Toplumun sinir uçları

Toplumun sinir uçları
Son iki haftadır garip ama dikkate şayan olaylar vuku buldu. Sokak ortasında tanımadığı bilmediği selam vermediği insanlara durup dururken saldırmak nasıl bir ruh halidir?

Son iki haftadır garip ama dikkate şayan olaylar vuku buldu. Sokak ortasında tanımadığı bilmediği selam vermediği insanlara durup dururken saldırmak nasıl bir ruh halidir?
29 Ekim Cumhuriyet kutlamaları’nda çokça kullanılan “Cumhuriyet Kadınları” ifadesi başka bir kesimi ötekileştirmekten başka bir anlam bulamadı.
10 Kasım’da öğrencileri adeta insanın insana hem de ölmüş insana secde ettirilmesi her ne kadar acınası bir hal olsa da nereye mesaj verilmek istendiği apaçık ortadadır.
Bir devlet memurunun yeni doğmuş bebek için yaptığı şey, görgüsüzlüğün pik noktası olmasının yanında kadının başörtülü oluşundan yapılan şeyin adına mevlit denilmesinden dolayı  müslümanlara, İslam’a sataşmaya başlayanlar, bu tarzın İslam dininin tarzı olmadığını gayet iyi biliyorlar. 
Bitmedi sokak ortasında kendi halinde yürüyen genç kızlara sadece başörtülü diye fiilen saldıran kafa neyin kafası alenen ortada.
Yine başörtülü öğretmene saldırı görüntülerini de hayretler içinde izledik ne yazık ki.
ABD Adana Konsolosluğu'nda çalışanların “Cadılar Bayramı”! diye yola çıkarak üzerinde Kabe'nin fotoğrafı ve zemzem suyu şişesini tutarak İslami değerlerle dalga geçtiği görüntüler de hemen herkesin dikkatini çekti.
En son TBMM çatısı altında, 20 yıl öncenin 28 Şubat mantığı ile ne yapıldıysa, ne yazık ki aynısı yapıldı. CHP grup başkan vekili Ak Parti Grup Başkan Vekili‘ne yönelik “Bu kadına haddini bildirin” deme cüretini gösterdi. Anladık ki, CHP’de darbe zihniyeti, tahammülsüzlük, ötekini yok sayma kafası yerinde saymaya devam ediyor.
Bu son olayların hiç biri diğerinden izole değildir. Hepsini birlikte düşündüğümüzde, yan yana koyduğumuzda aklımıza “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçu kapsamı geliyor. Aslında yapılan tam olarak bu ve bundaki amaç insanları ötekileştirmek, aşağılamak, benden olmayanı yok saymaktan başka bir şey değil. Bu olaylarda her hali ile toplumda bir huzursuzluk ortamı oluşturmak amaçlanmıştır.
Toplumun sinir uçlarına dokunarak yapılmak istenen şey, sosyal kargaşaya zemin hazırlamak değil de nedir?
Bu topraklarda bir arada yaşama kültürünün tek örneği olan toplumumuzda sosyal patlamaya zemin hazırlamak kimin senaryosu ise tutmayacağını şimdiden söyleyelim.
Ne yaparsanız yapın kapı komşuları bir birine düşüremezsiniz. O yüzden nacizane tavsiye; Toplumun sinir uçlarına dokunmayın, yanarsınız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.