CHP cemaatten oy alır mı?

CHP cemaatten oy alır mı?

Ekmelledin'i Cumhurbaşkanı adayı etmeyle başlayan bir süreci devam ettiren Abdullah'a Gül'e tekilf götüren, Yavaş'ı başkentte belediye başkan adayı eden ve gün geçtikçe sağa kayıp, MHP'nin diğer bir versiyonu olan İYİ Parti ile iki seçimdir ittifak eden CHP ile DSP arasında alevlenmeye başlanan tartışmayı izliyoruz.

İkisinin de sol orijinli parti olduğunu iddia edip, 17 yıldır iktidar olan sağ ve muhafazakar parti ile değil, bir birleri ile uğraşan iki sol parti karşımıza çıkıyor. Ve bu iki parti görünümün de olan bu iki partiye bakınca DSP'nin, CHP'den aday edilmediklerinden kaçanlara kapı açan yedek bir parti, CHP'nin de, 'tek büyük sol parti benim' deyip şımarıklığı ile karşılaşırız. 'Solun bir araya gelip, güçlü bir muhalefet ortaya koyarak yıllardır sağcılarca idare edilen ülkede iktidar olabilir mi?' diye çırpınanların mücadelesini boşa çıkaran bu iki partinin çıkışlarına bakınca suçun bu ülkeyi yıllardır idare etme imkanı yakalayan sağın suçu olmadığı ve başta CHP ile DSP olmak üzere HDP'nin de içinde olduğu solun bir araya gelmemesinden dolayı sağcı iktidarların yıllarca iktidarda olmasının getirdiği avantaj ve yönlendirme ile seçmenin yani toplumunda gün geçtikçe sağcılaştığını görmek mümkün. Bunu, son günlerde CHP ile DSP arasında yeniden başlayan ve havuz medyasının gaz vermesiyle iyiden iyiye alevlenen sözde solcu iki parti arasında yaşananlara bakınca da görmek mümkün.

Ve DSP'yi görmezden gelmeye gayret gösteren ama giden oyların kendisinden gittiğini görmeyen CHP'nin bu giden oyları sağ ve muhafazakar almaya çalışan bir tavır içinde olduğunu da görmekteyiz. Sağ orijinli siyasilere adaylık teklifleri götürüp, sol iktidarı yakalamaya çalışan bir CHP'nin aynı tavrı yaklaşan yerel seçimler öncesi de ortaya koyduğunu ve camilere, cemaatlere giderek onların sohbetlerine katıldığını da duyup, öğrenirken bir soru ile karşılaşıyoruz. Ve bu soruya ben değil solcuyum diyen CHP'lilerin ve CHP'ye oy verenlere cevap vermesi gereken bir durum yaşıyoruz. O da; 'CHP Cemaatten Oy Alır mı?' sorusudur..

Yani bir taraftan Cuma'ya gidip, Aleykümselam deyip, diğer taraftan Kilis'ye gidip, kadeh kaldıran bir anlayışın şaşkın bir halde hüküm ettiği ileri sürülen bir CHP'nin böyle davranarak sağ ve muhafazakar kesimden oy alabilir mi? Bana sorarsanız sağ ve muhafazakar kesimin hiç bir dönem sola oy vermediği ama solun, solcuyum diyenin insan hakları başta olmak üzere bir çok neden ile oy verebildiği sağın CHP'ye yada sol orijinli bir partiye hatta oy vermeyeceğidir, vermediğidir, vermezde.. Bu nedenle; kendi başına güldüren bu tür davranışlardan vazgeçip, sol orijinli bir bakışın dinin siyasallaştırmasına karşı olduğunu ve laikliği savunan bir bakışla hareket etmesidir. Böyle hareket eden bir solun ancak iktidara yaklaşabileceğini unutmaması gerekenlerin başında CHP ve CHP'lilerin geldiğini de hatırlatırken 17 yıl ve öncesinde ki ortaya konulan tavırlar dolaysıyla solun bir türlü iktidar olamadığını da hatırlamak ve buna göre davranıp, solcuysan solculuğunu yapmalısın denmelidir. Yoksa cami cemaatinin sohbetlerine katılmakla, cemaatlere umut bağlamakla, eski sağcılara adaylık teklifleri götürmekle iktidar değil muhalefet olmayı bile kayıp edersiniz ve bu gidiş ile öyle de olacak gibi. İnanmıyorsanız İran Devrimini birlikte yapanlara bir bakın, onların yanlışlarına da..

AK Partili Belediye Başkanı Köksoy:

Kayyum kararları ile başkanlık memurluk olmuştur!

İki dönemdir Ardahan Belediye Başkanlığı yapan Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy'dan ilginç çıkış. 15 Temmuz Darbe Girişimi ardından Olağanüstü Hal Uygulaması ardından hayata geçirilen ve HDP'li bir çok belediye başkanının görevinden alınması, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı başta olmak üzere AK Partili Belediye Başkanlarının görevden el çektirilmesi ile devam eden kayyum döneminin yeniden gündeme getirildiği şu günlerde AK Partili olan Başkan'dan önemli bir açıklama geldi. 15 Temmuz Darbe Girişimi ardından Olağanüstü Hal Uygulaması başlatan ve bu durumdan kanun, güç alan Başkan Erdoğan'ın seçim öncesi hayata geçirdiği, şimdi de mitinglerinde yeniden gündeme getirdiği kayyum atama kararlarının hayata geçmesi ile halkın seçtiği belediye başkanlarının gözünün sürekli kapıda olduğunu ve adeta bir memur gibi her an görevden alınabileceğini düşündüğü için çalışma şevkini,n kırıldığını ileri sürdü. İktidar partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'nde iki dönem Ardahan Belediye Başkanlığı yapan ve 31 Mart'ta yapılacak olan Mahalli seçimlerde yeniden aday gösterilmeyen Ardahan'ın mevcut Belediye Başkanı Faruk Köksoy başkanlık yaptığı süre içinde ortaya koyduğu çalışmalarının büyük bölümünü hayata geçirmenin rahatlığı içinde olduğunu ancak belediyelere kayyum atama işleminin hayata geçmesi ile kendisinin ve bir çok belediye başkanın şevkinin kırıldığını bununda her belediye başkanının çalışma şevkinin kırıldığını bununda ister istemez beklenen hizmetlerin gecikmesine neden olduğunu ileri sürdü. Umarım başladığımız hizmetler devam eder... Ardahan İl Çevre ve Orman Müdür iken siyasete atılan ve 10 yıldır  Ardahan Belediye Başkanlığı yapan Ardahan Belediye Başkanı Orman Mühendisi Faruk Köksoy makamında yaptığı açıklama da, halk tarafından seçilen belediye başkanlarının çeşitli nedenler ile görevden alınıp, yerlerine kayyum atamasının yada görevi bırakmaya zorlanmasının getirdiği şevk kırma durumun yapılaması gereken bazı çalışmaları engellese de kendisi döneminde tarihi projeler ve işlerin hayata geçirildiğini belirtirken yeniden aday olmadığı 31 Mart sonrası bu çalışmaların devam etmesini umut ettiğini de belirtti. Faruk Köksoy'un AK Parti Ardahan Belediye Başkanı Yunus Baydar'ın çalışmalarına katılıp, Baydar ile sık sık görülmediği şu günlerde adeta kenara çekilip, 31 Mart'ta seçilecek olan başkana oturduğu makamı teslim etmeyi bekleme konuma geçmesi de dikkatlerden kaçmıyor.

CHP cemaatten oy alır mı? Ekmelledin'i Cumhurbaşkanı adayı etmeyle başlayan bir süreci devam ettiren Abdullah'a Gül'e tekilf götüren, Yavaş'ı başkentte belediye başkan adayı eden ve gün geçtikçe sağa kayıp, MHP'nin diğer bir versiyonu olan İYİ Parti ile iki seçimdir ittifak eden CHP ile DSP arasında alevlenmeye başlanan tartışmayı izliyoruz. İkisinin de sol orijinli parti olduğunu iddia edip, 17 yıldır iktidar olan sağ ve muhafazakar parti ile değil, bir birleri ile uğraşan iki sol parti karşımıza çıkıyor. Ve bu iki parti görünümün de olan bu iki partiye bakınca DSP'nin, CHP'den aday edilmediklerinden kaçanlara kapı açan yedek bir parti, CHP'nin de, 'tek büyük sol parti benim' deyip şımarıklığı ile karşılaşırız. 'Solun bir araya gelip, güçlü bir muhalefet ortaya koyarak yıllardır sağcılarca idare edilen ülkede iktidar olabilir mi?' diye çırpınanların mücadelesini boşa çıkaran bu iki partinin çıkışlarına bakınca suçun bu ülkeyi yıllardır idare etme imkanı yakalayan sağın suçu olmadığı ve başta CHP ile DSP olmak üzere HDP'nin de içinde olduğu solun bir araya gelmemesinden dolayı sağcı iktidarların yıllarca iktidarda olmasının getirdiği avantaj ve yönlendirme ile seçmenin yani toplumunda gün geçtikçe sağcılaştığını görmek mümkün. Bunu, son günlerde CHP ile DSP arasında yeniden başlayan ve havuz medyasının gaz vermesiyle iyiden iyiye alevlenen sözde solcu iki parti arasında yaşananlara bakınca da görmek mümkün. Ve DSP'yi görmezden gelmeye gayret gösteren ama giden oyların kendisinden gittiğini görmeyen CHP'nin bu giden oyları sağ ve muhafazakar almaya çalışan bir tavır içinde olduğunu da görmekteyiz. Sağ orijinli siyasilere adaylık teklifleri götürüp, sol iktidarı yakalamaya çalışan bir CHP'nin aynı tavrı yaklaşan yerel seçimler öncesi de ortaya koyduğunu ve camilere, cemaatlere giderek onların sohbetlerine katıldığını da duyup, öğrenirken bir soru ile karşılaşıyoruz. Ve bu soruya ben değil solcuyum diyen CHP'lilerin ve CHP'ye oy verenlere cevap vermesi gereken bir durum yaşıyoruz.

O da;

'CHP Cemaatten Oy Alır mı?' sorusudur..

Yani bir taraftan Cuma'ya gidip, Aleykümselam deyip, diğer taraftan Kilis'ye gidip, kadeh kaldıran bir anlayışın şaşkın bir halde hüküm ettiği ileri sürülen bir CHP'nin böyle davranarak sağ ve muhafazakar kesimden oy alabilir mi? Bana sorarsanız sağ ve muhafazakar kesimin hiç bir dönem sola oy vermediği ama solun, solcuyum diyenin insan hakları başta olmak üzere bir çok neden ile oy verebildiği sağın CHP'ye yada sol orijinli bir partiye hatta oy vermeyeceğidir, vermediğidir, vermezde.. Bu nedenle; kendi başına güldüren bu tür davranışlardan vazgeçip, sol orijinli bir bakışın dinin siyasallaştırmasına karşı olduğunu ve laikliği savunan bir bakışla hareket etmesidir. Böyle hareket eden bir solun ancak iktidara yaklaşabileceğini unutmaması gerekenlerin başında CHP ve CHP'lilerin geldiğini de hatırlatırken 17 yıl ve öncesinde ki ortaya konulan tavırlar dolaysıyla solun bir türlü iktidar olamadığını da hatırlamak ve buna göre davranıp, solcuysan solculuğunu yapmalısın denmelidir. Yoksa cami cemaatinin sohbetlerine katılmakla, fetoculara umut bağlamakla, eski sağcılara adaylık teklifleri götürmekle iktidar değil muhalefet olmayı bile kayıp edersiniz ve bu gidiş ile öyle de olacak gibi. İnanmıyorsanız İran Devrimini birlikte yapanlara bir bakın, onların yanlışlarına da..

AK Partili Belediye Başkanı Köksoy: Kayyum kararları ile başkanlık memurluk olmuştur! İki dönemdir Ardahan Belediye Başkanlığı yapan Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy'dan ilginç çıkış. 15 Temmuz Darbe Girişimi ardından Olağanüstü Hal Uygulaması ardından hayata geçirilen ve HDP'li bir çok belediye başkanının görevinden alınması, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı başta olmak üzere AK Partili Belediye Başkanlarının görevden el çektirilmesi ile devam eden kayyum döneminin yeniden gündeme getirildiği şu günlerde AK Partili olan Başkan'dan önemli bir açıklama geldi. 15 Temmuz Darbe Girişimi ardından Olağanüstü Hal Uygulaması başlatan ve bu durumdan kanun, güç alan Başkan Erdoğan'ın seçim öncesi hayata geçirdiği, şimdi de mitinglerinde yeniden gündeme getirdiği kayyum atama kararlarının hayata geçmesi ile halkın seçtiği belediye başkanlarının gözünün sürekli kapıda olduğunu ve adeta bir memur gibi her an görevden alınabileceğini düşündüğü için çalışma şevkini,n kırıldığını ileri sürdü.

İktidar partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'nde iki dönem Ardahan Belediye Başkanlığı yapan ve 31 Mart'ta yapılacak olan Mahalli seçimlerde yeniden aday gösterilmeyen Ardahan'ın mevcut Belediye Başkanı Faruk Köksoy başkanlık yaptığı süre içinde ortaya koyduğu çalışmalarının büyük bölümünü hayata geçirmenin rahatlığı içinde olduğunu ancak belediyelere kayyum atama işleminin hayata geçmesi ile kendisinin ve bir çok belediye başkanın şevkinin kırıldığını bununda her belediye başkanının çalışma şevkinin kırıldığını bununda ister istemez beklenen hizmetlerin gecikmesine neden olduğunu ileri sürdü.

Umarım başladığımız hizmetler devam eder...

Ardahan İl Çevre ve Orman Müdür iken siyasete atılan ve 10 yıldır  Ardahan Belediye Başkanlığı yapan Ardahan Belediye Başkanı Orman Mühendisi Faruk Köksoy makamında yaptığı açıklama da, halk tarafından seçilen belediye başkanlarının çeşitli nedenler ile görevden alınıp, yerlerine kayyum atamasının yada görevi bırakmaya zorlanmasının getirdiği şevk kırma durumun yapılaması gereken bazı çalışmaları engellese de kendisi döneminde tarihi projeler ve işlerin hayata geçirildiğini belirtirken yeniden aday olmadığı 31 Mart sonrası bu çalışmaların devam etmesini umut ettiğini de belirtti. Faruk Köksoy'un AK Parti Ardahan Belediye Başkanı Yunus Baydar'ın çalışmalarına katılıp, Baydar ile sık sık görülmediği şu günlerde adeta kenara çekilip, 31 Mart'ta seçilecek olan başkana oturduğu makamı teslim etmeyi bekleme konuma geçmesi de dikkatlerden kaçmıyor.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.