Şeytan bunun neresinde?

Şeytan bunun neresinde?
ABD Başkanı Donald Trump'ın "Kudüs'ü İsrail'in başkenti"  olarak tanıyacağını söylemesi, dünyada büyük öfke yarattı. Miting, yürüyüş ve kınamalarla, bu davranış ve söylem protesto edildi. Milli ve dini duygularımız şaha kalktı ve olup-biten birçok şeyi birden unutuverdik.

ABD Başkanı Donald Trump'ın "Kudüs'ü İsrail'in başkenti"  olarak tanıyacağını söylemesi, dünyada büyük öfke yarattı. Miting, yürüyüş ve kınamalarla, bu davranış ve söylem protesto edildi. Milli ve dini duygularımız şaha kalktı ve olup-biten birçok şeyi birden unutuverdik.
Ancak, büyük şeytan ABD ve küçük şeytan, Siyonist İsrail bunu ilk defa yapmıyor ki. Bu iki yaramaz devlet, şeytana bile pabucunu ters giydirebilecek cinsten karaktere sahipler. Sadece şeytanla sınırlı kalsa iyi, devletlere, halklara da pabucunu ters giydirmektedirler. Emperyalizmin genel karakteri zaten pabucu ters giydirmektir. Halkları sömürmek, köleleştirmek, savaşlar çıkartıp silahlar satmaktır. Kısacası dünyadaki fitnenin kaynağı, kötülüklerin atası başta ABD ve diğer emperyalist devletlerdir. Ne çare ki, biz bu coğrafyada onların tek dostuyuz. Tezat bir durum değil mi?
Şeytan bu ya; Bazen bir sazın tellerinde, bazen bir uçağın yapımındadır. Bazen bir uzay aracında, bazen bir içki kadehindedir. Meğer her yerde hazır ve nazır olan bu ikili şeytan devletlermiş. Şeytan işi dedikleri bu olsa gerek. Anladık da ABD yeni şeytan olmadı ki. Bu şeytanın 6. Filosunu protesto edip, askerlerini denize dökmek isterken; ”alla hu Ekber” diyerek zamanın solcu gençlerine saldıranlar, kime hizmet etmeye çalışıyorlardı acaba? Yoksa ABD o zaman melekti de, yeni mi şeytanlaştı? Bu şeytan, Vietnam’da, Afganistan’da, Irakta, Libya’da ve son olarak Suriye’de kötülüklerini icra ederken, duyarlılıklarımızı neremizde saklamıştık? Yoksa bu şeytanın askerlerine yanlışlıkla mı dua etmiştik?
İslam ülkeleri, İslam ülkeleri deyip, böbürlenmeye gerek var mı? Türkiye’yi yan taraf da bırakalım! Diğerlerine bakın da görün. Hemen hemen bu ülkelerinin hepsi, geri bırakılmış mı, bırakılmıştır. Demokrasi, dedikleri her neyse, var mı, maalesef yok. Bunu kimlerin, nasıl yaptığını, niçin yaptığını söylemenin yeri burası değil. Bu ülkelerin idarecileri, anti-Amerikancı mıdırlar, hayır. Tam aksine, şeytanın yalakalığını yapmaktadırlar. Kudüs daha yeni mi biz Müslümanların kutsal şehri oldu? Elbette hayır! Defalardır aynı olay tekrarlanmakta, söylenmekte ve gündeme düşürülen bomba olmaktadır. Ortadoğu’da dönen dolapların içinde, İsrail ile dostluk kuranların sahte haykırışlarına inanalım mı? Bana inanası gelmiyor ve tam aksine riyakârlık olarak görüyorum. O zaman, şeytan bunun neresinde?                            
Dünya jandarmalığını yapan büyük şeytan ABD’nin askerleri ve üsleri, memleketimizi ve diğer İslam ülkelerini kirletirken, şeytanla dostluk kurup göğsünü kabartanların ağzının kenarıyla sarı Başkan Donald Trump’u kınamaları bana inandırıcı gelmiyor. Diyelim ki, yaşadığımız dünyada bütün kötülükleri bu şeytan ikilisi yaptı. Savaşları, karışıklıkları, zalimlikleri, sömürmeleri, sürüleştirmeleri bu şeytanların yaptığını varsayalım. Peki, şeytanla bacanak olan Suud’u ve diğer diktatör bozuntularını ne yapacağız? Ülkesinin insanlarını sürüleştirmeye çalışan, bu şeytanlarla teyze çocukları olan yöneticileri protesto etmek de, bir anlamda, şeytana taş atmak değil mi? 
Ülkesinin diktatörü olup, halkını ezenlerin, sömürenlerin ABD’yi kınamaları bana inandırıcı gelmediği gibi, onların da ateşten yaratıldığını gerçeğini kavramak gerekir. Dönemsel karşı çıkış ve protestolarla mı, şeytanı kovup cin çıkartacağız, bilemem! Ya da, şeytani zihniyeti kavrayarak, onunla mücadele ederek mi? İşte burası belli değil. Yine de şeytana lanet!

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.