şunu ifade etmek isterim ki; hep birlikte, kararlı bir biçimde bu memleketin velilerinin, değerlerinin, ermişlerinin. Hacı Bektaş-ı Veli'nin yolu, yolumuzdur. Bu yol, bize birleşmeyi emreder. Bu yol, bize bir olmayı, iri olmayı, diri olmayı emreder. Bu yol bize, bu memleketin içerisinde 86 milyon yurttaşımızın hiçbirisini dışarıda bırakmamayı, 86 milyon insanımızın, bu canım vatanın her varlığının, her nimetinin, her karış toprağının eşit hissedarı olmayı emreder. İşte bu yolda yürümeye kararlı insanlarız” şeklinde konuştu.

Çok özenli hizmetler sunduk

İBB’deki tüm çalışma arkadaşları ve 16 milyon İstanbulluyla birlikte Hacıbektaş ilçesine hizmet etmenin onurunu yaşadıklarının altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi: “Göreve başladığımızdan bu yana, ilçemizde yaşanan bütün sorunlara yüzümüzü dönerek, Hacıbektaş ilçemizin hak ettiği konuma kavuşması için, üzerimize düşen sorumluluğu en üst seviyede yerine getirme konusunda özenli bir gayret gösterdik. 12-13 yıl önce, buraya geldiğim ilk andan itibaren, üzüntüyle izlediğim, buradaki çevre koşullarının ve ortamın iyileşmesi konusunda o günden bugüne görev aldığımız her ortamda ayrı bir gayret içerisinde olmaya, özenli davranmaya çaba gösterdik. Hem önceki dönem Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hem şimdiki çok değerli Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ile birlikte ve bütün çalışma arkadaşlarımla birlikte, Hacıbektaş'a çok özenli hizmetler sunduk. Söz veriyoruz, sunmaya devam edeceğiz.”

Büyük gurur yaşayacağız

“Çünkü, biz biliyoruz ki, Hacıbektaş ilçemiz sağlıklı hizmet alabilmiş ve alt yapı, üst yapı konusunda insanlarını mutlu edebilmiş bir ilçe olursa ve bu topraklarda Hacı Bektaş Veli gibi isimlerin olduğu yere hizmet etmenin, insanlığa hizmet olduğu bilincine varırsak… Çünkü onların felsefesi, sadece bu topraklara değil, az önceki konuşmacıların ifade ettiği gibi, bütün dünyaya yayılmış, kabul görmüş evrensel bir felsefe olduğunu bilerek ona hizmet etmenin, bu ilçeye hizmet etmenin, insanlığa hizmet etmek olduğunu bilerek hareket ettiğinizde, bu gururu yaşarsınız. Bu anlamda, devletimizin ve ülkemizin her türlü kurum ve kuruluşumuzun, Hacıbektaş ilçesine ve buradaki maneviyatın ihtiyaçlarına, -tek şartla- buradaki maneviyatın temsilcilerine, manevi duygu ve düşüncelere en üst seviyede saygı duyarak hizmet etmek zorundadırlar. Bunu görev kabul etmeliyiz ve ona göre hareket etmeliyiz. Manevi alanların düzenlenmesi, çevrenin toparlanması ve özellikle burada yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz Mihmandar Konutları ile buraya örnek bir gelişim ortamının sunulması ve hatta orada bir kreş ve aşevi ile ilgili daimi bir hizmet ortamının oluşmasıyla birlikte, hizmetlerimiz sürmektedir.”

İki kurum arasında protokol imzalandı

“Özellikle şunu söyleyeyim. Burada çok önemsenen ve her birimiz burada bulunduğumuzda onur duyduğumuz, uzun yıllardır büyük gayretlerle, ulusal ve uluslararası tarafıyla sürdürülen Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinliklerini, bu yıldan itibaren yaptığımız bir protokol ile dünyanın, belki de medeniyetlerin beşiği olan İstanbul'umuzun, Hacıbektaş ilçesiyle, belediyemizle birlikte ‘Ev Sahibi Düzenleme Protokolü’nü yapmış olmanın da gururunu yaşıyorum. Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri'nin Alevi toplumunun hafızasında, duygusunda bir var olma mücadelesi olduğunu, bu etkinlikleri gerçekleştirmek adına canla, başla, dayanışmayla mücadele eden canların birlik mücadelesi olduğunu yakinen biliyor ve hissediyorum. Bu yüzden bu etkinliğin üzerinde dolaşan, ne yazık ki iyi niyetli olmadığını hissettiğimiz ve bu konuda büyük kaygı duyan Alevi-Bektaşi toplumunun müdahalelerine dönük en güçlü iradeyi göstererek, bunları aşarak, bu güzel festivali sahipsiz bırakmamak ve en güçlü şekilde bu buluşmaları desteklemek konusunda, 16 milyon İstanbullu adına aldığımız kararı, buradan gururla, siz kıymetli katılımcılarla paylaşıyorum. En güçlü şekilde devam edecek. Hacıbektaş ilçemiz de bu değerli festival de asla sahipsiz kalmaz, kalamaz.”

h2.jpg

Burada en yüce duygular var

İmamoğlu konuşmasının devamında şöyle konuştu; “Bu anlamda, bugüne kadar hizmet eden tüm kamu görevlilerine, belediye başkanlarına, siyasilere, özellikle bu bayrağı buraya kadar taşıyan Alevi-Bektaşi kurumlarına, yöneticilerine ve 72 millete bir nazardan bakan, sadece Anadolu'dan değil, Alevi-Bektaşi kültürünün yayıldığı bütün coğrafyalardan akın ederek, bugün burada bulunan ve bizimle olan tüm canlara gösterdikleri özveri ve çabalara da ayrıca teşekkür ediyorum. Kesinlikle, ‘Kişinin çektiği kendi ameli / Kişi hizmet ile bulur kemali’ diyen Ahmet Cemalettin Çelebi'nin nefesinde söylediği gibi, bizi ancak halka hizmet, güzele hizmet, insana hizmet kemale erdirebilir. Bu duygularla; memleketimin her insanına, her inancına, her etnik kökenine, ‘86 milyon insanımıza eşit hizmet edebilme sorumluluğunu yerine getirebilmeyi bana Yaradan nasip etsin’ diyerek görev yapan bir kardeşiniz olarak, bugün burada bulunmanın en yüce onurunu ve gururunu yaşayarak, bu duygularla hepinize teşekkürlerimi sunuyorum.”

h3.jpg

Anlamlı bir etkinlik yapıldı

Konuşmaların ardından ödül törenine geçildi. “Dostluk ve Barış Ödülü” Veliyettin Hürrem Ulusoy’un, “Yaşayan İnsan Hazinesi Hizmet Ödülü” Ali Adil Atalay’ın, “Akademik Araştırmalar Ödülü” Meral Salman Yıkmış’ın, “Kültür Sanat Ödülü” de Kılavuz Bakır’ın oldu. Etkinlik; semah dönülmesi ve konserlerle son buldu.

İlgili Haberler

Kaynak:BARIŞ KIŞ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.